Nihayet bir dünya başkanımız var!..

Değerli okurlarım hatırlayacaklardır, geçmişte bazı yazılarımda Skal International adlı uluslar arası turizm örgütünden ve geçen yıl Antalya’da gerçekleştirdiğimiz Dünya Kongresinden uzun uzun bahsetmiştim. Kısaca bir hatırlatma yapayım; Skal International 1934 yılında kurulmuş, turizmin her kesiminden üst yönetici seviyesindeki profesyonelleri çatısı altında toplayan, 90 ülkede 500 e yakın kulüple temsil edilen ve 20 bin civarında üye sayısına sahip, uluslar arası seviyedeki en eski ve en büyük turizm örgütü.

İşte bu örgütün en tepesinde şimdi bir Türk, bir Cumhuriyet hanımefendisi var. Cumhuriyet Bayramını kutlayacağımız şu günlerde Türkiye Cumhuriyetine bundan güzel bir hediye olabilir mi?

İki yıldır bu örgütün Başkan Yardımcılığını yürüten sevgili Hülya Aslantaş, uzun ve zahmetli çaba ve mücadelelerden sonra bu örgütün Dünya Başkanlığına seçilmeyi başardı. Her alanda olduğu gibi, bu örgüt yapısında da Türk olmanın zorlukları ile mücadele etmek zorunda kalan Türkiye Skal Kulüpleri ve Hülya Aslantaş, sonunda hedefledikleri sonuca ulaşmanın büyük mutluluğunu yaşıyorlar. Bendeniz de, Türkiye Skal Kulüpleri Başkanı olarak, yönetimdeki arkadaşlarımla verdiğimiz bu sancılı mücadeleden başarıyla çıkabilmiş olmanın hazzı ile, bu zaferi sizlere kısa da olsa anlatmanın zevkini tadıyorum.

Aslında bu başarıyı ve hazzı, geçen yıl Antalya’da gerçekleştirdiğimiz Dünya Kongresi sırasında tadabilmeyi çok istemiş, ama maalesef bazı entrikalar sonucunda, geçen yılki seçimi 10 oy farkla kaybetmiştik. Bu sefer, Ekim ayında, Tayvan’ın başkenti Taipei de yapılan Dünya Kongresinde seçimleri 150 oy farkla kazandık. Bu başarıda katkısı olan, başta tabii ki Dünya başkanımızın kendisi ve bir kampanya yöneticisi titizliği ile çalışan sevgili eşi Cem Aslantaş olmak üzere, tüm Skal kardeşlerime köşemden bir kez daha teşekkür etmeyi bir borç addediyorum.

Taipei’ye gelen gelemeyen tüm Skal mensuplarının seçimler esnasında tek bir kalp ve tek bir vücut olduklarını görmek, bana Türkiye’nin gelecekteki hedeflerine ulaşabilirliği açısından büyük ümit verdi. Bu başarının Politikacılarımızdan, uluslar arası faaliyet gösteren kuruluşlarımıza kadar, herkese güzel ve benimsenecek bir örnek oluşturacağından şüphe etmiyorum ve el ele daha nice uluslar arası başarıların altına imza atacağımızdan eminim.

Köşemi doldurmadan biraz da Tayvan’dan bahsedeyim. Bildiğiniz gibi burası çeşitli istilalara sahne olmuş Formoza adasıdır. Zamanında Çin’den kaçan milliyetçi Çan Kay-Şek buraya gelerek Çin Cumhuriyetini kurmuş, Çin’in resmi hükümeti olduğunu iddia etmiş, ancak Çin’de kurulan Çin Halk Cumhuriyeti nedeniyle Birleşmiş Milletlere varlığını kabul ettirememiştir. Bugünkü adı Tayvan olan bu cumhuriyet artık uluslar arası platformda kabullenilmeye başlamış olmakla beraber, Çin’le sorunları halen devam etmekte.

 Taipei ve çevresinde yaptığımız gezilerde yer yer Amerikan etkisi izlenmekle birlikte, Taipei’ nin dışına çıkıldığında tabiat varlıkları ve kırsal yaşam daha belirginleşmekte. “Buda” ve adına inşa edilmiş mabetler estetik açıdan ülkeye renk katıyor olsa da, özellikle Taipei de görülen bir biri ile iç içe, çok yüksek binalar betonlaşmanın kasvetli etkisini üzerinizde hissetmenize yol açıyor. Dubai de inşaatı devam eden ve şu anda 681.7 m.ye ulaşan kuleye kadar (Burj Dubai), Dünyanın en yüksek binası buradaki 101 katlı (509 m.),”Taipei 101” idi. Daha anlatılabilecek çok şey var ama, sizin de şaşıracağınızı sandığım bir bilgiyi paylaşıp yazımı bitirmek istiyorum; Bir müze gezimiz esnasında, duvardaki bir yazıttan Çin’deki hanedanlardan bu ülkeye ismini vermiş olan Ch’in hanedanının esasen Türk olduğunu öğrenmek beni çok şaşırttı. Biz kültür ve tarihimizin nerelere kadar uzandığının halen farkında bile değiliz ve bunu tesadüflerle başka ülkelerden öğreniyoruz.

Bu vesile ile Cumhuriyetimizin 85 inci yılının ülkemiz ve evlatlarımız için kutlu ve çok daha mutlu günlere vesile olması dileklerimle... Sağlıcakla kalın…