Ocağına İncir Dikmek?

 

           Bir gün seyahatten erken dönen Temel, karısını yatak odasında bir başka erkekle yakalar. Tabancasını çeker. Kendi başına dayar. Karısı Fadime yalvarmaya başlar “Temel kendine kıyma ne olur” der. Temel: “Konuşma kahpe bundan sonra sıra sana gelecek” der.
           Türkiye’de aynı durumdadır.
           Bu dış politika ile intihar etmek üzereyiz.
           “Ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptığımız, Şengen değil Şamgen” diyerek vizeleri kaldırdığımız ve ailece tatil yaparak Türkiye’de ağırladığımız Başer Esad’ı “diktatör” ilan edip, (Adını Esed haline getirip) Laiklik düşmanı ve Sünni bir şeriat devleti kurmayı amaçlayan IŞİD’e MİT TIR’ları ile silah gönderdik…
           Şimdi Suriye’de koalisyon güçleri ile birlikte tam tersini yapıyoruz.
           Böylece Suriye’deki “Kürt Kantonlarını birleştirme” politikasını desteklemiş oluyoruz. Yani intihar…
           Senin evin camdansa komşunun penceresini taşlamayacaksın.
           Değerli dostum yazar Lütfi Kırayoğlu son gelişmeleri değerlendirdiği yazısında Suriye için ABD’nin Adana/İncirlik Üssünü kullanmasıyla ilgili olarak ; “Ocağımıza dikilen İncir(lik)” diyor.
           Bildiğiniz gibi “Ocağına incir dikmek” bir Türk değimidir. Anlamı da “harabeye dönerek ıssız ve sahipsiz kalan evlerin yıkıntılarında incir ağacı çıkması” gibi “mahvolmak” demektir.
           ABD; Orta-Doğu’daki planlarına uygun parçalanmaları sağlamak için sürekli olarak Türkiye’yi kullanıyor.
           Irak’ta bunu Çekiç Güç ile sağladı.
           Bildiğiniz gibi güya “Kuzey Iraklı sivilleri Saddam tehdidine karşı korumak gayesiyle kurulan ve vazife süresi 30 Eylül 1991 tarihinden itibaren üç ay uzatılan Çekiç Güç’ün Silopi ve Batman’da bulunan 3000 kişilik kara kuvveti geri çekildi. Buna mukabil İncirlik’teki hava unsurlarını güçlendirmek ve caydırıcılığını artırmak gayesiyle F-111 ve F-16 uçakları İncirlik üssüne geldi. Çekiç Güç emrinde 402 ABD’li 199 İngiliz, 157 Fransız ve 63 Türk görevli 52 savaş uçağı, 2 Awacs, 9 helikopter, 14 adet havadan yakıt ikmali yapabilme tankı ve kargo uçağı vardır.”(*)
           Irak’a “kimyasal silah üretiyor” gerekçesiyle müdahale eden ABD bunun aracı olan Çekiç Güç ile İncirlik ve Muş Havaalanlarını kullanarak arkada bir buçuk milyon Iraklı ölü ve üçe bölünmüş bir ülke bıraktı.
           Şimdi İncirlik Üssünü kullanarak aynı oyunu bu kez Suriye’de oynuyor.
           Nerede Irak’ta olduğu söylenen kimyasal silahlar?
           “Irak’ta kimyasal silah imal edildiği” savının dünyada söylenen en büyük siyasal yalanlardan birisi olduğu Birleşmiş Milletler Uzmanlarının raporuyla anlaşıldı. Şimdi de koalisyon güçlerine göre Başer Esat diktatör! Yine bir yalan yeni bir yalan…
           “…En son Aralık 1992’deki TBMM toplantısında Çekiç Güç’ün memleketimizde bulunma süresinin uzatılması, Büyük Millet Meclisinde sert tartışmalara yol açtı. Muhalefet kanadı milletvekilleri, Çekiç Güç’ün bulunuş gayesini şüphe ile karşılıdırlar ve Çekiç Güç’ün Güney Doğu Anadolu’daki anarşi olaylarını devamlı desteklediği, süper devletlerin (daha doğrusu emperyalistlerin-GA) menfaati için bulunduğu iddia edilen hususların en önemlilerindendir. Bu konuşma ve tartışmalardan sonra Çekiç Güç’ün vazife süresi altı ay daha uzatılmıştır.”(**)
           Ve bugün İncirlik, yeni bir Suriye Kürt devleti yaratmanın alt yapısını oluşturan bir araç; sadece Suriye’deki ulus devletin ocağına incir dikmeyecek; bir süre sonra Türkiye’nin ocağına da incir dikecek…
            ABD Türkiye’yi teröre boğarak 12 Eylül 1980 darbesini yaptırdı. Şimdi yine aynı oyunu oynayarak PKK eliyle, ülkemizin bütünlüğünü bozacak alt yapıyı kendi elimizle kendimize yaptırıyor.
 Ülkeler arasında dostluk yoktur, karşılıklı çıkarlar vardır.
 Türkiye’nin çıkarına olmayanları ABD; PKK silahıyla bize kabul ettiriyor. Bunun en önemli kanıtı, AKP’nin Oslo’da PKK ile masaya oturduğunda, masanın başında “Hakem-Devlet” sıfatıyla İngiltere’nin bulunuyor olmasıdır…
           Mesele bundan ibarettir. Arkasında emperyalizmin desteği olmasa PKK birkaç sene içinde dünyadaki bütün bağlantılarıyla birlikte yok edilebilir…
            PKK’yı emperyalist devletlerin dışında bir varlık gibi göstermek ve değerlendirmek dünyaya ABD gözüyle ve gözlükleriyle bakmak demektir.    PKK, PYD ve YPG aynı oyunun değişik piyonlarıdır.
  
(*)© 2004 - 2015 Sawis Bilişim A.Ş.
http/turcebilgi.com sitesinden alınmıştır.
(**)Aynı yazının devamıdır.

Yayın Tarihi
10.08.2015
Bu makale 1148 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!