Nasıl Geçti Habersiz Denilemeyecek Bir Yıl: 2011

2011 yılının son günündeyiz, 2011 yılı da gibi daha öncekiler gibi geçti. Geçen yıl ‘2010 Üzerine Bir Değerlendirme!‘  başlıklı yazımla 2010 yılına veda etmiştim. (http://www.antalyabugun.com/index.php?page=makale&MID=11211) Ve yılların akıp geçmesi doğal, ancak her geçen yılın içeriği önemli, onu anlamlı veya anlamsız kılan da bu. Bazen insan için koca bir yılı anlatan; bir görüntüdür, bir fotoğraftır. Bazen de gözümüzde canlanan bir öfke-sevinç-gülümseme-hüzün anıdır, diye başlamıştım 2010 yılının son yazısına…

2011 yılının son yazısı olan bu yazıda ise; geçen yılın son yazısında da olduğu gibi olup biteni gözden geçirmek için beşten fazla yerli ve yabancı e-medya grubunun sitesini veya haber portalını şöyle bir inceledim.

2011’in özeti nedir? diye sorulursa, kısaca “yine olumsuzlukların öne çıktığı koskoca bir yıl“ demek gerekiyor.

Pekala 2011’de neler oldu?

·         Akdenizin karşı kıyısında Tunus, Mısır ve Libya‘da çiçekler mevsim dışında açsada Arap Baharı olarak adlandırıldı. Her ne kadar hakiki bir bahar olduğu tartışmalı görünse de yaşanan süreç ve sonuçları dünya gündeminde önemli ölçüde yer aldı.

·         Kuzey Afrika‘da mevsim dışı açan çiçeklerin belki de bir etkisi olarak okyanusun karşısında Amerika’da ilk kez sivil halk ayaklanması benzeri olaylar çıktı.

·         Japonya depreminin tetiklediği Tsunami felaketi ve sonrasında güvenli olduğu savunulan (ama asla riskin sıfırlanamadığı somut olarak bir kez daha ortaya çıkan) nükleer enerji tam olarak ne olduğunu bir kez daha gösterdi.  Yine Tsunami gerçeği tüm dünyada olduğu gibi Marmara/İstanbul ve Antalya örneğinde gündeme geldi.

·         Bir türlü gündemden düşmeyen veya düşürülmeyen terör saldırıları dünyanın (ve ülkemizin) yine gündemindeydi

·         Dünyanın en  iyi yaşam koşullarına sahip olan ve insani gelişme bakımından listenin en üst sırasında bulunan Norveç’te yaşanan ırkçı terörist saldırısı, ırkçılık ve gelişme arasındaki ilişkilerin tartışılmasına da yol açtı.

·         Bilişim dünyasının bir dahisi olan Steve Jobs’un kaybı ve ders dolu yaşam hikayesi ile bilişimin gelişme sürecini bir kez daha dünya gündemine taşıdı.

·         Amerikan Ulusal Basketbol Ligi'nde(NBA) oyuncular ve takım sahipleri arasında anlaşma sağlanamaması üzerine lokavt kararı alınması uluslararası toplumun gündeminde yankı buldu.

·         Amerika‘nın Irak‘tan çıkması, artan kargaşa ortamının devam etmesinden daha fazla gündemde yer buldu.

·         Suriye’nin kendi halkını karşısına alacak kadar güçlü olan totaliter anlayışını devam ettirmesindeki kararlılığının getirdiği vahim sonuçlar ve küresel güçlerin Ortadoğu’yu bırakmak niyetinde olmadığını bir kez daha somut olarak ortaya koyan sahiplenmeler ve karşı duruşlar.

·         Somali örneğinde insanlığın onur savaşı gündemdeydi (http://www.antalyabugun.com/?page=makale&MID=13338) ve Afrika bir kez daha insanlığın ortak sorunu olan açlık konusuyla öne çıktı. Konu Dünya gündeminde ve özellikle Türkiye gündeminde olağanüstü yardım kampanyaları ve üst düzey ziyaretlerle, açıklamalarla yankı buldu.

·         Özgürlüğün sembolü olmayı Fransız devrimi ile almaya hak kazanan Fransa’nın bu çok değerli ününü; 1915 üzerinden Türkiye’ye yüklenme ve iç seçim hesapları yüzünden “düşünce özgürlüğünü“ suç sayan kararı ile, en azından parlementerler tarafından rafa kaldırması tarihi bir veriydi. (http://www.antalyabugun.com/?page=makale&MID=14456 )

·         Türkiye’nin nihayet peşinde koşmayı bıraktığı veya bırakabildiği, küresel ekonominin vazgeçilemeyen aktörü IMF ve bağlı olduğu Dünya Bankası Başkanı hakkındaki komplo iddiaları da tartışıldı.

