Kaya Yanar ile tanıtım!

Alman RTL televizyonunda geçen Cumartesi akşamı Kaya Yanar’ın son şov programını izledim. Salonda en az dört bin kişi ve ekran başında ise milyonlar. Kaya Yanar’ın web sayfasına sonra baktım, Almanya, Avusturya, İsviçre’yi kapsayan müthiş yüklü bir gösteri programı var.

Kim bu Kaya? Kaya Yanar’dan ben 2007 yılında “Bir Adım Önde” başlıklı yazımda kısaca söz etmiştim.

“Komedyen olmak, zor iştir. Üstelik ikinci sınıf insan muamelesi gördüğün bir ülkede komedyen olmak bir o kadar daha zordur. Yıllardır Alman TV kanallarında, 34 yaşındaki Kaya Yanar ‘Ne bakıyorsun be...’ programını büyük beğeni ile sürdürüyor. Yani Almanları gülmekten kırıp geçiriyor.” Evet, Kaya o tarihten buyana “Ne Bakıyorsun” “Made in Germany- Alman Malı” programlarıyla çok önemli ödüller de alarak başarısını yükseltmeye devam ediyor. Artık Kaya Yanar olarak değil sadece “KAYA” olarak anılıyor. Onun seyirci kitlesi kendi felsefesine uygun bir tarzda. Almanya’daki çok kültürlü seyirci yapısını hedeflemiş. Her etnik grup onun için malzeme oluşturuyor. Kendisini yarı Türk, yarı Alman olarak adlandıran Kaya, Türkleri ettiği gibi Almanları da bir o kadar hiciv ediyor. Liberal ve demokrat siyasi kimliği belirgin olan Kaya’nın Alman siyasetindeki ana teması yabancılar politikası “entegrasyon”.

O, aslında bir geleneği devam ettiriyor. Almanya’da ilk kez 1985 yılında Şinasi Dikmen’in kurduğu kabare “Konobi Bonbon” ve Muhsin Omurca’nın (Mussin) yolunda, Kaya emin adımlarla ilerliyor.

Almanca konuşan Avrupa nüfusunda, buna buralarda yaşayan ve Almanca anlayan Türkler de dahil, Kaya bir fenomen. Onun her etnik grubu kendi şivesi ile taklit yeteneği tam bir çok kültürlülüğü yansıtıyor. En çok beğenilen taklidi “Hintlilerin İngilizce -Pidgin- konuşması.” Eleştirirken övüyor, överken eleştiriyor. Öyle bir mizah anlayışı var ki onu izleyen türbanlı bayanlar bile cinsel esprilerden, rahatsız olmuyorlar, çünkü O, dozunda ve gerçeği vurgulamak için “uçkur” çizgisinde kalıyor.

Kaya, 1973 Frankfurt doğumlu, ailesi Antakyalı, ailesinin Arapça biliyor olması onun yarı Arap olarak tanıtılmasına da yol açmıştı. Kaya, son gösterisinde sık, sık Türk yaşam tarzından bahsediyor. Türkiye’ye pek vurgu yapmıyor. Bu açıdan bakarsak bence Kaya’nın mutlaka turizmciler tarafından Türkiye’ye davet edilmesi gerekir.

“Bir Adım Önde” yazımın son paragrafını yine tekrarlamak istiyorum: “Bir adım önde durabildiğimizi görüyoruz. Şimdi bir adım önde durabilenler kendilerini toplumlarına adamalıdırlar, toplumlarını da kendilerine yaklaştırmalıdırlar. İki toplumu temsil etmek zordur ama günümüzün erdemidir. Tıpkı Almanya, Türkiye maçında, her iki ülkenin bayrağını sallamak gibi. Almanya’da yaşayan insanlarımız çok kültürlülük geleneğimizin, Osmanlıdan miras olduğunu bilirlerse, işleri daha kolay olacak. Tıpkı Türkiye’dekiler gibi...”

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR