Logo-renk tartışması

Antalyaspor’un geçen hafta yapılan genel kurulunda bazı konular gündeme taşındı. Geçmişten bugüne Antalyaspor’un simgesi olan renkleri ve logosunun değişimi de bu gündem maddeleri arasındaydı. Tabii bu konuların gündeme gelmesini yeni bir imaj çalışması olarak da algılayabiliriz. Zaman zaman yenilik isteyen sanatçıların ilgiyi üzerlerinde toplamak ve ürününü iyi pazarlamak adına, ya da geçmişte kötü zamanlar geçiren kulüplerin o günleri unutup yeni bir sayfa açması adına, hatta taraftarın ilgisini daha fazla çekmek ve yeni bir potansiyel seyirciyi nasıl oluşturabilirim diye düşündüğümüzde atılabilecek adımlardır bunlar. Bu adımları imaj değişimi olarak da nitelendirebiliriz.

Ben bu konuda çok katı değilim. Bazen değişiklikler taraf toplar, ilgi ve dikkat çeker. Tabii ki yıllar önce Antalya denilince akla gelen yivli minareydi. Tarihi bir mekan ama zaman içerisinde Antalya denilince akla gelen Antalya’nın o kadar önemli özellikleri ve öne geçen imajları oluştu ki bu güzellikler harmanlanarak yeni bir logo çalışması yapılabilirdi.

 

Logo ve renk değişimi görüşmesi genel kurulda oy birliği ile reddedildi. Antalyaspor’un temelinde emeği olanlara, geçmişte katkısı olanlara saygılıyız. Onları unutmadık, emeklerini yok saymıyoruz mesajı veren bir karar oldu.

Yıllar içerisinde her şey değişirken ve gelişirken birkaç imaj değişikliğinin böyle bir düşünceye takılması çok da doğru değil. Bir çok sorun varken logo değişimini gündeme taşımak da tartışılabilir ama madem gündeme getirilmiş bizler de değerlendireceğiz. Veya şöyle düşünelim; madem oy birliği ile reddedilecekti gündeme neden kim getirdi o da ilginç. Yada bu düşünceye sahip kişiler daha sonra bir takım kişilerden çekindi ve bu konudaki ısrar ve düşüncelerini ortaya koyamadı.

Atılacak bu tür adımlar kurucularımızı unuttuğumuzu belli eden ya da onların yıllar öncesindeki vermiş oldukları emekleri yok saymamız asla değildir.

Hala Antalyaspor denilince aklımıza kazınan isimleri nasıl unutulabilir ki. Bir logo değişimi ya da renk değişimi ile onların Antalya’ya hizmetlerinin yok sayıldığını öne sürmek asıl  o özel isimlere ihanet olur, nankörlük olur. Ona da kimsenin yüreği yetmez diye düşünüyorum.

 

Stat karmaşası

 

Antalyaspor’un adına yakışır bir tesise sahip olmadığı artık herkesin ortak görüşü. Antalyaspor’un stadı dahi yokken Antalya’nın 2012 ve 2016’yı sahiplenecek ya da düşündürecek cesaretimiz var mı?

Alanya sessiz sedasız 15 bin kişilik stadını yapmışken Antalya hala stat karmaşasını yaşıyor. Bu sorunun yıllar içerisinde çoktan çözülmüş olması gerekirdi. Geçmişe dönüp baktığımızda Antalyaspor’un Hasan Subaşı’nın başkanlığı döneminde atılan adımlar ve

Yine 2000’li yıllarda transfer yapamayacak duruma gelen, hatta 2004’te kapanma noktasına dahi gelen Antalyaspor’un o dönemde yapılan ve halen kullanılan bu tesisler sayesinde varlığını korumuş olması bile tesisin kulüp için ne kadar önemli olduğunun ve bir başkanın ne kadar doğru ve kalıcı çözüm ürettiğinin de göstergesi. Tesisi olan bir kulüp her türlü zorluğu aşar ama tesis yoksa kulübün varlığından bahsetmek imkânsızlaşır.

Bunun için hem yıllarca kalıcı çözümler üretmek, hem de yıllar boyunca insanların minnet duyguları ile sizi anması adına Antalya’ya kalıcı tesisler yapmak önemli. Yıllar geçer tesisler kalır ve gelecekte de bu yapılanların ne kadar doğru olduğunu konuşulur.

 

Şimdi yeni projelerin hayata geçirileceği büyük çalışmalar var. Döşemealtı’nda yapılacak olan tesisin projesi. Büyükşehir Belediyesi kalıcı çözümler için kolunu sıvamış gözüküyor. Planı gördük, güzel. Umarım yapıldığını da görürüz.

 

Turkcell’le koşmaya devam

 

Türkcell’in ‘Geleceğe koşanlar’ projesi ile desteklenen tenis sporcuları yaz boyunca gittikleri turnuvalarda boy göstermeye devam ediyor. Antalya’da gerçekleştirilen 14 Yaş Yaz Kupası’nda bu sporcular başrolleri paylaştı. Merve Herduran, Esen Kökçe, M.Yavuz Tur ve Egehan Sertkaya, Turkcell’in desteklediği sporcular ve 14 yaş turnuvasında kupaları paylaşan isimler olarak öne çıkıyor.

Yine Trabzon’da gerçekleştirilen 16 yaş turnuvasında da tek kızlarda Hayriye Öz birincilik kürsüsüne çıkarak hem Antalya’yı hem Kepez Belediyespor Kulübü’nü, hem de Türkcell’i temsil etti. Bu da gösteriyor ki atılan adımlar ve verilen desteklerle Anadolu’dan birçok ismi kürsüye çıkacak. Tabii ki destek önemli.Destek arttığı ölçüde çıkılacak kürsülerin sayısı da artacaktır.

Atılan adımların meyvelerini toplamak tabii ki sporcuları yetiştiren bizleri mutlu etmenin yanında sporculara destek veren Türkcell’i de mutlu edecek nitelikledir.

İlerleyen zaman içerisinde yine Türkcell geleceğe koşan sporcularını seçmek ve arttırmak adına Antalya da yine bir çalışma gerçekleştirecek. Tenis sporcularının bunu bilerek bundan sonraki turnuvalarda performanslarını daha da artırmalarını tavsiye ediyorum.

 

Yayın Tarihi
28.07.2010
Bu makale 10718 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!