PROFESYONEL

Ortalık toz duman!

Uzun süredir Sayın Başbakanla bir medya gurubu arasındaki mücadeleyi ibretle izliyoruz.

 

Bu mücadelenin galibi yok. Mağlubu ise Türkiye Cumhuriyeti ve onun vatandaşları. Bir Başbakan’ın ülkeyi böylesine gergin bir ortama sürüklemekle ne elde ettiğini bilemem ama ülkemizin bu ortamdan çok zarar gördüğü yadsınamaz. Senelerdir düzeltmeye çalıştığımız ve biraz da düzelir gibi olan imajımız, medeni addettiğimiz ülkeler nezdinde yeniden değer kaybediyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının başta Doğan gurubu olmak üzere, medya kuruluşlarına konumuna hiç uymayan bir üslupla saldırması, tehdit etmesi ve sindirmeye çalışması; yurt dışındaki kurum ve kuruluşlarca da ibretle izleniyor. Sonuç?

 

Senelerdir kurtulmaya çalıştığımız bize yönelik ön yargılar yeniden körükleniyor ve hükümetimizin iftiharla ön plana çıkartmaya çalıştığı Avrupa birliği yolundaki çabalarımız, önemli yaralar alıyor. Bu etkileşimle, AK Partili yetkililerden birbiri arkasına, toplumu geren ve kamplaştıran, konuşma adabına uymayan söylemler geliyor.

 

Bir taraftan mevcut hükümete atfedilen; “yolsuzluk”, “ılımlı İslam devleti kurmaya çalışma” ve “dikta rejimine heveslenme; iddiaları, diğer taraftan karşı cephe kabul edilen ana muhalefet partisine, Atatürkçü düşünceye ve laikliğe yakınlığı ve bağlılığıyla bilinen önemli insanlara karşı yürütülen çete kurma iddiaları ve tutuklamaları... Bunlar yetmiyormuş gibi, birde Dünyada herkesi sarsarak büyüyen ve dalga dalga bize doğru seyreden bir Ekonomik kriz... Velhasıl-ı kelâm, ortalık toz duman!!!

 

Bu tablonun sonu pek hayra alamet gözükmüyor. Bu gerilim içinde kimsenin, çok daha önemli memleket meselelerine, kendi işine gücüne odaklanması ve üretken olması mümkün değil. Nitekim, “Türkiye’de ve Antalya’da Turizmin gelişmesi için daha neler yapabiliriz” konusuna odaklanıp, bu düşüncelerimi köşeme yansıtmam gerekirken; ben de, bize olumsuzluktan başka bir şey kazandırmayan bu girdaba kapılıp , mevcut gündeme odaklanmış, yazıyorum...

 

Artık herkesin aklını başına toplayıp, bu kamplaşmalardan sıyrılıp, bu ülkeyi refaha çıkarmak için el ele mücadele etme zamanı. Aslında geç kaldık ama “zararın neresinden dönülse kârdır” demiş Atalarımız... Öncelikle bizi yönetenlerin; düşmanlık tohumları ekmekten biran önce vazgeçip, sevgi, saygı, kardeşlik ve birlik-beraberlik tohumları ekmeye başlamaları gerekmekte.

 

Çevreme bakıyorum, artık insanların birbirine sevgi ve saygısı kalmamış. Herkes kendisi için yaşıyor, yakın uzak çevresi onu ilgilendirmiyor. Hatta bazen ailesi bile... Ne büyüğe, ne kadına, ne tecrübeye, ne de insanlığa saygı kalmamış. Hele sevgi! sadece lafta mevcut, iş o sevginin gereklerine gelince bir buharlaşma olmakta...

 

Değerli ülke yöneticileri, “balık baştan kokar” derler, insanlara örnek olup herkesi sevgi ve saygı ile kucaklayan yeni bir sayfa açmanız şart. Aksi takdirde, oluşturduğunuz sevgi ve saygıdan uzak ortam, kitleleri bir kardeş kavgasının, bir kargaşanın içine sürükleyecek. Gelişelim, ileri gidelim derken ülke on yıllarca geriye, kardeşin kardeşi ezip geçtiği karanlık günlere, dönecek. Artık, aydınlarımızın ve medyanın da, kendilerini “rating” denen canavardan kurtarıp, vatandaşlarımızı birleştirici, insanlar arası kardeşliği destekleyen, her satırında sevgi ve saygı içeren yayınları ön plana alması kaçınılmaz bir gereklilik. Yoksa, ilerde çok pişman olacağımız bir yoldayız ve iş işten geçmek üzere...

 

Sevgi ve saygıyla kalın...

Yayın Tarihi
26.09.2008
Bu makale 9275 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!