Antalya’nın gündeminden inmeyen sorunlardan birisiydi Kırcami’nin planlaması..
13 mahalleyi ilgilendiren Kırcami’nin imara açılması konusu yerel ve genel seçimlerin de önemli kozuydu.
Antalya’yı yönetmeye talipli olanlarla, Antalya’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde vekilliğine aday olanlar, bölge halkının beklentilerini bildikleri için Kırcami konusunda sözler verdiler, karşılığında bekledikleri oyu aldılar.
Pek çok sorunun altından kalkmayı bilen, çözülemez denilen konularda uzlaşma sağlayan Antalya, Kırcami’nin sorununa çare olamadı.
Tartışmanın merkezini Kırcami’nin tarım alanı olup, olmadığı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kırcami planlarını yapmak için kamu yararı talebinde bulunan Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne gönderdiği yazıda yargı kararlarını da işaret ederek, 100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda Kırcami bölgesinin ‘tarım alanı’ olduğunu ifade ederek, bir anlamda plan beklentilerini ortadan kaldırdı.
Kırcami bölgesini oluşturan Doğuyaka, Topçular, Mehmetçik, Tarım, Yeşilova, Kırcami, Güzeloluk, Zümrütova, Yenigöl, Yeşilköy, Güzelbağ, Fener ve Çağlayan mahalleri Bakanlığın ‘plan yetkisi bende’ ve ‘Kırcami tarım alanı’ görüşüne karşı nasıl bir duruş sergiler bekleyip göreceğiz.
Şurası bilinen bir gerçek ki Kırcami halkı sağduyulu ve sabırlı..
Sabır taşı çatladı, onların plan ve imar umudu bitmedi.
Uzun süredir imar mücadelesi veriyorlar, arazilerinin imara açılması için mücadele edenlerin bir bölümü şimdi hayatta değil.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yazısında “Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırcami planlarını yapamaz” diyor.
Dahası ‘Yargı kararları var, yargı kararlarını hiçe sayamazsınız” uyarısında da bulunuyor.
Kırcami ile ilgili bugüne kadar yapılan planlar bölgenin tarım arazisi olduğu gerekçesiyle açılan davalar nedeniyle defalarca iptal edildi.
Kırcami’nin tarımsal özelliğini koruyarak, çevre halkını da mutlu edecek bir planlama elbette yapılabilirdi.
Kırcami planlaması inatlaşmaya kurban gitti bir anlamda.
Meslek odaları ve konuyla uzun süredir ilgilenenler resmen post kavgasına çevirdiler bu işi..
Bakanlık, planlama yetkisini aldığına göre belediyeleri de devreden çıkarmış oluyor.
Planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçtiğine göre Kırcami’yi TOKİ tehlikesinin beklediği de ortada..
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar,. TOKİ’nin eski Genel Müdürü idi..
TOKİ, Bayraktar’ın döneminde hükümetin de desteği ile Türkiye’nin en zengin müteahhidi olmuştu.
Kendisine verilen yetkililerle TOKİ, Kepez’deki Gazi Mahallesi örneğinde olduğu gibi istediği alanda proje uyguluyor, istediği alanlar için plan yapıyor, istediği alanları da satmaktan geri kalmıyor.
Bakanlığın Kırcami için nasıl bir planlama düşündüğü şu anda bilinmiyor.
Eğer Kırcami TOKİ mantığı ile planlanırsa, orası tarım alanı da, yeşil alan da olmaktan çıkar, beton yığınına döner..
Kırcamililer, plan istiyor ama beton bloklar arasında sıkışıp kalmayı da kabul etmezler diye düşünüyorum.
Bölgenin tarımsal özelliği de göz önünde bulundurularak mı bir planlama yapılır, yoksa AKP’li Büyükşehir Belediyesi döneminde buralarda ucuza arazi kapatan, rant beklentisi içinde olanların beklentilerine yanıt verecek bir planlama mı yapılır, bunu da birlikte göreceğiz.
Bakanlık, planlama yaparken, Kırcami halkının beklentilerini ne ölçüde dikkate alır bu da zihinleri meşgul eden bir başka konu..
Sonuç olarak Kırcami için yeni ve belirsiz bir süreç başlıyor.
Kırcami sakinleri beklemekten bıkmıştı, yeni bir bekleme süreci mi başlar, yoksa Bakanlık kafasına göre bir planlama için düğmeye mi basar bu da yanıt bekleyen bir değer soru..