Star
Medya Grubu’na bağlı haber kanalı 24’ün Genel Yayın Yönetmenliği görevine
vekaleten Manşet Gazetesinin sahibi Murat Çiçek getirildi. Star Medya Grup
Başkanı Mustafa Karaalioğlu, yaptığı açıklamada, 24 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni
Yiğit Bulut’un yeni görevi nedeniyle şirketten ayrıldığını hatırlatarak, “24 TV
bünyesinde gerçekleştirilen organizasyon çerçevesinde, Murat Çiçek Genel
Koordinatör olarak atanmıştır. Çiçek, haber yönetimi sorumluluğunun yanı sıra
program, yayın yönetimi ve diğer süreçleri de vekaleten yürütecektir.
Arkadaşımıza yeni görevinde başarılar dilerim" dedi.
Çok
eski arkadaşım ve Facebook’taki Bejeweled Blitz oyununda bir türlü geçemediğim
rakibim Murat Çiçek’i böylesine önemli bir göreve getirilmesi nedeniyle
kutluyor ve başarılar diliyorum.
FOTOĞRAF YARIŞMASI
Antalya
Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği tarafından Ahilik Kültür Haftası
etkinlikleri kapsamında kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerle ilgili fotoğraf
yarışması düzenleniyor. Katılımcılar yarışmaya daha önce hiçbir yerde
yayınlanmamış olan en fazla 3 eserle katılabilecek. 5 kişilik bir jüri tarafından yapılacak
değerlendirme sonunda birinci gelen yarışmacıya 3 bin, ikinciye 2 bin, üçüncüye
bin, mansiyon alanlara da 500 TL para ödülü verilecek. Yarışmaya son katılım
tarihi, 1 Eylül olarak belirlendi.
İLERİ TAŞINDI
Antalya’nın ilk gazeteleri arasında
yer alan İleri, Ayakkabıcılar Çarşısı içindeki eski yerinden taşındı. Yeni
büro, Güllük’teki PTT binasının arkasında bulunan Form Baskı A.Ş içinde yer
alıyor.
+++++++++
AH GÜÇLÜ KADIN AHH.
Güçlü kadın sevilmez…
Güçlü kadın çekilmez…
Onun tek suçu, güçlü olmaktır…
Her attığı adımda, sağlam yere basar.
Faturalarını ve ev kirasını kendi öder, arabasını kendi kazandığı parasıyla
alır.
Zor durumda kaldıysa, telefona
sarılıp yardım istemek yerine, önce oturup “ne yapabilirim?” diye düşünür.
Kendine olan özgüveniyle birlikte,
içindeki heves ve istek ona başarıyı getirir. O, hiç pes etmez...
O inanır...
Kaybetse de üzülmez, çünkü
güçlüdür...
Güçlü kadınlar sevilmez...
Terketmek kolaydır...
+++++++++
MUTLULUĞU İÇİNDE ARA
Bir Kral sabah gezintisi sırasında
bir dilenciye rastlar. "Dile benden ne dilersen" der. Dilenci güler
ve "Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz." diye
yanıtlar. Kral alınır ve söyleşi koyulaşır.
...- Pek tabii her dediğini yerine
getirebilirim. Sen söyle hele, ne istiyorsun?
- Söz vermeden önce iki kez düşünün
kralım.
Kral bastırır:
-Ne istersen verebilirim. Ben güçlü
bir Kralım. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz.
Bunun üzerine dilenci, çanağını
uzatır:
- Şu çanağı herhangi bir şeyle
doldurabilir misiniz? diye sorar. Kral kahkaha atar ve vezirine çanağı altınla
doldurmasını emreder.
Çanak dolup taşmakta ama anında
boşalmaktadır. Paralar buhar olup uçmaktadır sanki. Kralın onuru kırılır. Bir
dilenci çanağını dolduramadığı kulaktan kulağa yayılır. Giderek pırlantalar,
elmaslar, yakutlar akıtılır çanağa. Ne var ki çanağın dibi yoktur sanki. Yer
yutar ama boş kalır.
Kral yenik düşmüştür. Dilenciye
yakarır:
- Tamam, sen kazandın. Dileğini
yerine getiremedim ama ne olur bana çanağın neden yapılmış olduğunu itiraf et.
