Küresel Güçler - Ülkemiz Ve Chp

 

Bir CHP'li olarak; ülkemizin getirildiği son durumla ilgili bir yorumda bulunmak istiyorum. Bu yazımın pek çok kişiyi rahatsız edeceği muhakkak. Çünkü "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış" Ama benim için gam değil. Çünkü herhangi bir çıkar beklentisi içinde değilim ve Büyük Atatürk' ün "Doğru bildiklerinizi söylemekten korkmayınız" söyleminin gereğini yerine getirmek istiyorum.

Öncelikle Sayın Deniz Baykal'a karşı ön yargılı olmadığımı ve bu değerli insanın kişiliğine karşı saygı duymaktan başka bir fikir taşımadığımı açıklamak isterim. Zira yazacaklarımın Sayın Baykal ile yakından ilgisi olacaktır.

Sayın Baykal hiç şüphe yok ki uzun yıllar CHP Genel Başkanı olarak ülkemize ve ulusumuza büyük hizmetlerde bulunmuştur. Ama ne yazık ki siyaset ÖSS sınavlarına benzemiyor ve üç yanlış bir doğruyu götürmüyor. Tam tersine burada bir yanlışın üç doğruyuhatta daha fazlasını götürmesi söz konusu. Özellikle de bu yanlış 12 yıldır çektiklerimizin en önemli nedeni olmuş ise.   

Bilindiği üzere CHP içersinde; genelde, "Baykalcı" ve "Kılıçdaroğlu" taraftarı diye iki hizip bulunmaktadır. Başından beri bu ve her türlü hizipleşmeye karşı olduğuma dair makaleler yazdım ve parti içinde hizipçiliğe son verilmesi önerisinde bulundum. Ama iki taraftan da buna aldırış eden olmadı ve ne yazık ki bu günlere kadar gelindi.

Geçtiğimiz büyük aşamalar sonunda ülkemiz ve rejimimiz yeni bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyor. "Yeni Türkiye" kavramının ne olduğu özellikle şu içinde bulunduğumuz günlerde yaşananlarla artık iyice su yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisine karşı bir "Karşı Devrim" olgusuyla karşı karşıya getirilmiştir. Bu durum karşısında CHP' nin; cumhuriyetin kurucusu ve temel ilkelerini belirleyicisi olan en önemli hatta tek siyasi kuruluş olarak etkin bir tavır sergilemesi gerekiyor. Ben bu etkinliğin, hizipçiliğin sürdürülmesiyle sağlanabileceğini asla mümkün göremiyorum. 

Aşağıdaki söylem ve onun altındaki paragraf Sayın Baykal tarafını tutan hizipçilerin görüşlerini yansıtmaktadır.  

"BAYKAL'IN CHP GENEL BAŞKANLIĞINDAN TASFİYESİ KÜRESEL GÜÇLERİN TUZAĞIDIR"

"DENİZ BAYKAL'I GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ! ÇÜNKÜ BİZ.. MUSTAFA KEMAL'İN İZİNDEYİZ, İLKELİYİZ, GURURLUYUZ.. GÖRÜLDÜ Kİ 'HEDEF ALINAN' SADECE DENİZ BAYKAL DEĞİLDİ; ONUN NEZDİNDE ATATÜRKÇÜLÜK, ULUSALCILIK, LAİKLİK, ANTİEMPERYALİST ÇİZGİ, YAKALANAN TIRMANIŞ, 6 OK, ATATÜRKÇÜ CHP VE CUMHURİYETTİ.. GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ, HERKES ANLADI Kİ DENİZ BAYKAL 'SEN HEP HAKLI ÇIKTIN' ! "

Bu iki söylemin de yanlış olduğunu iddia etmek akıl dışı olur. Çünkü bu görüşler tamamen doğrudur. Ancak bunların giderilmesi için hala Baykal ismi üzerinde ısrar ediliyor olması da aynı ölçülerde  değerlendirilmelidir.

Çünkü Baykal ismi, ülkemizde yaşanan bunca olumsuzluktan sonra, bundan 12 yıl önce soyunmuş olduğu "Demokrasi havariliği" ni ve bunun getirdiği sonuçları çağrıştırır olmuştur. Beyler, siz hala bunun farkında değil misiniz?

Bundan sonra Sayın Baykal'a düşen görev parti içinde danışmanlık ve eğiticilik görevlerini üstlenmek, parti içinde birlik ve beraberliğin sağlanması için çalışmak olmalıdır. Bu ise ancak hizipler üstü bir kişiliğe sahip olmak ve bu yönde bir tutum izlemekle gerçekleştirilebilir.

