Nisan Ayı OTİZM Farkındalığı

CANDA ÖZÜR OLMAZ Derneği’nin 31 Mart 2012 tarihinde İstanbul’da yaptığı Özel Eğitimde Yeni Açılımlar konulu seminerine davet edildim. Büyük de bir sürpriz yaşadım çünkü seminer sonunda yapılacak ödül töreninde şahsıma YILIN ENGELLİ ANNESİ Ödülünü lütfettiler. Tabiî ki her anne gibi benim içinde özel ve büyük bir ONUR ÖDÜLÜ oldu bu. Hele de 2 Nisan OTİZM GÜNÜ ve Nisan ayı OTİZM FARKINDALIK Ayı olunca…


Uzun yıllardır OTİZM ENGELİ için büyük çaba sarf ettiğimi tanıyanlar bilirler. Çünkü ben bir OTİZMLİ gencin annesiyim. Ayrıca Nisan ayı tüm yurtta ve Dünya da OTİZM FARKINDALIK AYI olarak bilinçlendirme, tanıtma ve farkındalık yaratma adına seçilmiş özel bir aydır. Bu yazımda bu konuyu da değinmek gerektiği düşüncesinden hareketle Özel Eğitimin ciddi bir sektör olduğunu vurgulamak istedim. Otizmin tek tedavisi yoğunlaştırılmış ve bireyselleştirilmiş özel eğitimdir. Yani eğitim, eğitim ve yine eğitimle yol alınabilmektedir.


Engelli öğretmenliği ülkemizde çok ciddi bir sektör halini aldı. Engelli öğretmeni olmak ciddi bir süreç, teori ve pratik ister. Herkes engelli çocuklara eğitimci olamaz. Özel çocukların eğitildiği okullar ve rehabilitasyon merkezlerinin son 10-15 yıldır ciddi bir sektör halini alması sektördeki eğitimci açığını daha da bir gözler önüne serdi ki, bu konuda okulunu bitiren yeni mezun kişiler dahi, iş hayatına başlamadan ciddi ücretler karşılığında rekabet halindeki piyasada değer ve önem arz ederek transfer edildiler. Hal böyle olunca eğitimci açığını kapatmak adına istekli olan emekli sınıf ya da branş öğretmenleri bir takım seminer ve kurslarla edindikleri sertifikalar sayesinde ENGELLİ ÖĞRETMENİ sıfatlarıyla yeniden özel okullarda görev alarak çalışmaya başladılar. Ancak zaten emekli olan bu insanların engelli bireylere yeterince sabırla yaklaşmaları, dahası onlara gerçekten eğitim adına bir şeyler katmaları o kadar zor ki.. İstisnaların altını çizmekte yarar olsa da, bazı öğretmenlerin büyük başarıları olsa da, kaidenin bozulmadığını hep gözlemlemişimdir. Emeklilik sonrasında engelli bireylerle eğitim hayatına devam etmenin zorluğunu burada sayfalarca yazsam bitiremem. Engelli bireylere eğitimci olacak insanların ÇELİK GİBİ SAĞLAM SİNİRLERE sahip olmalarının dışında, son derece de İDEALİST BİR RUHA, VİCDANA, MERHAMETE ve HEDEFE sahip olmaları gerektiğini söylememe gerek bile yoktur herhalde bunun içinde kendilerini sürekli geliştirmeleri gerekmekte hiç şüphesiz..


Tüm bu anlatımlarımla bu sistemin, özel çocukların okullarındaki eğitim kalitesini, sağlıklı eğitim yapısını koruduğuna, ya da ilerlettiğine inanmadığımı belirtmek istiyorum. Bu yüzden ENGELLİNİN engel düzeyi nedeniyle okullara alınırken KATEGORİZE edildiğini ve bazı çocukların ZOR ÇOCUK diye yaftalandığını ve zorla kabul görmesinin bu duruma bağladığının altını çiziyorum. Her engellinin eğitim hakkı vardır ve ENGELLİLİK KATEGORİZE edilmemelidir, diyorum.

Yıllarca, engellinin engelini kategorize eden, zor çocuk diye dışlayan ve hiçbir ÖZEL EĞİTİMCİDE olmaması gereken bu tutumlara olan tepkileri, koruyan anne, baba tavırlarıyla çocuklarını eğitimden, okuldan uzak tutarak evlerinde izole eden pek çok aile biliyorum. Aslında daha çok kendilerini ve çocuklarını cezalandırmış olarak geçiriyorlar zamanlarını.


Antalya da ve ülkemizde engelli eğitimine son yıllarda büyük önem veriliyor. Antalya da sadece ENGELLİLERE hizmet veren çok özel şato gibi modern okullarda eğitim öğretim hizmeti verilmeye başlandı. Bu okullar; başta il valimiz, milli eğitim müdürümüz, ilgili belediye başkanları, bu okulları yapan hayır severler ve aileleri olarak hepimizin gurur kaynağı oldu.


Son Söz; O okullar harika görünüyor, yurt dışındaki emsallerine dahi taş çıkartacak fiziki yapılarıyla insana umut ve sevinç aşılıyorlar. Ancak bir engelli annesi olarak EĞİTİM ve EĞİTİMCİ kalitesiyle de önemli ilerlemeler beklediğimizi, hoş görülü, nerde ne konuşacağını bilen, faydalı olmaya çalışan, kendini geliştiren gerçek engelli öğretmenlerinin yurdumuzda arz, talep ilişkisine paralel sayıya çıkmasının gerekliliği ortada. Üniversite sınavlarına hazırlanan gençlere, özellikle de bu branşı tavsiye ettiğimi belirterek, bu konudaki eksikliğimizin bir gün yok olacağı inancımla hepinize saygılar sunuyorum.


Hayat devam ediyor. Engeliyle, sorunuyla, inişi ve yokuşuyla, kazancı ve kaybıyla


nilhankirdi@hotmail.com


Yayın Tarihi
02.04.2012
Bu makale 10315 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!