Matruşka’ların Alâmetifarikası

2011 yılının son yazısıyla sizlerleyim bugün biraz belleklerinizi zorlayacak ve tabiri caizse de MATRUŞKA yapacağız tarihte ve zihnimizin içinde iç içe geçerek. Bu bebeklerin alâmetifarikası insanın özünü anlatmasıdır. Rus halk sanatının bir eseridir matruşka bebekleri. El yapımı olan bu oyuncak bebekler, 3 ile 15 adet arasında iç içe girmiş bir vaziyette bulunur.

 

İnsanın kendinden, başkalarından ve her şeyden kaçmasıdır aslında matruşkaların hikâyesi. Tarihte de kişisel yaşamda da bu böyle olmaz mı? Kendi içinizdeki bu yolculukta yol güzergâhınızı siz değil, hep başkaları tayin etmiştir. Siz, size koşulsuz sunulan sisteme uymak zorunda bırakılmışsınızdır. Başladığınız yere dönmeyi isteseniz de mümkün değildir ki artık. Çünkü siz artık başladığınız yerdeki o siz değilsinizdir. Değişmiş, dönüşmüş başka olmuşsunuzdur. Bir garip hâl olmuştur size elinizde olmadan, aslında hiç olmadığınız bir şey olmuşsunuzdur artık. Hep başkalarına şuraya git, buraya git, şu yoldan yürü, bu yoldan yürü derken kendimiz olduğumuz yerde durmuşuz.  Başkalarının ayağında olan mafsal kireçlenmesi bizim kafamızda olmuş…

 

Her şeyi unutan insanoğlunun belleği, geçmişten ders almayı beceremedikçe daha çok canı yanacaktır mutlaka. Deprem gerçeğiyle sarsılan ülkemizi ve Dünya’yı tedirgin eden bir de MAYA Takvimi kehaneti var malumunuz. Yer altı hareketleri depreme neden olmakta, hazırlıksız olan insanoğlunu ise tirajik boyutlardaki kıyameti andıran görüntülerle büyük kayıplar vermektedir zaten ancak sözü edilen kıyamet büyük bir kıyamet. Şimdi sizleri tedirgin etmek ya da korkutmak niyetinde değilim ama bizlerin hergün bir şekilde kıyameti yaşadığımızı belirtmem gerek. O kıyamet bazen matruşkalar gibi zihnimizde ve özümüzde olurken çoğunlukla da yaşadığımız ülkede ve şehirde olmaya devam ediyor. Söz konusu kıyamete sebep olacak olan jeolojik hareketlenmeler, eko sistemin değişmesinin sonuçlarına dayandırılıyor. Bu durum zaten çevrecilerin, bilim insanlarının ve duyarlı insanların uzun yıllardır dikkat çekmeye çalıştığı bir gerçekti.

 

Gelelim, MAYA ların sinir bozan kehanetine.

2012 FELAKET YILI deniliyor ve Dünya nın yaşadığı bu felaketle tekrar dillendiriliyor. Morallerimizi bozan bu kehanet şöyle; Mayalar’ın kehanetine göre 21 aralık 2012 de tarih sonlanacak. Gökte demir kuşların uçtuğu an. Kıtalar arası bir çakıl taşı kadar yakın olduğu an. Dünya örümcek ağına döndüğü an. Yeni bir dönem başlayacak... Amerika da yaşayan Kızılderili ataları da böyle bir kehanette bulunmuşlar… Dikkat ederseniz zamanın akışında da bir hızlanış, mevsimlerde ise bir değişim söz konusu.. Sanırım bundan sonra var olan klasik eski düzen değişecek… Güneş yüzeyindeki olası bir büyük patlamanın, Dünya'da saatler içerisinde tüm enerji hatlarını eriterek kullanılamaz hale getirebileceği, bunun sonucunda da altyapının çökeceği ve insanlığın Taş Devri'ne dönüş yaşayacağı bu kehanetin öngörüsü. NASA'nın raporunda ise böyle bir felaket için olası bir tarih de veriliyor: 12 Eylül 2012’de Güneş’de bir patlama olacak.  Biraz ironi bence, tarih boyunca hep felaket tellallığı yapıla gelmiştir. Tıpkı 2000 yılına girildiğinde de olacağı söylendiği gibi..

 

Ama siz siz olun, eli kolu ve yüreği ile yaşama bağlanan kendi içinde yürüyen, koşan ve hatta uçmasını simgeleyen, özünden kaçmayan, değişime uğramamaya çalışan matruşkalardan olun. 2012’de yaşama sımsıkı bağlı, sevgiyle uçabilen MATRUŞKALAR dan..

Yayın Tarihi
30.12.2011
Bu makale 11135 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!