Korku tüneli

Falezler Antalya’nın doğal zenginliği.

Yabancılar, Antalya falezlerinin gölgesinde kalan çok küçük bölgeleri ile koruma altına alıp, turizme açarken, bundan da gelir sağlarken, Antalya’da falezler acımasızca katlediliyor, kentin zenginliklerini korumakla yükümlü olanlar da buna izin veriyor, daha çok yıpranmalarına neden olacak yapılaşmaların önünü açıyor.

Konserve Koyu olayı kentin gündeminin en önemli maddesi iken, Antalya İl Genel Meclisi, şaşırtıcı bir kararla 7 yıla yakın süredir kentin merkezinde bir çirkinlik abidesi gibi duran İl Özel İdaresi İşhanı’nın yıkılmayıp, iki katının tıraşlanarak güçlendirilmesine karar verdi..

İl Özel İdaresi İşhanı, kolonları patladığı için boşaltılmıştı.

Kadınyarı’nın bitişiğindeki bu çok katlı yapının bulunduğu alan, falezlerin üzerinde bulunuyor.

Uzmanlar, Antalya falezlerinin hareketli olduğunu, denize doğru kaymanın devam ettiğini ısrarla söylüyorlar.

Boşaltılan ve adı kimilerine göre ‘ucube’ kimilerine göre ise ‘hayalet bina’ olan İl Özel İdaresi İşhanı’nın karşısında bulunan binalar tıpkı Konserve Koyu gibi riskli, her an çökme, denize doğru kayma riski taşıyor.

Bu nedenle de oradaki binaları kimse kiralamak istemiyor, çökme tehlikesini yakından duyan bina sahiplerinin bir bölümünün de evlerini ve işyerlerini kentin başka bölgelerine taşıdıkları biliniyor.

Olayın bir başka çarpıcı yönü ise bu ucubenin ruhsatsız oluşu..

Vatandaşın ruhsatsız yani kaçak yapısına izin vermeyen, gözünün yaşına bakmayan devlet, kendisi, hem de riskli bir alanda dev bir bina yapıyor, falezlerdeki hareketlenme nedeniyle yükü çekemeyen ve kolonları patlayan binayı yıkmak yerine halkın gözünü boyama amaçlı olarak iki katını tıraşlayıp, güçlendirmek istiyor..

İddialara göre İl Özel İdaresi bu alanı elinden çıkarmak istemiyor.

Yetkililer, binanın güçlendirilerek büroların kiralanıp İl Özel İdaresi’ne gelir getirilmesini savunuyor, bu savunmaya ucubeye güçlendirme kararı veren AKP ve MHP gurupları da destek veriyor..

Bir başka iddia ise bina için müşteri bulunduğu, bir girişimcinin güçlendirme masrafını karşılayarak, birkaç katını İl Özel İdaresi’ne verip, kalanını hastane yapacağı yönünde..

Önceden binaya ‘yıkım’ kararı alanların sonradan bu fikrinden caymaları da bu iddiayı güçlendiriyor.

Oysa orada Antalya’nın imajını güçlendirecek, kente ayrı bir güzellik katacak Kadınyarı ile birleşen bir park yapılabilirdi..

Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, bu öneriyi getirmiş, İl Özel İdaresi’ne eşdeğer bir alanı verme teklifinde de bulunmuştu..

Evcilmen, güçlendirme kararını “Kaybeden yine Antalya oldu” diye yorumluyor ki, yerden göğe kadar haklı.

Evcilmen’in “Orada hastane de pastane de olmaz” sözleri ile verdiği mesajı da unutmamak gerekli.

Yıkılma tehlikesini taşıyan, kolonları patladığı için zaten harabeye dönen binanın güçlendirilme kararı ne kadar doğru bunu Antalya elbette tartışacak..

Nitekim Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, güçlendirme kararını masaya yatırmak üzere yarın toplanıyor..

Eşgüdüm Kurulu Sözcüsü Abit Küçükarslan’ın “ Vebali sizin” sözü anlamlı..

Büyük bir olasılıkla güçlendirme kararı yargıya taşınacak..

Merak edilen soru şu :

“Ruhsatsız bir bina nasıl güçlendirilecek “

Bu son derece riskli işe kimler talip olacak.

Çünkü orası bir korku tünelinden farksız..

Haydi güçlendirildi, yarın bir felaket yaşanırsa bunun hesabını kim verecek

CHP’li İl Genel Meclisi Başkanı Cavit Arı’nın partisinin gurubunun yıkılması yönünde görüşü olduğu ve o yönde oy kullandığı bilindiği halde güçlendirmenin binanın yıkılıp, yenisinin yapılmasından daha ucuz olacağını söylemesi de ilginç bir nokta..

Antalya, belli ki ucubeyi daha uzun süre tartışacak..