DÜN-BUGÜN-YARIN

Moda ve Zaman.

İzlemek istediğim Televizyon kanalına doğru yol alırken, bazı kanallarda yer alan özellikle kadın giyimi ve kadın modasıyla ilgili yarışma programlarına ara ara gözüm takılıyor, dün oturdum düşündüm ; Hepimiz illaki bunları izliyoruz ya da izlemek zorunda bırakılıyoruz. Geçenlerde yalnızca 10 dakika tahammül edebildim. Yarışmacıların birbirlerine takındıkları üslup ve birbirleriyle yaptıklar içi boş ve bir yere varamayan atışmalardan tüm kadınlar adına utandım,'Sen peki ben o elbiseyi giydiğimde neden bana basenlerini belli etmiş dedin' tarzında bir dialog başlayınca da kanaldan hemen uzaklaştım. 

Ayrıca programa seçilen jüri üyelerinin yarışmacılara karşı takındığı tavır ve eleştirilerinin kişiliğe duyulması gereken saygı boyutunu aştığını düşünüyorum.

Peki bir insan kendini giyim ve moda için neden bu kadar strese ve hem cinsiyle kıyasıya bir yarışın içerisine sokar ?

Evet kadının doğasında olan güzellik ve zerafet olgusu yüzyıllardır bilinen ve saygı duyulması gereken bir gerçek. Ancak kadının kendi öz benliği ile kendi tarzını yaratması neden Türkiye'yi ilgilendirir bir hal alıp Kadın olabilmenin erdemi neden  bu kadar küçük ve der kalıplara sokulsun ?

Düşünün bu tür programları izleyen ve gelişme çağında olan kız çocukları hayatları boyunca moda ve giyim peşinde koşmanın ve popüler kültürün yarattığı onay mekanizmalarının beğenisi kazanmanın bir başarı olduğunu zannedecek...

Onay alması gereken belirli moda markalarının ürettiği kadın elbiseleri bugün 500 ila 5000 hatta daha da fazla rakamlara satılıyor. Dünya markaları adı verilen kıyafetler,çantalar,aksesuarlar ateş pahası. Bir çantaya sırf üzerine tutturulan marka logosu yüzünden 5000 ila 10000 lira verebilmek için asgari ücretin kaç katı maaş almak gerekiyor ?

Peki ya buna sahip olmak hayatımızda bize ne kazandırıyor

5000 lira  ile görmediğimiz bir çok yeri gezme şansımız varken, okumadığımız bir çok kitabı kütüphanemize katabilecekken, arkadaşlarımız ve dostlarımızla daha fazla sosyalleşip onları ağırlayabilecekken hatta yardım bile yapabilecekken kısacası dünyamızı zenginleştirebilecekken nasıl oluyor da bizleri marka tutkunluğuna yönelten bir anlayışın esiri oluyoruz anlamak ta güçlük çekiyorum.

Bence moda dediğimiz şey adı da üstünde olduğu gibi gelip geçici bir olgudur. Moda adı altında verilen ve harcanan paralar da geçiciliğe harcanan paralardır. Moda kelimesinin anlamını toplum olarak acaba biliyor muyuz ? Modanın kelime anlamı şudur ;Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni.

Akabinde sorulması gereken soru da hemen beliriyor? Belirli bir süre etkin olan Toplumsal beğenilerimizi kim belirliyor ? Toplumsal beğeni adı altında bize sunulan ve bir gün mutlaka geçeceği belli olup gardroplarımızın tozlu köşelerinde yerini alacak materyallere sahip olmak için neden bu kadar yıpratıcı ve ihtiraslı bir toplum haline dönüştük

 Çünkü bu milyarlarca doların döndüğü bir sektör.

Tıpkı teknoloji sektörü gibi bugün X1 telefonu çıktı 2 ay sonra X2 çıkıyor X1 'in yüzüne bakan olmuyor. İşte moda da böyle bir paradoks.

Unutmayalım dünyamızda gelip geçici olan en büyük olgu zamandır. Bizlere sunulmuş hayatın suyunu emmek ve hayatı bütünsel anlamda algılayıp daha iyi yaşayabilmek için bunun farkında olursak diğer gelip geçici şeylerin peşinde koşmayız ve bunlara sahip olmak için streslere,kredilere,borçlara girip hayatımızı ipotek altına almayız... O yüzden herkes kendi olsun, kendi giyinsin, kendi gibi yaşasın yeter... Ne kadar özgünsen o kadar özgürsün bu hayatta....

Saygılarımla...

Yayın Tarihi
09.06.2015
Bu makale 1714 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!