PROFESYONEL

Otel yöneticisine ne gerek var? (3)

Patron kendi kendine söylenir; “bu iş böyle yürümez, bunların hepsini göndermek lazım, dışarıda işsiz ordusu var, bunlar işlerinin kıymetini bilmiyorlar, adamlara bir de kışın yarım maaş veriyorum!!! Haram olsun...”

 

Sekreterine (bu günlerde ‘asistan’ diye süslü bir kelime kullanılıyor) bağırır;

 

“ bir daha kimseye kapımı vurdurma, haa! Bir de Genel Müdür denen zıpırı çağır hemen bana”

 

Yine kendi kendine konuşur;

 

“ Bu toy çocuk ta Genel Müdürüm diye geçiniyor; eli cebinde gözü kadınlarda tesisin içinde dolaşmaktan başka bir iş yaptığı yok... Kim bilir arkamdan neler çeviriyordur... En gereksizi o... Önce onu işten atayım da diğerlerine ders olsun... Eh! Kışın da diğer müdürleri gönderir kârı arttırırım, nasıl olsa sezona girerken elini sallasan ellisi”

 

Genel Müdür gelir;

 

“Evladım, anlat bakalım ne durumdayız?”;

 

“Efendim! Ortalama %101 doluluk sağladık, yiyecek- içecek maliyetlerimiz biraz yüksek ama, aslında daha da yüksekti kaçak içkiler sayesinde son aylarda biraz düşürdük, buyurduğunuz gibi bütün sezon 200 personelin üstüne çıkmadık, hepsini en az 12 saat çalıştırdık, bir çoğu dayanamadı ayrıldı ama olsun, nerede ise üç defa tüm kadroyu değiştirip işi aksatmadık, hepsini de asgari ücretten gösterdik, acenteler “hizmet kötü” diye biraz şikayet etti ama hepsine biraz para ödeyip susturduk, iyi bir yıldı anlayacağınız”

 

“Ya kârdan ne haber Müdür Bey”;

 

“Efendim son durumu henüz muhasebeden almadım, en kısa sürede sonucu size bildiririm, ama geçen seneye göre kârımızı ikiye katladığımızdan eminim (lafa bak!!!)”.

 

“Eyi evladım eyi de, muhasebe kâr yok diyor, tekniğe kalsa oteli yeniden inşa ettirecek, peki sen ne güne duruyorsun, ikiye katladığın kârla, bu felaket tellallarını susturamıyorsan senden müdür olmaz, 15 yaşındaki oğlum bile bu işi senden iyi yapar, git muhasebeden hesabını kes, yolun açık olsun... Kaç maaşın var içerde?” ;

 

“Efendim son üç aylık maaşımı hala alamadım...” ;

 

“şuna bak utanmadan mağdur edilmiş gibi konuşuyor, başka yerlerde altı aylık maaşlarını almayanlar var... Ha şu anda paramız da yok, sen hesap numaranı bırak alacaklarını gelecek sezon göndeririz, hadi yine de hakkımı helal ediyorum, benim gibi patron zor bulursun”.

 

“Ama efendim ben!!!”;

 

“sus! bana verdiğin bunca zarardan sonra daha fazla konuşma... yoksa hepsini maaşından keserim... sana her ay 2000.- dolar veriyorum bir de beğenmiyordun... bilsem sana beş dolar vermezdim... hadi yolun açık olsun.

 

Müdürümüz başı önde çıkarken düşünür; “hakkımı yiyor..., haram olsun... Neyse hiç değilse bu sefer sezonu tamamlayabildim, seneye Allah kerim!”

 

Yukarıda betimlenen hikâye abartılı mıdır? Belki bir parça... Ama sektörümüzde buna benzer sahneler maalesef sık yaşanıyor. Profesyonel yöneticiye ve kurumsal yapıya önem verdiğini bildiğim birçok yatırımcı olduğunu da belirtmeliyim. Ama özellikle Antalya bölgesinde bu evsafta yatırımcının çok azınlıkta kaldığını da vurgulamak gerekir... Ne diyelim? Bir gün doğruları buluruz inşallah!!!

Yayın Tarihi
24.10.2008
Bu makale 10062 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Beyim ; az bile olmuş! Hani dediğiniz gibi 'abartılı 'falan değil. Aslında oturup her kademeyi yazsanız, ne köşeniz yeter,ne zamanınız. Sevgilerimle efendim.

Agah Akçakıl 27.11.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!