Niyet ve İrfan

 

      İslamda ibadetin temeli “niyet'tir!”

      Niyetin  özü 'Allah rızası'dır..

      Birinin gözüne girmek,  güçlüden yana görünmek,  güçlüyü memnun etmek,, çıkarını

sağlama almak için yapılan niyetler islami değildir.  İbadet  hiç değildir..

      Allah rızası için yapılmayan, nafile çabalardır!

      Çalışmak ibadettir, yardım da  ibadettir İslam'da.

      Hepsinin sağlam zemini “Allah rızası” için yapılmış olmasıdır.. 

      Ne öğrendiysem okullardan, kitaplardan öğrendim. Onun için kimselere borçlu ve bağımlı

değilim. Allah, Allah rızası için yazanlardan, razı olsun!

      İlkokulda, ayırdımına vardığım ilk şeyler  “ Allah rızası, mümin, münafık “ kavramları olmuştu. Öğretmenin anlatımı yalındı. Temeli ' Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!' ilkesine dayanırdı. Uygulaması da yalındı. Yaptığını  Allah için, Allah rızası için yap!” idi.

      Olduğu gibi görünmeyen, ya da  göründüğü gibi olmayan nünafiktı! Bizim köydeki  söylemele

içi dışı bir olmayan”dı..

      Öğretmenimin dediğine göre bunlara güvenilmezdi. Her şeyi çıkarları için söyler ve çıkarlarına

göre yaparlardı. Sözlerine güvenilmezdi.  Çıkarı için yalan söylerlerdi!..

      Bunların bir dediği, bir dediğini tutmazdı! .

      İçi, dışı bir olanın, kalaylı bir tas su gibi içi görünürdü! Duru insan iyi insandı!

 Tanrının has kulları onlardı. Söylediğine güvenilir, yaptığından emin olunurdu. Tanrıya iman

ettim demişse, etmiştir! Onlardan kötülük gelmez.  Onlar mümin'dir, özü sözü birdir!

     1953/1954 öğrenim yılında, Mersin'in Ohunkeşlik köyü, 4. sınıf öğretmenim; Düziçi Köy

Enstitüsü çıkışlı, Aslanköy'lü Hüseyin Cavit Kutlay'ın anlatımı  yalındı, açıktı!

     .Nur içinde yatsın!  O gün, bu gün, bu yalın ilke, yalın uygulaması ruh gözümü açmıştır!

Yaptığımı “Allah rızası için” yaptım! İçimi, dışımı bir tuttum! Kalaylı bir tas su gibi duru oldum!  Altmış bilmem kaç yıl önce, ilkokul dördüncü sınıf, Din Dersi'nden aldığım temel ders bu olmuştu.

     Diyanet İşleri Başkanı, Sayın Görmez İzmir halkına ayıp etmiş! Onların imanı farklı, irfana

ihtiyaçları var! Onun için filan zatı İzmir'e Müftü  atadım demiş!.

     Bu yaklaşımı yanlıştır! İslami değildir! İrfani hiç değildir!..

     Tamamen siyasi bir tavırdır! Onu oraya atayanların, İzmir için “Gavur İzmir!”

yakıştırmasını biliriz. İzmir seçmeninin onlara istedikleri oyu vermediğini de!..

     Dini siyasete alet ederek, halkın oylarını topladıklarını da biliyoruz..

     Sofu görünüdüklerini, dediklerini inkar ettiklerini de biliriz!

     Sosyal medyada dolanan “ İki Erdoğan, Tayip Erdoğan ile  Recap Erdoğan “ çelişkisini

gösteren video yasaklanmış!  O  büyük zat, Tayyip Erdoğan olarak dediğini, Recep Erdoğan

olarak yalanlamıştı. Huyundan vazgeçeceğine, videonun izlenmesini yasaklamış!

                    İki yüzlü siyasetin tipik örneği bu!

     Alemi sersem saymanın dik alası!

     İçini dışını bir tutacağına, eleştirilmesini yasaklamış!

     Bende 'kalaylı tas ve duru su bulunmaz' demiş aslında.

     Onun atadığı, din(ulu)sunun söylediklerini de yadırgamayın!

     Takım oyunu oynuyorlar!

     Birinin dediğini sıraya girip yineliyorlar! Siyasetleri böyle!

     Allah rızasının yerini kul emri almış, yürümüş!

     Tarihte Şam'daki Emevi halifesi Muaviye ve ardılları da böyle yaparmış!

     Başları sıkışınca “ hadis “ bile uydururlarmış!

     Bizim fukara köylüler, sövmenin yeri gelince, boşuna “ yezit!” demiyorlar..

     Açın bakın son otuz yılın Kuran me'allerine!  El Vakıa suresinde “ O sağcılar ki ne

mutludurlar!  O solcular ki ne bedbahtırlar!” diye yazar!

    Kimsenin gıkı çıkmaz! Diyanetin de..

    'Ululemre itaat' ın esamesi İslam'da okunmaz olmuş..

    Diyanet İşleri Başkanı, işini yapacağına, kalkmış İzmir'e 'irfan' taşıyor!

    Dünyanın çivisi çıkmış!..

    Sağlıcakla kalın...                                                                                 

İrfan: ( a.i.) 1-Bilme, biliş, anlayış, vukuf, 2- Hakikata vakıf olma, künhe varma, birşeyin özüne

                         inme, ilim ve zeka ile meydana gelen olgunluk, 3- Allah-ı bilme ve tanıma, ma'rifetullah,

                     4- tasv. Yaratılıştan bilme, anlama, Allah'ın sır ve gerçeklerini kavrama, kainatın sırlarını

                         bilme kudreti, 5- Kültür. (Osmanlıca-Türkçe Lügat, Yeni Asya Yayınları, İst.2001)

Yayın Tarihi
02.04.2013
Bu makale 7958 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!