Kayseri Pazarlığı

        Sayın Başbakan'ın AB yöneticileriyle yaptığı pazarlık, kamu oyunda 'Kayseri

Pazarlığı' olarak nitelendi.  Söylemedesıkı pazarlık vurgusu var. Biraz 'küçümseme'

ya da öğünme havası da seziliyor.

         Aslında işi zora sokanlar AB yöneticileridir.

         Hem Suriye Savaşı'nı durdurma yolunda ciddi katkıları yoktur. Hem de Türkiye'yi

işgal eden Suriyeli sığınmacıların AB'ye girmesine göyünleri yoktur. Türkiye nasılsa yol

üstündedir başına gelene katlansın havası esiyor. Ellerini ceplerine sokmaya niyetleri yok!

        Kayserili usulü pazarlık bu koşullarda yapılmaktadır.

        Hergün onlarca kişi Ege Denizi'nde Yunanistan'a geçmek isterken boğulmaktadır.

        Ölenler 3. dünya halkından olunca, çoğunca  müslümanlardan olunca kimsenin kılı

kapırdamıyor..

         Batının normları, insan hakları, sığınmacıların hakları; AB çıkarlarıyla çelişince

birden bir adım geri çekiliyorlar. İrkiliyorlar. Güney hudutlarımızı kapasaydık, demedik-

lerini bırakmazlardı.

         Şimdi Türkiye'ye dağılmış üç milyonu aşkın sığınması var.  Aman bize bulaşmasın

diye tırnak kaşıyorlar. Yunanistan-Makedonya sınırı tel örgüyle kapatılmıştır. Macaristan

sınırlarını çoktan kapattı.Başkaları da var. Avrupa'ya sığınmacı akımı olduğu yerde kalmış

durumda. İnsanlar aç! Soğukta çaresiz ve Allaha emanetler! Sırça saraylarında huzur

içinde, ağır kış koşullarını yaşıyorlar.

        Türkiye'nin sorunu Suriye sınırları içinde çözme ve giderlerini paylaşma önerilerine

kulak asmadılar. Ateş eteklerini sarıncaya kadar da gıkları çıkmadı..

        Sayın Başbakan'ın 'Kayserili Pazarlığı' yapması doğaldır. Halden anlamayanları

sonuna kadar sıkıştırmak gerekir. Paranın yerini söyletene kadar zorlamalıdır. Başardıysa  kutlamak gerekir..

       Savaş uçakları yollayan petrol zengini Arap ülkelerini de  köşeye sıkıştırma zamanı

 

gelmedi mi? Savaşa katılan resmi, gayri resmi kümeleri parasal ve sihah vererek kışkırtan-

ların, sığınmacıların çaresizliğine katkıda bulunmaları gerekir.

       Bize uyan türkü “Kendim ettim, kendim buldum!” dur..

       Suriye'nin toprak bütünlüğüne sahip çıkılmalıdır...

                                 ****

       Sayın Cumhurbaşkanı, başkan olmadan, ortalığı birbirine katmaktadır.

       Gelecekte başkan olursa, neler olabileceği konusunda örnekler vermektedir..

       AYM kararlarını “ uygun bulmuyorum, uymuyorum!” diyerek asrın söylemini

kamuoyu ile paylaştı. Ben yurtdışına çıkıyorum, ortalık 'karışacak' gibi öngörülerle

uğurlandı..

       Muhterem eşleri boş durmadı “ Haremin eğitim yuvası olduğu” yolundaki  savını

kamu oyu ile paylaştılar. Özünde doğru bile olsa, şimdi kamuoyunu meşgül edecek bir

konu muydu bu?

        Hele ardından “ Hizb-ül Tahrir” namındaki, terör örgütü olarak bilinen şeriatçı örgüt

Türkiye'de “ Hilafet” konulu toplantı yapmıştır. Ne kadar şeriatçı kuruluş varsa hepsini

çağırmış; Atatürk'e, Türkiye Cumhuriyeti kuran kadrolara sövgü yağdırmışlar. Ankara'da kaldırılan Hilafetin, yine Ankara'da ilan edileceğini müjdelemişler(!)..

        Bütün bunlar rastlantı olmasa gerek.

        İleride varmak istedikleri yeri, başkalarına söyletmek; kamuoyunu yavaş yavaş

olacaklara hazırlamak değil midir bu?

        Sağlıcakla  kalın.

Yayın Tarihi
15.03.2016
Bu makale 888 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!