Ortak Gelecek İçin Barış...



 

 Antalya’da üç gün önce sosyal medyanın etkili araçlarından tivitır (twitter/tiletir) üzerinden bir hareket başladı. İlk tivitır mesajı (tileti) Bir kez olsun gazetelerin tümü aynı manşetle çıkamaz mı?”, şeklindeydi ve Prof.Dr.Alper Demirbaş tarafından gönderilmişti, sonra bir değerli gazeteci yazar “Ah hocam biz hangi işimizde birlik beraberlik gösterdik ki :((   Hepimiz kavgaliyiz :))) ” şeklinde esprili bir mesaj göndermiş ve yine buna karşılık olarak Sayın Demirbaş “Akan kan, basılan karakollar, toprağa düşen şehitler konu olunca da kavgalı mısınız? Bence hükümetin, muhalefetin üstünde ve dışında sadece insani olan başka hiç bir amacı ya da kaygısı olmayan bir mesaj (ortak manşet olarak kullanılamaz mı?)...” şeklindeydi ve Antalya’nın yerel gazetelerinde konuyla ilgili ortak manşet kullanılmalı dileği paylaşılıyor ve yerel basına bu konuda birlik öneriliyordu…

 

Konu gerçekten çok önemliydi ve son 30 yılda neredeyse 30 bin yaşamın kaybına yol açan bu kanlı süreç; ekonomik olarak ta 10 tane GAP Projesi yapmaya yetecek kadar mali kaynağın heba olmasına yol açmıştı. Aslında  en önemlisi de insan kaybımızdı, çünkü bu toplumun hafıza ve ruhunda yaralara, travmalara, ayrışmalara ve amaç birlikteliğinden uzaklaşmalara yol açıyordu... Bu ise birlik düşüncesinin erozyona uğtramasına ve belki de bazı toplulukları farklı arayışlara yönlendiriyordu. 

Tivitırdaki düşünce paylaşım sürecine dönüldüğünde Antalya Tivitdaşlar grubu üyelerinin ve diğer katılımcıların neredeyse 30 yıldan beri devam eden teröre karşı güç ve gönül birliği yapmak için mesajlar göndermeye devam ettikleri görülüyordu.

Buradan da anlaşılıyordu ki, bu girişim bir bakıma yerel Antalya basınına yönelik olarak ortak bir çağrı  haline dönüşüyordu. Devam eden mesajlar samimiydi, sağduyuyu ifade ediyordu, birlik olmanın ne kadar önemli olduğunu ve bugün her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç olduğuna yönelik düşünceler paylaşılıyordu. 


Tek beklenti terörün sona ermesi, akan kanın durması, ülkemizin etrafındaki yangını da dikkate alarak Türkiye'nin birliğinin korunması yönünde güçlü bir ses çıkarmak, kamuoyunun dikkatini bu alana çekmekti. Burada her görüşten herkesin  gönül birliği yapma yönündeki samimi talepleri sanal ortama yansıyordu. Bunun için kullanılan anahtar kavram ise "BARIŞ"tı. Hemen şimdi barış; kaybedecek ne bir can, ne de zaman var! teması öne çıkıyordu. Ve son iki günde aldığımız ve sanal ortamda paylaşılan bazı değerli mesajları soyad alfabetik sırasına göre aşağıda vermiş olalım.

Mehmet_Aldemir:”Barışın temelleri, toplumsal saygı ve bireysel tevazu ile atılır. Diğergamlık ile korunur.”

 

Nevzat Çevik: “Barış, kanatları kırık bir kuş gibi: Balmumundan kanat yapıp taksak mı İkaros gibi. Yeter ki güneşi görmesin: Uçar!”

 

Alper Demirbaş: “Barış olmadan ortak gelecek olmaz.”

Ebru Özdemir: “Ortak degerlerde yuzyıllarca barış içinde yaşadık, annelere büyük görevler düşüyor, çünkü aslında gelecegi onlar inşaa ediyor.  Milli aklımız ve sağduyumuz ile bu sorunu çözeceğiz inşallah.

 

Sezai Özen: “Barış içinde yaşamak için kanaat önderlerinin ve halkların geniş katılımı ile gerçek durum tespiti yapılmalı.”


Etkinlikte ne yapılması öngörülüyor?
Yapılması önerilen etkinlik ise Antalya yerel gazetelerinin bir gün aynı başlık veya manşetle çıkmasıydı. Biz ise buna internet medyasını ve tüm köşe yazarlarının aynı ortak başlıkla makalelerini sunmalarını da eklemiş ve 5 Ağustos 2012 tarihini ise bu etkinlik için uygulama zamanı olarak belirleyip sanal ortamda paylaştık… 

Bu kapsamda beklentimiz pazar günü, yani bugün 5 Ağustos 2012 tarihinde Antalya gazetelerinin manşetlerinde ve İnternet Medyasının ilk sayfasında "Ortak GELECEK için BARIŞ" ifadesini görmekti, en azından bu başlığı manşet olarak görmeyi ümit ediyoruz.


Yine aynı tarihte Antalya gazetelerinin köşe yazılarının başlıklarında da "Ortak GELECEK için BARIŞ" ifadesini başlık olarak görmeyi bekliyoruz, en azından bu ifadeyi yine yazıların başlıkları olarak görmeyi ümit ediyoruz.

Buna göre; "Ortak GELECEK için BARIŞ" ifadesini; bugün Antalya Gazetelerinin Manşetlerinde  ve Köşe Yazılarının başlığında görmemiz halinde; tam olarak bir ölçüt olarak kabul edilemese de “Antalya'nın Türkiye'nin geleceğine, birliğine ve bütünlüğüne yönelik olarak var olan hassasiyetin fark edilmesine ve ilginin aynı noktada toplanmasına katkı sağlanmış”, olacaktır.

