Mutlu yıllar...

Zaman nasıl da akıp gidiyor…
Daha dün gibi 2013 yılı kutlamalarımız.
2013’ten 2014’e hem dünyada hem ülkemizde
Pek çok şey değişti.
Aslında baktığımızda, sahne ve olaylar yıllar
Hatta yüzyıllar hatta binyıllar içerisinde hep aynıydı.
Sadece sahne oyuncuları değişti, değişiyor ve değişecek.
Bu dünya sahnesi hepimize bir şeyler öğretmeye devam edecek yıllar geçtikçe.


Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.

Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. ..
 Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
 Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
 aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
 öğrendim.

 Zamanı öğrendim.
 Yarıştım onunla...
 Zamanla yarışılmayacağını,
 zamanla barışılacağını, zamanla örgendim...

  İnsanı öğrendim.
  Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
  Sonra da her insanın içinde
  iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

  Sevmeyi öğrendim.
  Sonra güvenmeyi...
  Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
  sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
  öğrendim.


  İnsan tenini öğrendim.
  Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
  Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..


  Evreni öğrendim.
   Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
   Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni

   aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim.

   Ekmeği öğrendim.
   Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
   Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,

   bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

   Okumayı öğrendim.
   Kendime yazıyı öğrettim sonra...
   Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...


   Gitmeyi öğrendim.
   Sonra dayanamayıp dönmeyi...
   Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

   Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
   Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
   Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

   Düşünmeyi öğrendim.
   Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
   Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek

   olduğunu öğrendim.


   Namusun önemini öğrendim evde...
    Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
    gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
    sürmemek olduğunu öğrendim.


   Gerçeği öğrendim bir gün...
    Ve gerçeğin acı olduğunu...
    Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da

    lezzet kattığını öğrendim.

    Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının

    hayatı tadacağını öğrendim.

    Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
    Olur ya ...
    Kalp durur ...
    Akıl unutur ...
    Ben dostlarımı ruhumla severim.
    O ne durur, ne de unutur ...


                            MEVLANA
BÜTÜN DOSTLARIMA
DÜNYADA VE YURDUMUZDA
BARIŞIN EGEMEN OLDUĞU
BİR 2014 YILI DİLEĞİYLE,
MUTLU YILLAR...
Ecz. Hasan KİLİT
Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi

Yayın Tarihi
29.12.2013
Bu makale 8390 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!