Özgürlüğüne Sahip Çıkmak Ya da Çıkmamak!

İki yıl kadar önce “Bu Yazıyı Okumayın!” başlıklı bir yazıyı kaleme almış ve yazımıza Özgürlüğüne Sahip Çıkmayan Gençler (ve buna duyarsız kalan yetişkinler) diye devam etmiştik ve bu yazımız  ilk serbest türde yazdığımız yazıydı.

Ve Polatlı il olmak istiyor ya siz? (Polatlı wants to become province, and you?) sorusuyla Polatlı üzerinden konuyu açıklamaya başlamıştık.

 

Bugün 31 Mayıs 2012 “Dünya Sigara Bırakma Günü” ve yeni bir yazı yazmak yerine özellikle okumamış olanlar için bu yazımı bir kez daha paylaşmak istedim. İşte yazımız:

 

Polatlı il olmak istiyor, ya siz?

Polatlı wants to become province, and you?

Polatlı'yı bilirsiniz! Ankara'nın güzel ve en büyük ilçesi. Türkiye'nin 40 ilinden daha fazla nüfusa sahip. Ne zaman Polatlı'dan geçsem bir pano ilgimi çeker. "Hoşgeldiniz" ifadesinin altında ingilizce "We want to become province", yani "İl olmak istiyoruz." Önce anlamsız gibi gelir ama açıklama ilginç. "Türkçe Söyledik Kimse Anlamadı, Bir de Böyle Deneyelim". Bu yol E90 karayolu ve özellikle devlet protokolünün ve milletvekillerinin geçiş güzergahı. Durum böyle olunca verilmek istenen mesaj daha anlamlı hale geliyor. Mesajın, dönemin Başbakan'ı Tansu Çiller'e yönelik yazılması da olayın başka bir ilginç yönü ve dönemin özelliklerine uygun görünüyor. Hatta kampanyanın başlatıcısı POGİAD üyesi Mahir Yavaş'ın dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'a yazdığı "Türkçe söyledik anlatamadık, İngilizce de anlamadılar sizin ingilizceniz çok iyidir. Başbakanımız Tansu Çiller'i de tanıyorsunuz, telefon edin ve bizi il yapsınlar.", içerikli mektubu ulusal medyada haber konusu olmuştu. Ayrıca pek çok kez ulusal basında da defalarca yer almasına, hatta "il olamadın Polatlı" gibi şarkılar yazılmasına rağmen, ilgililerden ilgilenen de olmamış. Hala farklı ifadelerle aynı mesaj 10 yıldan fazla bir süredir ingilizce olarak kente gelenleri selamlıyor. Konu tabiki bilimsel veriler ve ihtiyaçlar ışığında değerlendirilmeli, Polatlıların taleplerine ve gelecekteki beklentilerine uygun açıklamalar, doğru gerekçelerle ortaya konulmalıdır. Sonuç her ne olursa olsun, Polatlılılar bu girişimleriyle kendi geleceklerine sahip çıkıyorlar.

 

Neden anlattık, bu hikayeyi?
Bir eğitim öğretim yılı daha tamamlanmak üzere. Çocuklarımız ve gençlerimiz yine bir yılı önemli bir tehditin gölgesinde tamamlayacaklar. Ülkenin geleceği, ümidi olan bu kesimin potansiyelini ve üretkenliğini, dolayısıyla sağlığını tehdit eden bir unsur olarak tütün kullanımı ve sigara alışkanlığı konusu üzerinde önemle durmak gerekiyor. Günümüzde küresel olarak sigaraya karşı bir mücadele veriliyor ve konu "31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü" olarak her yıl aynı günde gündeme taşınıyor. Ancak sigarayla mücadelenin sürekliliğin sağlanmasında konuya duyarlı ve görevi sigarayla mücadele olan kuruluşların görevli olduğu yönünde bir genel algının varlığı toplumun diğer kesimlerini pasif bırakıyor. Dolayısıyla bu görev toplumun bütününe verilmiş bir görevdir ve bunun böyle algılanması gerekiyor. Buna göre ailelere, Milli Eğitim Bakanlığı'na, Üniversitelere, STK'lara ve ilgili tüm kişi ve kuruluşlara önemli görevler düşüyor. Bu kapsamda sağlıklı bir toplumun oluşturulmasının sağlanmasına yönelik olarak bu konuda ulusal bir politikaya ve bunun tüm paydaşlarına görev düşüyor.

