İyi ki Mehmet Şener'i Tanıdık (4)

Mehmet Şener'e Saygıyla

ÖZTANITIM

Yaşı 86 olmuş bir insan, ne beklersiniz ondan?” Ununu elemiş, eleğini asmış” olması düşünülür. Değil mi?

Mehmet Şener’e yakın olur, onu tanırsanız, bu o değil.

Gelin görün, zaman onu nasıl arıtmış, durultmuş. Adam etmiş.

Ürün veren çalışmaları, insana “Yaşına değil, yazdıklarına bak” dedirtiyordu. Vücutta fiziki güç azalmış, tamam ama kendisi yorgunluğu kabul etmiyor, gece gündüz çalışmayı sürdürüyordu. Görüş ve düşünceden yana belleği, doğa kurallarına inat, karşı duruyor, zamana meydan okuyordu. Deyme gençlere taş çıkartıyordu.

Görüyorduk, okuyorduk, kalemi her zaman kağıtta çiçek açıyordu. Yaşamın güzelliklerini çevresine saçıyordu. Zamanı işlemede Türkçe öğretmeni olan ünlü yazar ve ozan Mehmet Başaran’dan etkilenmiş olabilir miydi? Neden olmasındı? Her ikisi de aynı okulun, aynı anlayışın ürünüydüler.  Her ikisi de silme enstitülü idi.

Çalışmaları, “İşleyen demir ışıldar” deyimini doğruluyordu. 

Mehmet Şener, yaşlılığı unutmuş, beynini sağlıklı tutmuş biri idi hep. Tanıdığım, izlediğim, gözlemlediğim kadarıyla da yaşamı programlı, saat dakikliği içinde hareket eden biriydi.

Olaylara bakışı, yorumlaması, günceli takip etmesi yüzeysel değil, derinlemesineydi. Belleğinde kalan derin izler, hayat görüşüne bir işlerlik ve işlev kazandırmış. Yaşanmışları sürekli kullanıma hazır tutması, beynine sağlık kazandırmış, zinde kalmasını sağlamıştı.

Sevenleri, dinleyenleri, arayanları çoktu Mehmet Şener’in. Mutlaka dağarcığında, geçmişe ve bugüne dair söyleyecek sözü vardı. ANSAN bahçesinde oturduğu masa, sonradan bahçe kafedeki yeri zaman olur gelenlere dar gelirdi.

Mehmet Şener, iyi bir dinleyiciydi. Aynı zamanda attığını vuran bir avcı idi. Yazılarında kafasından geçenlere, dilediklerinden karıştırdığı da olurdu. Bütün bunları nasıl karar, nasıl mayalar bilinmez ama, sözler, ifadeler onun dilinde ayrı bir tad bulur, konuşması ağzının içine bakarak dinlenir, yazdıkları beğenilirdi. Sofrası ve sohbeti zengindi, oturan herkes onun dağarcığındakilerden beslenirdi.        

Yazılarında kullandığı sıra dışı deyimler, özdeyişler ve fıkralar ayrı bir tad katar, yaptığı her yapıda kullandığı her taş yerini bulur, Dünyanın gidişi, ülkenin açmazları onun yazılarında şekillenirdi.

Açık ve netti sözleri. Oturaklıydı, tumturaklıydı.  

Öz ve öz sözle kurduğu tümceler, zengin içerikleriyle okuyana geniş bir anlatım alanı kazandırır, hem de eğlendirirdi. Suratı asla asık değildi kurduğu tümcelerin. İğneleyecekse, acıtmadan incelerdi.

Kısacası alışık olduğumuzun dışında özgün bir anlatımı ve yazma biçimi vardı Mehmet Şener’in. Okuyucuyu çeken, kimi yerde hayranlık uyandıran, özgün yazılardı onun yazıları. Bir çırpıda okunan, akılda kalan yazılardı.

Okudukça bunu nasıl beceriyor diye sormadan edemezdik kendimize. En azından ben öyle düşünürdüm. Kaç kez sordum kendisine bunu nasıl becerdiğini, kurduğu her cümleyi uzun uzun düşündüğünü, her sözcüğü yerli yerinde kullanma çabası güttüğünü söylerdi. Mehmet Şener’i ayrıcalıklı kılan da bu özelliği değil miydi zaten?