- Çok basit, diye yanıtlar dilenci.
İnsan dimağından yapılmıştır. Yani insanın arzu ve isteklerinden. Doymak bilmez
oluşu bundandır. Bu gerçeği bir kez kavrarsan yaşantın değişir. İstek nedir ki!
İstek ulaşılana kadar, belli bir süre heyecan veren bir duygudur. Örneğin; bir
araba istersin. Bir yat. Ev. Eş! Tek tek her birini elde ettiğinde, tümü eski
heyecanını yitirir. Neden?
Çünkü beynin, aklın onları dışlar.
Araba garajdadır ve artık istek uyandırmamaktadır. Heyecan, onu elde ettiğinde
sönüp gitmiştir. Eş yanında, para cebindeyse, onlara erişmek için katlandığın
yoğun istek yok oluverir. Yine boşluğa düşer, yeni bir istek bulmak zorunda
kalırsın. İstek doyumsuzluk uyandırır ve giderek gerçek bir dilenci olursun.
Bir istekten bir diğerine çırpınıp durursun. Amacına ulaşır ulaşmaz bir
yenisini bulursun. İsteğin bu yönünü kavradığında hayatının dönüm noktasındasın
demektir. Sürekli yolculuk hali iyi sonuç vermez.
Geri dön...
Evine dön...
Seni mutlu edecek öğeleri dışında
değil, kendi içinde ara!
+++++++++
HAFTANIN
FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..
BBC'Yİ
ARIYORUM
Çok
seksi ve çekici bir kadın elinde içki kadehi ile bar duvarına dayanmış etrafı
gözlerken yine elinde içki kadehi olan bir adam kadına yaklaşmış ve elini
kadının bluzunun içine sokup göğsünün birinin ucunu kıvırmaya başlamış. Kadın
son derece soğuk bir ifade ile adama:
“Ne yapıyorsun?” demiş.
Adam: “BBC'yi arıyorum!” diye yanıtlamış.
Bunun üzerine kadın çok ağır hareketlerle
adamın pantolonunun içine elini sokup adamın şeyini tutarak:
-
Sen bu antenle BBC'yi zor bulursun!
KUMBARA
Kocası
karısına bir şey önerir:
-
Ya hanım gel bir anlaşma yapalım, yatağımızın başına bir kumbara koyalım ve her
seks yaptığımızda kumbaraya 1 lira atalım, dolunca gider bir şeyler içeriz!
“Tamam.”
der karısı.
Neyse
aylar geçer adam yine güzel bir seksten sonra kumbaraya 1 lira atmak ister ama
para kumbaraya girmez. Adam sevinçli ve aynı zamanda heyecanlı.
“Aa,
hanım bu dolmuş gel açalım.” der.
Kumbarayı
bir açar ki bir de ne görsün içinde 1 liraların yanı sıra, bir sürü 10 lira, 20
lira, 50 lira var.
Adam
kağıt paraları göstererek sorar:
-
Ya hanım bunlar da ne?
Hanımı
cevap verir:
-
Koca koca, herkes senin gibi cimri mi ki güzel bir seksten sonra 1 lira
atsın...
SENİN
ANAN VAR YA..
Üç
kovboy Teksas'ta bir barda masaya oturmuş, kafayı çekiyorlar... Bir sarhoş
girmiş içeri. Parmağı ile ortadakini işaret etmiş:
“Senin
anan,” demiş “Teksas'ın en çılgın seks manyağıdır” demiş.
Masanın
etrafı bir anda boşalmış. Ama ortadaki adam duymazdan gelmiş, içkisine devam
etmiş. Sarhoş çıkmış gitmiş. 10 dakika sonra geri gelmiş. Gene aynı masanın
başında dikilmiş.
“Senin
o fahişe ananı az önce becerdim, harikaydı” demiş. Etraf masalar gene bir anda
boşalmış. Bizimki gene kılını kıpırdatmadan içmeye devam etmiş. Sarhoş çıkmış
gitmiş.10 dakika sonra gene gelmiş.
“Senin anan var ya, senin anan” diye
başlarken, kovboy nihayet lafını kesmiş:
*-Evine
git de yat. Gene zurna gibi içmişsin, baba!