Antalya'da çakan sanal ortamda parlayan bir kıvılcımla başlayan bu girişimin diğer illerimize de yayılması durumunda ise; tüm toplum ve tüm ulus tarafından “birlik düşüncesinin” güçlenmesine ve benimsenmesine katkı sağlanması ve yol açması kaçınılmaz olacaktır.

Türkiye’nin birliği için Antalya gazetelerinde ve köşe yazılarında "Ortak GELECEK için BARIŞ" ifadesini ortak manşet ve başlık olarak atmanın onuru ANTALYA BASININA yakışacaktır. Bu bağlamda tüm basınımızın bugün aynı manşette, yani "Ortak GELECEK için BARIŞ" ifadesinde buluşması yönünde şahsımız ve değerli arkadaşlarımız çabalar sarf ettiler.

Süreci tartışmaya açan ve katkı veren tüm takipçilerimize ve takip ettiklerimiz değerli insanlara içten teşekkür ediyorum. Bu bağlamda bugün aynı manşette buluşmuş olan basınımız tüm Türkiye’ye önemli bir mesaj vermiş olacak ve belki de diğer kentlerimizde de benzer etkinliklerin yapılmasına yol açılacak….

 

Sevgi Kültürü ve Terör!

Yazımızın bu bölümünde konuyla  ilgili olarak 15.07.2011 tarihinde kaleme aldığımız “Sevgi Kültürü ve Terör!” başlıklı yazımızdaki düşüncelerle tamamlamak istiyorum.

  Ne yazık ki, Türkiye onlarca yıldan beridir terör sorunuyla iç içe yaşıyor. On binlerce şehit ve acılı aileleri, yakınları ve tüm ulus olarak her birimiz üzülerek, kendi ölçülerimize göre neden bu karmaşa, kimler bundan yarar sağlıyor olabilir? diye düşünerek çözüm yolları arıyor ve konuyu tartışarak yaşantımıza devam ediyoruz. Son dönemlerde şiddet ile sorunun çözülemeyeceğine yönelik oluşan olumlu ortam; tüm kesimlerin kınadığını bildirdiği dünkü saldırıyla, maalesef yerini tekrar endişeye bırakmış gibi görünüyor. Her ne olursa olsun insanın yaşam hakkına yapılan saldırılar herhangi bir gerekçeyle hele hele bugünkü koşullarda ve ortamda açıklanabilir değil…”

Benzerliklerin ve ortak değerlerin öne çıkarılarak birlikte olma ve yaşama arzusunun güçlendirilmesi yerine,  farklılıkların öne çıkarılarak toplumun ayrıştırılmasına yönelik çabalara rağmen; çevre ve komşu ülkelerle karşılaştırıldığında bu denli birlikte yaşama arzusuna sahip ve birbirine saygılı ve  bağlı bir ulus göremiyoruz. Burada Yunus’un, Mevlana’nın, Pir Sultan’ın bu topraklarda yaşamış olmalarının bunda bir etkisi var mıdır? Yüzlerce yıl önce bu topraklara serptikleri sevgi ve hoşgörü tohumlarının etkileri hala devam mı ediyor? Kuşkusuz evet! Örneğin büyük düşünür Mevlana  yaşadığımız bu toprakların insan sevgisiyle ve erdemle yoğrulmuş olduğunun bir kanıtı olarak yüzlerce yıl öncesinden seslenmiş dostluk ve kardeşlik üzerine…  " Ben dostlarımı; Ne kalbimle, ne de aklımla severim. Olur ya...! Kalp durur, akıl unutur.  Ben dostlarımı; Ruhumla severim.  O, ne durur, ne de unutur"…demiş;

yine Pir Sultan Abdal  “Yağmur gibi yağar başıma taşlar, Dostun bir fiskesi yaralar beni”… “Şu ellerin taşı hiç bana değmez, ille dostun gülü yaralar beni”  diyerek dostluğun kardeşliğin önemine dem vurarak dostluğu tanımlamış;  Ve esas olanın bilimden geçtiğini bilimin kendine saygıyla başladığını  “İlim ilim bilmektir,  İlim kendin bilmektir,  Sen kendin bilmezsen,  Bu nice okumaktır.” sözleriyle bildirmiş Yunus Emre… İşte bu insan odaklı engin ve zengin kültürle yoğrulmuş insanımızın inişler ve çıkışlar yaşatılsa da, karşı karşıya getirilmeye çalışılsa da; bir şekilde doğruda ve kardeşlikte buluşmasının temelinde bu vardır, demek gerekiyor. 

Tüm insanlığa en güzel hoşgörü ve erdem  örneklerinin verildiği bu  topraklarda bu düşünceyi hakim kılmak için her kuruma ve her birimize önemli görevler düşüyor.”

 

Sonsöz olarak; süreci tartışmaya açan ve katkı veren tüm takipçilerimize ve takip ettiklerimiz değerli dostlarımıza içten teşekkür ediyor; sanal ortamda konuyu tartışmaya açan ve katkıda bulunan değerli katılımcılarla ve “Ortak Gelecek İçin Barış” manşeti atan gazeteler ve yazı başlıklarında bu ifadeye yer veren yazarlarla ve konuya hassasiyet gösteren herkesle birlikte bir “Antalya Birlik için Barış Platformu” oluşturulmasının yararlı ve somut bir sonuç olacağı kesindir. Ülkemizin üzerinde bir kara bulut gibi onlarca yıldır dolaşmaya devam eden terör sorununun çözümlenerek, ulusal birliğimizin bu süreçten güçlenerek çıkmasını yürekten diliyorum, diliyoruz…

Yayın Tarihi
06.08.2012
Bu makale 12065 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!