Minik Elif’e ve sana

Hemen hemen her akşam Cam Piramit'e yürüyorum. Bugün dosya okurken saati fark etmemişim biraz geç kaldım. Geç saatlerde orada yürümeyi pek tercih etmiyorum. Ardından iki saatlik yürüyüşümü tamamlamak üzere bir ses beni ışıklar caddesine doğru çekti. Kalabalıkta yürümek daha zor olacaktı ama bir ses ‘git’ diye fısıldıyordu kulağıma. Neyse, saat kulesini tam geçtim bir ses ‘’Elif’’ dedi. Pek oralı olmadım ‘’Sevgili Elif’’ dedi ve anında durdum bakamadım o yöne. Neden o olsun ki! Bazen Tanrı insanların canını fena halde acıtıyor, biliyorum. Sanırım şuan benim canımı acıtmak istiyordu. Sesin yaklaştığını hissediyordum, olamazdı beş yıl önce bana hiçbir şey söylemeden giden o geri gelemezdi.

Ses ne kadar yakın ne kadar uzaktı. Öylece bekledim gözlerimi kapattım, yaşadıklarımı bir düş sandım. Kımıldayamadım. Dönemedim arkama bekledim bekledim, kendisi bir anda önüme geçti ‘’Elif’’ dedi sarılarak. Ben de sımsıkı sarıldım ona. Düş değildi yaşadığım, gerçekti. Ama koskoca beş yıl. Neredeydi, neden gitmişti.

Bense ona hiç ulaşamadım iki yıl tüm tanıdıklarıma, onu tanıyanlara sordum ama bulamadım. Sessizce gidişini hiç anlamadım..........

Saat kulesinin altındaki banklara oturduk. Omuzuma başını koydu birden ağlamaya başladı. Koskoca adam oldun dedim hala ağlıyorsun. ‘’Seni çok özledim’’ dedi. ‘2Bazen bir insanın bir gülüşü bile başkasını mutlu edebiliyor’’ dedi ‘’ bilirsin hatırlasana Sabahattin Ali’nin buna benzer cümlesini ‘’ dedi. Ben de ‘’Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum ama yalnız bir yerlerim acıyor çok acıyor’’ dedim.

‘’Şimdi sıra ben de’’ dedi ‘’hep sen mi sümüklü sümüklü omuzuma yaslanıp ağlayacaktın.  Dost dediğin sırasını bekler.’’ Gülümsedim.

‘’Evlendim’’ dedi, ‘’bir kızım oldu ismini Elif koydum. Senin gibi gökyüzüne masmavi baksın diye. Gökyüzünde ufacık bir yer belki Elif’e de verirsin’’ dedi. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı, ‘’artık mavi bakmıyorum ki’’ dedim. Gülümsedi, ‘’o yaşam sevincini hiçbir kuvvet alamaz’’ dedi.

Ankara'ya yerleşmiş. Elif üç yaşına basmış. ‘’Yürüyüşü bile sana benziyor’’ dedi. Gülüştük.

Bazı insanların gelişi sebebi ne olursa olsun gidişini unuttururmuş. Yeniden onu karşıma çıkaran Tanrıya binlerce kere şükrettim. Tanrı zamanını bilerek onu bekletmişti sanki. Sanki bugün karşıma çıkmalıydı. Bugün ona çok ihtiyacım vardı.

Çok şey konuştuk saatler nasıl geçti bilmiyorum. Bildiğim tek şey onu çok özlediğimdi.

Yayın Tarihi
15.09.2018
Bu makale 1549 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!