SUBAŞININ BAKIŞI

Milli Egemenlik

İstanbul İngiliz işgalindeyken, 16 Mart 1920’de Osmanlı Mebusan Meclisi basılır başta Rauf Orbay olmak üzere birçok mebus tutuklanıp Malta adasına sürülür. İşlemez hale gelen meclis, Sultan Vahdettin’in 11 Nisan fermanı ile feshedilir.

Anadolu’da meclis kurmak isteyen Mustafa Kemal’in aradığı fırsat bulunmuştur. O günkü yetkilerine dayanarak her ilden beş mebus seçilmesi kararı alır. İl genel meclisleri, belediye meclisleri ve Müdafai Hukuk Cemiyetinin idare heyetlerinin oyları ile seçilecektir vekiller… Ayrıca Karabekir paşanın önerisiyle, dağılan Osmanlı Meclisinin Ankara’ya gelebilecek mebusları da katılabilecektir bu meclise.

23 Nisan 1920 de olağanüstü yetkilere sahip olarak kurulan ve 1923’te seçim kararı ile dağılmasına kadar geçen bu dönem; TBMM 1. Meclis dönemi olarak adlandırılan dönemdir.

Mebuslardan 120si serbest meslek mensubudur. 40 ticaretle uğraşan, 32 çiftçi, 20 avukat dava vekili, 11 gazeteci, 2 mühendis, 1 ustabaşı, 121 memuriyetten gelen; 13 belediyeci, 53 asker, 53 sarıklı ulema, 5 aşiret reisi, parçalı çok sesli bir dağılımı vardır 1. Meclisin.

TBMM; 23 Nisan 1920 Cuma günü İslami törenle, dualarla açılır. Atı ile at arabası, kağnı ve trenle ancak 115 mebus açılışa yetişebilir.

Kurtuluş mücadelesi vermek adına bir araya gelen gaz lambası ışığında çalışan bu şanlı meclis; sarıklı hocalar, mahalli kıyafetli Kürtler, fesli modernistler, Bolşevizm’den etkilenen solcular ve üniformalı askerler, aşiret reislerinden oluşuyordu.

 Osmanlı Mebusan Meclisi, kuvvetler ayrılığına dayalı bir parlamento idi. Sultanın yetkilerini kısıtlamak ve demokratik temsili bir rejim kurmak amaçlı idi.

TBMM ise olağanüstü yetkilere sahip bir kurucu meclis idi. Kuvvetler birleştirilmişti. Amacı milli mücadeleyi kazanmaktı. İki meclisin bağlantısı ve devamlılığı olduğu gibi, Mebusan meclisi üyeleri yeni meclisinde üyeleri sayılıyordu. Mücadelenin amaçlarından biri ‘Halifeliği’ esaretten kurtarmaktı.

Birinci meclisin yaptığı ilk Anayasa olan 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunun 1.Maddesinde “Hakimiyet kayıtsız şartsı milletindir” denilmişti. Atatürk’ün o gün, anayasa hukuku alanındaki temel görüşlerinden ilki budur. İkincisi de kuvvetler birliği!

Birinci mecliste Osmanlı meşrutiyet dönemlerinin demokratikleşme deneyimleri vardır. Toplumun tüm fikir akımlarını bünyesinde barındırır. Çok parçalıdır zor şartlarda üstlendiği görevi Atatürk’ün liderliğinde başarmıştır! Şanlı meclise minnet borçluyuz…

Kuruluşunu bayram olarak kutladığımız bu meclis iyi incelenmelidir! Her yönüyle… O günün koşulları, 1921 Anayasası, 1. Meclisin yapısı! Yeni Anayasa yapmaya hazırlanan bu günkü TBMM’nin o günlerden çıkaracağı çok ders vardır diye düşünürüm.

Sonra ne oldu? Sonraki bütün meclisler demokratik olmaktan çıktı! Atatürk dahil Liderlerin iradesine bağımlı meclisler oluşturuldu… Tek parti dönemi başladı… Siyaset kurumu vesayet altında gelişemedi! Milli egemenliği, kah meclisi kapatan generaller temsil etti kah liderler!

Bu gün egemenliği, demokratik haklarını, hak etmediği zannedilen bu halkın geçmişinde neler yapabildiği malumdur. Tek adam merakımız yüzünden halkı hep yok saymışızdır. Cendere gibi Anayasa ve kanunlarımız yüzünden halkın kimyasının bozulduğu, hoş görülü dingin Anadolu halkının öfke toplumu haline gelmeye başladığı da ayrı yazı konusu! 

Yayın Tarihi
23.04.2012
Bu makale 7216 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!