Köprüler-2

Geçen haftaki “Köprüler” yazımın yayınlanmasından sonra ilk arayan, kendisinin fikirlerine çok önem verdiğim, yıllardır turizm eğitimciliği ve gönüllülüğü yapan Sayın Avni Aker Hoca oldu. Çok güzel bir Özbek deyişi söyledi köprü üzerine; Köprüyü bir kişi yapar bin kişi geçer. Sonra, Antalya Emniyet Müdürümüz Sayın Feyzullah Aslan aradı; Başkan Obama’nın demecindeki “köprü” benzetmesini okuyup okumadığımı sordu. Yazımın, Başkan Obama’nın açıklamasından önce yazılmış olmasından dolayı, kendine has esprilerini, birbiri ardına sıraladı. Bunlar sabah motivasyonum oldu.
Köprüler konusunda bu hafta yazacaklarım, geçen yazımda önerdiğim “köprüler üzerine özel ilgi turları” için bazı fikirler olacak. Sonra size Antakya ile Antalya arasında köprü kuracağım.
Önce dünyadaki önemli köprüler konusunda bilgi veren, Almanca bir web sayfasından başlayalım www.bernd-nebel.de/bruecken. Bu sayfada, dünyanın ünlü köprülerini, bir meraklı kişinin, detaylarıyla ele aldığı bilgiler yer alıyor. Kwai Köprüsü-Tayland, bilmem filmini görenlerin hala gözlerinin önünde o muhteşem sahneler canlanır mı? Benim canlanıyor. Roma köprülerinden Alcantara-İspanya örneği dikkat çekici. Brooklyn New York köprüsü ise bence tam bir Made in USA. Sorularınızı duyar gibiyim “yok mu bizden bir köprü”. Yok, ben daha önceki yıllar kendisine bizim Antik Euromedon-Köprüçay nehri üzerindeki Aspendos Köprüsünün bilgilerini ve resmini mail etmiştim ama bir cevap gelmedi. Eee dünya’da bunca köprü var, kolay değil. İşte bu nedenle, bir meraklısı çıksın, bu sayfa gibi bir sayfa yapsın, Ülkemizin köprülerini burada tanıtsın istiyorum. Ben eminim sanal dünyada köprülerimiz kendisine çok meraklı bulacaktır. Özellikle ülkemizin kaliteli rehber kadrosu buna ön ayak olabilir. Rehberler Dernekleri, benim bu çağrıma cevap verirler umarım.
Dünyanın en önemli Demiryolu köprüsü İskoçya’daki Firth of Forth Quensferry’e bakınca, bizdeki Eğirdir Köprüsü bence ondan hiç aşağıya kalmaz. Hele 1980 li yıllarda çok meraklısı olduğum Buharlı Trenler için takip ettiğim bir Alman Dergisinde gördüğüm, Eğridir Köprüsü üzerindeki Buharlı Tren fotoğrafı, hala zihnimde capcanlı durmaktadır. Modern Köprülere örneklerimiz, Boğaziçi Köprüleriyle sınırlı kalır. Tarihi köprülere vereceğimiz öyle örnekler var ki, dünyaya parmak ısırtır. Tarihsel zenginliği bizim gibi bol olan bir ülkede, köprüler konusunda özel ilgi turları düzenlemek, tarihsel mirasın diğer örneklerinin de tanınmasına ve birer ürün olarak pazarlanmasına, öncülük edecektir. Çeşmeler, sebiller, konutlar, kervansaraylar gibi tüm sivil mimari örnekleri birer tanıtım ve ürün zenginliğimizdir.
Gelelim Antakya, Antalya köprüsüne. Gazeteci Tufan Türenç, 11 Nisan 2009 tarihli köşesinde “Antalyalıları kutlama” başlığı altında şunları yazmış. “Antalyalılar Tayip Bey’i hem üzdü, hem kızdırdı, hem de şaşırttı. Belki de o nedenle Başbakan tatil için Antalya yerine Antakya’ya gitti. Bundan sonra da daha Antalya’ya gitmez. Antalyalılar bunu böyle bilsin… Antalyalılar bir şey daha bilsin, Başbakan’ı küstürdüler ama laik, demokratik cumhuriyetten yana olanların kalbini kazandılar”
Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı olarak, bu konuyla ilgili görüşlerimi medya mensubu arkadaşlar sorduğunda cevabım; “Başbakan’ın Türkiye’nin 81 ilinde de tatil yapması gerekir” diye başladı. Bu cevap kuşkusuz onları tatmin etmedi, çünkü sansasyonel değildi. Benim esas vurgu yaptığım ve dikkat çekmek istediğim nokta ise bir köprü kurmaktır. Antakya, çok kültürlü hayatın paylaşıldığı kenttir. “Çan, Hazan, Ezan” projesi ile “kültürlerarası diyalogu” Türkiye’de en yaygın gerçekleştirmiş olan Antakya, bir semboldür. Son yıllarda sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bile dikkatini çeken “Medeniyetler Korosu” Antakya’dan dünyaya seslenmektedir. Medeniyetler Buluşması toplantısını İstanbul’da yapıp Antakya’ya Başbakan’ın gitmesi manidardır. Manidar olmayan ise Tufan Türenç’in ve onun gibilerin, haddini aşarak, Antalyalılara ders vermesidir. Siyaset ile kamu yönetimi sorumluluğunu, birbirine karıştıran, ister gazeteci olsun, ister Başbakan, yanlış yapan sonucuna katlanır.