-Eski mi daha güzeldi,
-Yoksa ben mi eskidim.?
Yaşamımın oturmuş alışkanlıkları ile birlikte pek çok şeyini de içine alan kırk yıllık İstanbul ikamesi sayfasını emeklilik vesilesi ile birlikte kapatıp, yorgun-argın, istirahat ve artık dinlenmek, belki de inziva hali yaşamak üzere seçtiğim Antalya şehrine yerleştiğim 2004 yılı itibarı ile muhtemel tam da bu nedenle toplu taşıma araçlarını kullanmam pek gerekmemektedir.
Ancak, paylaşmak isterim ki..
Geçtiğimiz haftaların birinde bindiğim belediye otobüsündeki halimiz beni bir hayli düşündürmekle kalmayıp otobüsün içinde neredeyse isyan halleri yaşamama neden olmaya yetti de arttı bile..
Efendim; Akşamın karanlığında günü ve uğraşlarını bitirip artık evlerine dönen bir grup insanız. Bir kısmımız otobüsün içinde, bir kısmımız otobüse binme gayretlerindeyiz. Hepimizi toplasanız otobüsün kapasitesi dahilindeyiz de üstelik. Ancak gelin görün ki anlamsız bir şekilde otobüse sığamıyoruz.
-“Otobüs” var,
-“Otobüsün kapasitesini aşmayacak kadar insan” varız,
Lâkin !!
-“Otobüse” sığamıyoruz.
Neden mi.?
Şunun için efendim.
İçeriye girenlerin ücretlerimizi ödedikten sonra ayakta kalmak kaygısı ile sandalye kapmaca oyunu oynarcasına koltuklara yönelmemizi anlamak pek tabidir ki mümkündür. Ancak, ayakta olanlarımızın hali içler acısı. Zira otobüsün koridoru yer yer boş olup birkaç insandan oluşmuş kümeciklerin ötesinde tekrar muhtelif boşluklar oluşmuş durumda. Kapısı ise önündekinin üzerine çıkmak zorunda kalmış yolcuların bağırışını içermekte.
Üzerine insan çıkmış yolcu ile birinin üzerine çıkmak zorunda kalmış yolcu aynı ikazla içeri doğru sesleniyor.
-biraz ilerleyebilir misiniz.?
-hareket yok!
Bu kez kaptan sesleniyor.
-beyler ilerleyelim!
-yine hareket yok.
Hiç kimse ne uyarıyı ne de kapıdaki kargaşayı üzerine almayıp kararlı bir tutumla bulunduğu yere daha da sıkı sarılarak sessizliğini muhafaza etmeye devam ediyor.
Böyle bir durumda aklına birbirine duyarlı olmaktan başka bir çözüm gelemeyen zat-i âlim’in, anlayandan müsaade isteyerek anlamayanı ise esefle kınayarak, kendini otobüsün en arkasında zaten mevcut olan uygun yere konumlayabilmesi neyi değiştirir ki.?
Soralım derim kendimize..
Biz neden böyle olduk.?
Ve neden gelecek..
Daha da kötü geldi.?
Sağlıcakla..