Kırılma Noktası

İnsanın üç kez doğduğu söylenir.

İlki; ana rahminden çıkışı, ilk nefes alışı ile başlar. İkincisinde annesinin veya babasının da hata yaptığını gördüğünde, üçüncüsünde ise kırk yaşından sonra hatalarından doğduğu söylenir.

Bazıları için ilk doğumla sınırlı kalsa da üretken olmayı seçen insanlar için bu sayı yaşanılan sıra dışı olaylarla arttırılabilir.

Bence bunların ilki doğum diğerleri ise yaşamın getirdiği önemli kırılmalardır. Kırılmalardan olumlu etkilenir ve yeni bir başlangıç yapabilirsek buna doğum diyebiliriz. Olumsuz etkilenirsek de parçalanma, aralarda kalma, sıradanlaşma veya yok oluşla da tanımlayabiliriz.

Benim gibi kırsaldan ve sıkıntılardan gelenler için bu sayı çok daha artırılabilir. Biz ertelenmiş ve geç kalmış yaşama düzenlerinden geldiğimiz için yaşanan her sıra dışı olay, ulaşılan her yeni nokta bir kırılmadır.

Geçen zamanlar gösterdi ki doğru ile yanlış, iyi ile kötü arasındaki ilk algılarım pek ustaca olmamış. Yaşadıklarımda “daha kötüsü olamaz” dediğim her olayda daha kötünün olabileceğini, “neden bunlar benim başıma geliyor” dediğim şeylerin az ya da çok herkesçe yaşandığını gördüm.

“Hamdım piştim” dediğim her zaman diliminde hamlığımın bir diğer boyutuyla tanıştım. Fırsat varken yapmadığım veya ertelediğim şeyler için, özellikle de yapmadığım yatırımlar için kendime sürekli kızdım.

Hamlık bu ya, hep başkalarına olur sandığımı bir sorun ile yeni bir kırılma daha yaşadım. Dünyanın en zor ameliyatlarından birini oldum. Uzun bakım süresince çoklukla kendimleyim. Hayata bakışımı ve önceliklerimi sorguluyorum. Dünyamın dönüşü yavaşladı, durma noktasına geldiğini hissettiğim anlar da oldu.

Önceleri hayatı “acımasız” diye tanımlardım. Hala toymuşum, dünyanın var olan döngüsünü ve tek gerçek parametrenin “zaman” olduğunu anlayamamışım. Şeyh Bedrettin güzel söylemiş: “Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlayamazlar”. Haddim olmayarak buna küçük bir ilave yapacağım. “Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar, başkalarını, başka hayatları, dünyayı ve döngüsünü anlayamazlar”.

Ve bir kez daha (yaşayarak) anladım ki bu döngüde var olmamı sağlayan sağlık her şeyin başıymış. Ve yine anladım ki bir insanın yapabileceği en büyük yatırım, edinebileceği en büyük değer arayan-soran (ana hatlarıyla döngüyü yakalamış) dostlarının ve arkadaşlarının varlığıymış.

Teşekkürler hayat, hastalık kötü ama farkına varmak güzel.

Dostlarla her şey çok daha kolay, daha güzel, daha anlamlı ve daha yaşanır.

İlgilenen, kan bankasına koşan, kaygılanan, arayan, soran, yazan, yoğun bakım kapısında bilgi almakla yetinen, iletişim ağlarında haberleşen ve dünyanın çeşitli yerlerinden arayan, güç veren sayısız arkadaşıma ve dostuma sesleniyorum;

“İyi ki vardınız, iyi ki varsınız”.

Yayın Tarihi
17.06.2018
Bu makale 2621 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!