Önce kültür kenti olmalıyız!

Tam dört haftadır yazılarıma ara vermişim. Diğer sosyal işleri yapmaktan zamanın bu kadar hızla akıp geçtiğini fark edemedim. Fark ettiğim bir şey var, ülkemde fikir hayatının önünde, bir kör dövüşünün olduğu ve fikir üretimini temelden engellediğidir. Ergenekon, Balyoz, Anayasa hepsi bu kör dövüşüne kurban gidiyor. Bunlar Türkiye genelindeki kör dövüş, bölgesel olarak da baktığımızda size Antalya’dan örnek vereyim; Kırcami, Batı Çevre Yolu’ndaki emsal, Antalya Kültür Sanat Vakfı’ndaki kavgalar, Işıklar Caddesi ve bitmeyen altyapı çalışmaları ve de Antalya’nın Avrupa Kültür Başkenti (!) olması için çalışacak CHP’li komisyon.

‘Antalya ‘Avrupa Kültür Başkenti’ olur mu?” diye 19 Eylül 2005 tarihinde bir yazı yazdım. Merak edenler www.antalyabugun.com’daki arşivimden okuyabilir. Yani bundan 5 yıl önce bu fikri ortaya attım.

Yazımın ilk cümleleri şöyle:Böyle bir başlık nereden çıktı diye soracaksınız, eminim. İdeal insanın kendine misyon ve vizyon belirlemesi gibi kentlerin de bu yapılarının olması gerekmektedir. Kentlerin vizyonlarının oluşması, sadece o kenti yönetenlerin değil, o kentte yaşayanların da ortak akıl denen bir idealle bir vizyon etrafında birleşmeleri gerekir. Bu alandaki liderlik değişkendir. Sivil Toplum veya yönetenler burada liderliğe soyunur. İdeal olanı ise ortak bir platform oluşturarak, büyük bir sinerji elde etmektir.

Yazımın son cümleleri de;İstanbul’un bu girişiminden sonra Avrupa Kültür Başkenti olmaya Antalya da talip olmalıdır. Olmalıdır diyorum çünkü Antalya kendine böyle bir vizyon belirlerse o zaman daha planlı bir geleceğe yönelir. Turizmde bir “Master Plan” eksikliğini sektör olarak hep söylüyor ve yazıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı kerhen de olsa Master Plan çalışması başlattığını açıkladı. İşte bölgesel bir master plana konu olacak bir proje Antalya için ‘Avrupa Kültür Başkenti’ olmasıdır. Bu hedef Antalya’nın yıllardır kanayan yarası ‘Kaleiçi’ projesine sadece, hayat vermekle kalmaz, Antalya’nın tarihteki misyonu olan ‘Pamfilya’ ‘Farklı Kültürlerin Kenti’ hedefine yeniden ulaştırır.

Pekiyi, bunlar yazıldıktan sonra böyle bir vizyona yöneticiler, toplum olarak inanıldı ve  benimsendi mi? Kocaman bir HAYIR. Antalya önce bir “Kültür Kenti” olma vizyonunu bile benimseyemedi.

Bir yılını dolduran Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof Mustafa Akaydın, Avrupa Kültür Başkenti olma kriterlerinin değiştiğini araştırmamış olacak ki bir popülizm kurbanı oldu. Kendisine böyle bir misyon biçmiş olması güzel ama vizyonu oluşturanların ne yazık ki çapı küçük kalmış. Onun için Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı, Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun sert eleştirisini kabul etmesem bile en azından böyle bir idealin, kendisiyle paylaşılmamış olmasından haklı buluyorum. Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis Başkanlığına seçilip Antalya’ya yaptığı ilk ziyarette Sayın Akaydın’ı ziyaret etme nezaketini göstermiş ise böyle bir konuyu onunla paylaşmak gerekmez miydi? O zaman kriterlerin değiştiği bilinip böyle bir kör dövüşüne gerek kalmazdı. Ben beş yıl önce kentte yaşayanların “ortak aklından” bahsetmişim, dar parti aklından değil…

Şimdi gelelim, popülizmden uzak yapılması gerekene. Önce bu kent bir “Kültür Kenti” olmalıdır. Ama sözde değil özde. Yani Fazıl Say’ın yılda bir Kepez’de bir piyano resitali vermesi ile bu kent “Kültür Kenti” olmaz. Kavşağa “Opera Bulvarı” tabelası asıp, o kavşakta mezbelelik içinde 3 gecekonduda lastik tamircilerinin olduğu bir opera çevresi olmaz. 46’ncısı yapılacak olan Altın Portakal Film Festivali’nde, ne her yıl konsept değişir, ne de her yıl yönetmen. Filmlere ve şimdilerde televizyon dizilerine ödüller veriyoruz ama bu kentte film de, dizi de çekilmiyor. Yıllarca yazıyorum bu kentte bir “Film Komisyonu” bile kurulup, Antalya’yı film platformu haline getirtemedik. Bir elin parmakları kadar az festival düzenleniyor ama bu kentte hiçbirinin programı son 3 aydan önce açıklanamıyor.

İstanbul ile birlikte Avrupa Kültür Başkenti olan Almanya’nın Essen kentinin Sanat Müdürü Türk asıllı Aslı Sevim Hanım’ın “Kültürlerle Değişim” sloganını projesine verdiğini öğrendiğimde, duyduğum mutluluğu tarif edemem.

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
07.04.2010
Bu makale 4466 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!