Ülkemizde Üniversite gençliği ne yazık ki, yüksek oranda çok erken dönemlerde, ortaöğretim çağında, yani üniversite öncesinde tütünle tanışıyor. Korkuteli MYO'nda yaptığımız bir çalışmada sigara içenlerin oranı %40 kadardı ve bu öğrencilerin yaklaşık %90'ının orta öğretimde bu alışkanlığı edindiği ortaya konulmuştu. Her ne kadar bu verileri Türkiye'ye genelleyemiyorsak da, bu veriler durumun ne kadar vahim ve konunun ne kadar önemli olduğunu da açıkça gözler önüne seriyor. Üniversitelerimizde de konuyla ilgili önemli çalışmalar yürütülüyor. Örneğin Akdeniz Üniversitesi Sigara Mücadele Kurulu Başkanı Prof.Dr.Gülay Şadan'ın hedefi "Dumansız Üniversite'yi gerçekleştirmek, kurul üyeleri bu yönde yıllardan beri çalışıyorlar (http://www.akdeniz.edu.tr/sigara.htm). Ayrıca Akdeniz Üniversitesinde de olduğu gibi farklı üniversitelerin Tıp Fakültelerinde de tıbbi yöntemlerin uygulandığı "Sigara Bırakma Merkezleri " kuruluyor. Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi ve Sigarayla Savaşanlar Vakfı gibi gönüllü kuruluşlar kamuoyunu bilgilendirmeye, kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışıyorlar. Bunlar olması gereken ve önemli gelişmeler...

Gelişmiş ülkelerde sigara içme oranının düşmesinde, uygulanan orta ve uzun vadeli politikaların etkili olduğu biliniyor. Bu alanda pek çok ülkeden örnekler verilebilir. Örneğin İrlanda'da 2004 yılında bar çalışanlarının sağlığının korunmasından yola çıkılarak hazırlanan ve kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklayan yasal düzenleme büyük bir başarı ile uygulanmaktadır. Hapishane, ruh ve sinir hastalıkları hastaneleri ve otel odaları haricinde hiç bir kapalı alanda sigara içilmemektedir. Bunlar dikkate alındığında sigara bırakmaya yönelik faaliyetler yanında, hiç içmeme oranının artırılmasına yönelik önlemlerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle tıbbi desteklerle dahi sigarayı bırakmanın ne kadar zor olduğu dikkate alındığında, doğrudan gençlerimizin "sigarayla hiç tanışmamasını sağlamak" yönünde önlemlerin alınması önemli bir çalışma alanı olarak karşımızda duruyor. Bu durum tütün mamullerinin tüketiminin azaltılması konusunun, ülkemizin özellikle toplum sağlığı bakımından mutlaka gündeminde öncelikli olarak yer almasını ve Devlet ile toplumun diğer dinamiklerinin bunu destekleyici yönde çalışmasını zorunlu kıldığı söylenebilir. Bu kapsamda çıkarılan Yasa'ların (4207 sayılı yasa) çok önemli olduğu bir gerçek, ancak yasaların uygulanmasının sağlanması yönündeki kararlılık çok daha önemli ve bunu göz ardı etmemek gerekiyor. Son yıllarda çıkarılan yasa ve düzenlemelerin Türkiye'yi bu alanda avantajlı hale getirdiği rahatlıkla söylenebilir. Bunların devam ettirilmesi yanında konunun ekonomik boyutu ve aile ile öğrenci bütçesi üzerindeki etkisi üzerinde de durmakta yarar olacaktır. Bu durumda gelişmiş ülkelerdeki tütün ve mamulleri ile ilgili fiyat politikalarını da dikkate alarak, tütün mamullerinin fiyatlarının AB standartlarına(!) yükseltilmesi üzerinde durulabilir. Bu durum sigara bağımlılarını kısa vade de üzebilir. Ancak bu mala olan talebi özellikle yeni sigaraya başlayacak olanları engellemek bakımından yararlı olacaktır.

Bu yazının dikkate alınacağına inanarak, Polatlı örneğinde olduğu gibi yazıya başlarken İngilizce "young people, please do not read this text" diye başlamadık ve tamamlarken de "sonsöz" hariç güzel Türkçemiz ile tamamladık. Ümit ediyoruz ki, benzer içerikli bir yazıyı "İngilizce" olarak tekrar kaleme almak durumunda kalmayız. Polatlılılar gibi çocuklarımız ve gençlerimiz de geleceklerine ve özgürlüklerine sahip çıkarlar.

Ancak Nasrettin Hoca örneğini de dikkate alarak "sonsözü" söylerken; yine de "testiyi kırma olasılığı bulunan ülkemizin geleceği olan sevgili gençlerimize, bu yazıyı okumuşlarken peşinen mesajımızı da verelim" istedik. "Sigarasız yaşam özgürlüktür. Özgürlüğüne sahip çık !
_______________________________________________
sonSÖZ:
Sigarasız yaşam özgürlüktür. Özgürlüğüne sahip çık !
(Non smoking life is freedom. Claim to freedom !)

 

Kaynak:http://www.akd-oud.org.tr/yazilarimiz/93-bu-yaziyi-okumayin.html

Yayın Tarihi
06.06.2012
Bu makale 14242 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sevgili Hocam, bu konudaki duyarlılığınız için teşekkür ediyorum. Bu sene akademik danışmanlığını yaptığım Sosyal Düşünce Topluluğu ile her ay bir fakülte önünde izmarit topladık. duyarlılık ve hassasiyet oluşturmak için. yaklaşık 40.000 civarında izmarit toplamışız. adına emperyalizm denen tutsaklığın içine çektiği tütün tutkunluğıundan bir an evvel vaz geçmek gerekecek. aksi halde daha niteliksiz ve sağlıksız bir gelecek bu ülkenin geleceği olacak.. sevgilerimle

Ardahan 12.06.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!