Japonlar da nasıl millettir?

Başlık benim değil, hayatında hiç Japonya’ya gitmemiş ama Japonları ve onların millet karakterini incelemiş olan, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’a aittir. Japonlar için yazdığı şiirin ilk kıtası “Sorunuz şimdi, Japonlar da nasıl millettir, Onu tasvire zafer-yab olamam hayrettir”

Japonları anlatmada ben de başarılı olacağımı zannetmiyorum. Bu yazıyı ele alış nedenimi öncelikle belirteyim. Her toplumun kimlik kodlarının olduğunu, toplumların da insan gibi karakterleri olduğunu ve toplumsal değişimlerde, yozlaşmalarda bile karakter kaymalarının çok hızlı gerçekleşmediğini, adeta “toplum genlerini” oluşturduğunu biliyoruz. Böyle toplumsal örneklere, her zaman çok az ülke örnek verilir. Verilen örneklerin başında da hep Japon topumu yer alır.

Japonya’da, 11Mart’ta meydana gelen 9 şiddetindeki deprem ve tsunami yüzyılın felaketidir. Sonun başlangıcı mıdır, bilinmez ama ölen ve kaybolanların sayısının 27 bini geçmesi felaketin sayısal boyutunu verse bile, esas tahribatın ve kayıpların bundan sonra Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali’ndeki sızıntıyla daha da büyüyeceği ve dünyaya yayılacağıdır. Hiçbir şey artık ne Japonya’da, ne de Dünya’da eskisi gibi olmayacak. Bu felaketin ardından çok düşünmek gerekiyor. Japonların düşünmeye daha felaket anından itibaren başladığını görüyoruz. Böyle büyük felaket karşısında hiç paniklemeden, olanları abartmadan, bağırmadan, çığırmadan, ekran karşısında olayı şova dönüştürmeden, hatta ağlamadan hangi millet direnebilirdi? Paramparça olmuş otobanları 6 günde hangi ülke yetkilileri eski haline getirebilir, hayatı normale dönüştürebilirdi? Hangi toplum böyle bir felaket ülkesinden panikleyip başka ülkelere göç etmezdi? Hangi toplumda nükleer santralin soğutulması için kendini feda edebilen sayısız kahramanlar çıkar ve bunlar toplumdan kendilerini gizlerler?

Mehmet Akif yüzyıla yakın süre önce yazdığı şiirinde, Japon toplumunun bugüne taşıdığı karakterini anlatıyor.

Doğruluk, ahde vefa, va’de sadakat, şefkat;
Acizin hakkını İ’laya samimi gayret;
En ufak şeyle kanaat, çoğa kudret varken;
Yine ifrat ile vermek, veren eller darken;
Kimsenin ırzına, namusuna yan bakmayarak,
Yedi kat ellerin evladını kardeş tanımak;
“Öleceksin” denilen noktada merdane sebat;
Bizim toplum olarak alacağımız ders, sadece çevresel sorunlara, felaketlere yol açabilecek nükleer santrallere karşı tedbirli yaklaşmak değil, kimlikli ve onurlu bir toplumun, felaketlerin yaralarını nasıl birlikte sarabildiğidir. Birbirine tutunarak, güvenerek, bilimin ışığında, kendi toplum değerlerini koruyarak sağlam bir yapıyla, uğranılan felakete karşı topyekün mücadele etmektir. Zannetmeyin ki Japonlar ağlamaz. Ağlamak, sızlanmak her canlı içindir. Yüzyılın felaketi sadece Japon toplumunu değil, tüm insanlığı etkileyecektir. İnsanlığın bu felaketten ders alması ne derece olacaktır bilinmez, ortada görülen bir gerçek var ki o da bizim bu felaketten almamız gereken çok ders olduğudur.

Hayatımda 2 kez ziyaret ettiğim Japonya üzerine ahkam kesmek gibi bir niyetim yok, amacım Japonya’nın acısını ve onların toplumsal karakterinden alınacak dersleri paylaşmaktır. Türk turizmcilerin ve özellikle Kapadokya’daki turizmcilerin Japonların acılarını paylaşmalarındaki gösterdiği hassasiyeti önemsiyorum.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
30.03.2011
Bu makale 12337 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Uzun zamandan beri yazılarınızı okuyamıyordum. Yine bir Nizamettin Şen klasiği ve güzel bir duyarlılık ve öğreti anlayana... Yazınızı aldım ve facebook sayfamda paylaştım bir çok arkadaşımın okuyacağından eminim. Çok yakın zamanda yapılacak vatanımızda ki bir tarih içinde duyarlı olunması konusunda yazınızı ümit ediyorum. Saygılarımla.

Mukadder Kavas 05.04.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!