Kölelik

                7 Eylül 1956 Dünyada köleliğin milletlerarası anlaşmalarla resmen kaldırıldığı gün.

     Köleliğin sözlük anlamı:  Hukuki, iktisadi, sosyal bakımdan hür insanlardan farklı ve asgari statüde kabul edilen kimsedir.

                Kölelik tarihi çok eskilere dayanır. Eski Mısır ve Yakındoğu’da savaş esiri kölelerle, komşu kabile veya kavimlerden kaçırılan insanlar, babaları ya da başka yakınları tarafından köle diye satılan çocuklar, borçlarına veya işledikleri suçlara karşılık köle konumuna geçirilen insanlar büyük sayıya ulaşmaktadır. Kölelik yedinci yüzyıl başlarında topluma yerleşmiş, çağdaş ve güçlü devletlerin can simidi olmuştur.

                Kewin Bales: Dünyada önde gelen “Kölelik” uzmanlarından biri. Londra’daki Surrey Üniversitesi’nde Sosyoloji Profesörü. Birleşmiş Milletlerin “Kölelik ve insan ticareti” konusundaki danışmanlarından. Kölelik konusunda beş kıtayı adım adım dolaşmış, korkutucu sonuçlarını da raporlarıyla dünyaya duyurmuş. ‘Köleliğin ne zaman sona erdiği sorulduğunda, birçok kişi; 1865 yılında diye yanıtlayacaktır. Oysa bu hikâyenin yarısı bile değil’ diyor Kewin Bales.

                 Bales’in araştırmalarına göre, kölelik yasal olarak çoğu ülkede 1990’lara kadar sürmüş. Hâlen de yasadışı olarak çeşitli yerlerde devam ediyormuş. Şu anda emeklerinin karşılığını almadan, hiçbir sosyal güvencesi olmadan,“bozulduklarında” yenileriyle değiştirilmek üzere, yirmi yedi milyon insan çalıştırılıyormuş maalesef!

                Günümüzdeki köleliğin, geçmişteki kölelikten ne farkı var, daha kötüsü köleliğin bugünkü ekonominin önemli bölümünü oluşturması ise konunun iç acıtıcı yanı.

                Ne yazık ki çoğumuz, bilinçsizce bu çarkı döndürüyoruz. Çarpıcı örneklerden birisi de ülkemden: “Mevsimlik İşçiler.” İşçi, çalıştığı yıl içinde 120 gününü dolduramadığından, sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Eski yasada 5000 iş günü olan emeklilik günü 9000 güne çıkarılmıştır. Çalışma süresince 120 günlük SSK Gününü dolduramayan mevsimlik işçinin emeklilik hakkıysa yok. 

                Yeni yasayla birlikte mevsimlik işçilerin isteğe bağlı emekliliği, eylemsel olarak ellerinden alındı. Mevsimlik işçiler, çalışma sürelerinin belirsizliği yüzünden emeklilik, SSK gibi sosyal güvencelerinden de yoksun bırakıldı. Bu bağlamda; 2014 başlarında taşeron işçi hakları, Torba Yasayla gündeme getirilecek ve geçici emekçilere kadro tahsis edilecekti, meclise önerge olarak sunulan teklif, seçim sürecini bahane eden hükümet tarafından ertelendi. Kısacası, şuan boşlukta, belirsizlik sürüyor.

                 Yenidünya düzeninde köleliğin şekli de farklı hâle bürünüyor. Ücret, makam, daha iyi sosyal durumun kaybından korkan kişi kendi isteğince değil de, bu olanakları sağlayanların istediğince yaşıyor.

                Sözgelimi, aşiret reisi, fabrikatör ya da çiftlik ağası, kanuna uymayan hâllerde bile yaptırımı olan bir konumda olabiliyor. Böylelikle hukukun genel insani değerlerin dışında, şahsi iradelerin uygulamalara yansıdığı ve bu uygulamalarla karşılaşan insanların modern kölelere dönüştüğü düzen ortaya çıkıyor.

                Velhasıl neyi hak ediyorsanız o şekilde yönetiliyorsunuz. İyi şeyleri hak etmekse bedel gerektirir. Özgürlük adına yaşam bile bir bedel olsa, feda edilebilir. Herhangi bir haksız uygulamanın içinde yer almak, “Ne yapayım ben emir kuluyum” şeklinde kendini temize çıkarmaya çalışmak, özünde ve tümcenin kendi içinde kölelik ruhunu ortaya koymaktadır. Nasıl “rüşvet” isim ve ifade değiştirerek kılıktan kılığa giriyorsa, günümüzdeki kölelik de kılıktan kılığa girerek isim değiştiriyor.   

Yayın Tarihi
07.09.2014
Bu makale 6510 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!