Kılıçdaroğlu ve onun tutanlar cephesine gelince; o tarafta da durum birincisinden farklı değildir. Zira Sayın Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık makamına geldiğinde kendisine verilen avansı iyi kullanamamış ve gelişinden daha 3 ay geçmeden sorumsuzca davranışlar sergilemiştir. Bunları burada teker teker yazmaya gerek görmüyorum. Zira bu süreçte yaşanan olumsuzluklar bilinmektedir.  Açılan krediyi ise kısa zamanda tüketmiştir. CHP ve ülke adına bu son derecede üzücü bir durumdur.

Demek ki, aşırı kazanma ihtirası ve gösterilen acelicilik, insanların sahip oldukları ilkelerinden uzaklaşmasına yol açıyor ve bu da kayıplara neden oluyor. Siyasi tarihte Sayın Kııçdaroğlu'nunki gibi, bir anda tavan yapacak kadar yükselen ve bir o kadar da çabuk dibe vuran bir grafiğe az rastlanacağını düşünüyorum.

Bir gün bakıyorsunuz, o kadar güzel şeyler konuşuyor ki ayağa kalkıp alkışlıyorsunuz, ama bu durumunu uzun süre koruyamıyor ve bir sonraki konuşmasını dinleyince şaşırıp kalıyorsunuz.

Bunları yazdıklarım için hiç kimse Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı ön yargılı olduğumu  düşünmesin. Eğer bu konuda kuşkusu olan varsa;  www.sadikozen.com' dan girerek "FİKİR PLATFORMU" sitemin arşiv bölümünden Sayın Kılıçdaroğlu hakkında neler yazmış olduğumu okusunlar.

Yani mesele Sayın Baykal ve Sayın Kılıçdaroğlu' nun kişilikleri ile ilgili olmayıp izledikleri siyasetin yanlışlığıdır.

İlk olarak CHP' nin cumhuriyeti kuran parti olduğu ve hangi ilkelerle kurulduğu unutulmamalıdır. Cumhuriyetimiz, tam bağımsızlık esasına dayalı, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesini benimseyen, ilk hedefi ulusal birliği sağlamak olan, demokratik laik hukuk kurallarıa göre yapılandırılmış "Üniter" bir "Ulus Devlet' tir.

Hiç kimse siyaseten de olsa bunun dışında bir amaca yönelemez. Hele de oy alma ve seçim kazanma uğruna bu ilkelerden asla ödün verilemez. Bunu herkes böyle bilmek zorundadır.

 

CHP' nin ilkelerinden uzaklaştırılmaya, "YENİ CHP" arayışına girilmesine değil, partide bütünlüğün sağlanmasına, kuruluş ilkelerine bağlı kalınması ve korunması koşuluyla partiye çağdaş bir kimlik kazandırılmasına, gençleştirilmesine, yönetimde gençlere ve kadınlara daha etkin ve sayısal olarak daha çok ver verilmesine, liderlik sultasının sona erdirilerek parti içi demokrasinin gerçekleştirilmesine ve partiye yeni bir dinamizm kazandırılmasına gereksinim vardır.

Bütün bunların bir tarafa bırakılarak; Baykal-Kılıçdaroğlu denkleminde ısrar edilmesi ve hizipçiliğin sürdürülmesi CHP'ye hiçbir yarar sağlayamayacağı gibi tam aksine hem CHP' ye hem de ülkeye büyük zarar vermektedir.

Muhaliflerin iddia ettikleri gibi CHP köhneleşmiş ve misyonunu yitirmiş bir parti değildir. Tam aksine genç bir partidir. Sahip olduğu ilkeler hep genç kalmasını gerektirir. Ancak yeni bir lidere ve yeni bir yönetime gereksinimi vardı. CHP içinde bunu sağlayacak, Devlet Adamı yapısında, çok değerli pek çok insanın olduğu bilinmelidir.

Beyler, bırakın artık şu hizipçiliği, kör döğüşü yapmaktan vazgeçin ve Partinin başına yıpranmış kişiler yerine, pırıl pırıl, tartışma yaratmayacak yeni insanlar getirin ve onların etrafında birleşin. Ama onların da yeni baştan lider sultalığına soyunmalarına asla  izin vermeyin.

İnanın, koskoca CHP' nin içinde, bu niteliklere sahip ve getirilecekleri yerlere layık olabilecek çok değerli insanlar vardır. Önemli olan onları bulmak ve etraflarında birleşmektir.

Bunu yapmayarak; devletimizin ve milletimizin emperyalistler tarafından         yönetilmelerine asla izin vermeyiniz. Ve unutmayınız ki CHP, Türkiye Cumhuriyeti' nin en temel unsuru ve geleceğinin en büyük güvencesidir.

Saygılarımla..

Yayın Tarihi
14.05.2014
Bu makale 5183 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!