·         Türkiye’yi çok daha az  etkileyen küresel ekonomik krizin tüm dünyayı sarmalaması ve peşinden koşmaktan bıkmadığımız büyülü bir güzel olarak sunulan Avrupa Birliğindeki ekonomik durgunluk ve çöken ekonomiler uluslararası toplumun gündeminde yer aldı. En az bunun kadar birliğin kurucularının kendi tempolarına uyamayanları yarı yolda bırakacak oldukları izlenimini vermeleri ile komşumuz Yunanistan’ın köşeye sıkışması, yine Portekiz, İspanya hatta İtalya gibi birlik üyesi ülkelerin karşı karşıya kaldıkları karmaşa/kaotik yapı da tartışıldı.

Türkiye dış dünyadan soyutlamayacağına göre dünya gündemindeki konularla ilgili olarak ülkemizde de paralel gündemler oluşmuştur. Ayrıca daha özel olarak ise aşağıdaki konular ülkenin önemli ölçüde gündemini oluşturmuştur. Bunlar; 

·         Van depremi ve kış koşullarındaki iç burkan manzaralar,

·         Genel seçimler ve artık Türkiye’de istikrarı sembolize eder hale gelen tek başına iktidarın devamının sağlanması,

·         Seçilmiş bazı vekillerin tutukluluk hallerinin devam etmesi nedeniyle Meclise girememeler

·         İnişli çıkışlı  devam eden acımasız terör saldırıları ve terörle kararlı mücadele önlemleri, KCK’ya yönelik yürütülen soruşturmalar,

·         Spor anlayışıyla  biraraya gelmesi bile düşünülemeyecek olan şike gibi konularda geniş çaplı soruşturmalar,

·         ÖSYM Sınavında şifre ve kopya tartışmaları,

·         YÖK Başkanlığındaki değişim,

·         Yumurtalı yumurtasız protestolara karşı, çikolata yumurtalı karşıt gösteriler,

·         Tarihten ders almamaktaki ısrarımızın Milli Futbol Takımımızın Avrupa Şampiyonasına katılma hakkı alamamasıyla sonuçlanması, yani tarihin tekerrürü,

·         Tam gün yasası ve üniversite hastaneleri,

·         Kolestrol ilaçları, antibiyotik kullanımı ve genetiği değiştirilmiş organizmalar gibi toplum sağlığını ilgilendiren çeşitli konular gündemi işgal etti durdu.

Yine “medeniyet eşittir batı“ düşüncesinde sahip olanlar ve bu kavramları karıştıranlar, ya da  medeniyete ulaşmak için batıya koşmak gerekir düşüncesinde olanlar; Avrupa Birliğinin kurucu üyesi  Fransa’nın kendi tarihini yazmak yerine, medeniyet aşığı bir ülkenin tarihini yazmaya kalkışması ile hayal kırıklığına uğramış oldular. Yılın son günlerine sıkışmış çok önemli bu gündem konusu ile Batının ya da daha doğru bir ifadeyle yanlı batılı politikacıların gerçek yüzüyle bir kez daha karşılaşmış olduk…(http://www.antalyabugun.com/?page=makale&MID=14456).

Yine Sayın Cumhurbaşkanı’nın İngiltere ziyareti srasındaki ‘Sefil Avrupa‘ ifadesi  ve Sayın Cumhurbaşkanımızın telefonuna çıkmayan Fransa Cumhurbaşkanına; Sayın Başbakanın  Kanuni Sultan Süleyman’nın beşyüz yıl önceki mesajı üzerinden mesaj vermesi ve Arap Baharında Türkiye Cumhuriyeti ve sayın Başbakan’ın bir model olarak öne çıkması  gündemde yer alan önemli konular arasındaydı.

Sonuç olarak; gündemde daha az yer alan olumlu ve başarı olarak değerlendirilebilecek konular olsada, yine geçmiş yıllarda da olduğu gibi bu olumlu konular önemli gündem konuları içersinde arzu edildiği gibi yer alamamıştır.

2012 yılının ulusal ve küresel düzeyde sorunların en aza indiği, bardağın dolu tarafının arttığı güzel bir yıl olmasını diliyorum.