İyi insanlardık. İnandık.
Neye.?
-Söylenene.
Kime.?
-Bir söylemi ve iddiası olana.
Neden.?
-Söylem ve iddianın bizim için ve bizden yana olduğunu düşündüğümüzden(!)
“Düşünmek” eylemine haksızlık yapmamak için de “zannettik” demenin daha doğru olacağı kanısındayım. Zira düşünme eyleminin gerçekleşebilmesi için gerekli doneye, mevcut doneyi değerlendirebilmemiz için de yeterli zihinsel aktiviteye ulaşıp sahip olmamız önce belirlenip sonra da engellendiğinden ettiğimiz “zan”lar maalesef gerçekle örtüşememektedir.
Devamla; Sözüm meclisten dışarı, öyle çapulcu takımı da değildi inandıklarımız. Ben demedim sözlük söyledi.. çapulcu ki.. başkasının hakkına yağma, talan, yalan, suistimal ve benzeri yol ve yöntemlerle göz diken, alenen yapamayacağından ve dahi tam da bu nedenle olmadı hokkabazlık etmekte sakınca görmeyen “şer” niyetlilere denirmiş. Ki.. bu durumda şer niyetlilerin alınganlık göstermesinde benim açımdan hiçbir sakınca da yoktur.
Sonuç olarak; Ülkenin bugün geldiği karanlık günler itibarı ile geçmişten gelen özelleştirme safsatasının yanı sıra çalışanların iş yerlerinde hak arama kanalları demek olan bu anlamda da örgütlü olmalarına olanak sağlayan mekanizmaların çökertilmesinin meyvelerini şer niyetlilere toplatmaktan vazgeçmelidir bu halk. Görebildiği kapsam ve kitlesellikte örgütlenebildiği takdirde.
Kaldı ki.. Adı Türkiye Cumhuriyet’i olan bir ulusun, kazanımları da demek olan künyesini dahi satışa çıkarmış olanların cüret ve aymazlığına şahit oldukları andan itibaren.
Devam edecek.
Sağlıcakla..