Sakin ve sabırlıydı yapı olarak. Bir konu gelir aklına, takılır kalır oraya, o konuya ilişkin yazısını tamamlayana kadar ayrılmazdı oradan. Nemi yapardı? Nasıl mı yapardı? Başlardı kısa kısa notlar çıkartmaya. Bilir ki, sepete atılan pamuk, gün olup iplik olacak, kumaş olacak, motif motif kumaşa dokunacaktı. Hepsini yerli yerinde, kararınca kullanırdı.    

Acelesi yok gibi davranırdı, sanırsın vakti çoktu.

An gelir, notlar canlanır, beyaz kağıda taşardı. Okur yazısını beğenmezse, bir daha bir daha yazar. Beğenmeyip yırttığı çok yazı olduğunu söylerdi. Yazarken en zorlandığı yanın, yazıya uygun başlık bulmak olduğunu söylerdi. O zaman yazıyı bir süre beklemeye alır, ancak uygun başlığı bulduktan sonra görücüye çıkartırdı.

Eksiği, kusuru yok muydu sevgili Mehmet Şener ağabeyin? Vardı. Teknolojiyi yeterince kullanamıyordu. Kalemi de kağıdı da bırakamıyordu. Gördüğümüz kadarıyla pek de istemiyordu.

Mehmet Şener katkısız, katışıksız bir köy çocuğuydu. Görünmeyen özüne atılan maya, Aksu Köy Enstitüsü’ndendi. Solmayan rengini orası oluşturmuştu. Aksu, Mehmet ağabeyin boyalarını kararınca karıştırarak, değerli bir tablo yaratmıştı.

Cumhuriyete bağlılığını, çalışmalarındaki yaratıcılığı, inandığı fikirleri her fırsatta yazarak sürdürmüş, bu alışkanlığını son güne kadar taşımayı bilmişti. Yaşı kemale etmiş, seksenleri geçmiş bu meyve ağacı, hala bıkmadan usanmadan meyve veriyordu. Yorumu, sanırım insan sevgisinden, topluma vermek istediği hizmetten kaynaklanıyordu.

Mehmet Şener, okuyan, araştıran, gündemi yakalamaya çalışan bir eğitim emekçisiydi. İşin kolayına kaçmaz, iyiden güzelden sapmazdı. Çalışmaları, rahat ve huzurlu hali ona sağlık ve enerji kazandırıyordu.

Emekli ama kendini asla emekli kabul etmeyen yılmaz bir eğitim neferi, gerçek bir savaşçıydı. Yazdıklarını çevresi ile paylaşmaktan mutlu olan bir ağabeyimizdi. Ayaklı yazı makinasıydı sanki.

Aksu Köy Enstitüsü’nde yaşadığı yılların izleri hiç silinmemiş capcanlı, dipdiri ve taptaze duruyordu. Zaman olur anlatır, zaman olur yazar, Arı duru akan bir çeşmeydi, bize kaynaklık ederdi.

Bulunduğu yerde iyi bir gözlemciydi. Onda köy, kasaba, kent değişmiyor, beynin bir köşesinde ayrıntılı yer alıyordu.

Mehmet Şener, uzun ve yorucu tümcelerden özellikle uzak duruyordu. Tümceleri kısa ve özlüydü. Yazısında çiçek açıyor, okuyan tad buluyordu. Yazılarındaki lirik anlatım okuyana adeta ziyafet oluyordu.

Kısacası, öğretmenliği ekmek kapısı görmeyen, sadece vatana millete hizmet olarak algılayan adam gibi adamdı Mehmet Şener.

Konuları bir başkaydı, eğlendirirken öğretiyordu. Başka hiç mi kusuru yok bu verimli insanın derseniz, vardı, çok sigara içiyordu.      

Ama biz onu sigarası olsa da, olmasa da çok seviyorduk. Uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorduk. Heyecanla dördüncü kitabının çıkmasını bekliyorduk. Ama olmadı. Trafik canavarı onu da bizden kopartıp aldı. Bize de sevenlerinin başı sağ olsun demek kaldı.  Ona da rahmet dilemek..

Yavuz Ali Sakarya                                                     

YKKED Antalya şube başkanı

Yayın Tarihi
29.02.2016
Bu makale 1116 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!