İyi gazeteci, ayrıntı bilgisiyle habere değer katabilendir

Son dönemde “iyi gazeteci” kadar “haberin ne olduğu” üzerine değerlendirmeler yapılıyor.

Ortamın da yarattığı ilgi nedeniyle, düşüncelerini gazetede yazıyla anlatan bizlerin de etkin olanla değersiz olanı ayırma konusunda ne düşündüğümüzü paylaşmamız yararlı olabilir.

Christiane Amanpour, Koç Üniversitesi mezuniyet töreninde gazetecilik üzerine konuştu. Konuşmacının sıradan biri olmadığını biliyoruz. Rekabetin alabildiğine yoğun ve derin olduğu hakimiyetçi ve merkezi bir ülkenin medyasında üst düzeylere tırmanabilmiş biri. Sadece önemli değil, değerli biri olduğu için O' na kulak vermemizi gerekiyor.

Amanpour, “iyi gazeteciliği” işlevsel yanından yaklaşarak tanımlıyor: “İyi gazeteciliğin işleyen her demokrasinin vazgeçilmez bir ögesi olduğuna inanıyorum ve her geçen gün biraz daha farkına varıyoruz ki, iyi gazetecilik yaşam kalitemizi artırmak için hayati öneme sahip. İster Doğu'da ister Batı'da olsun iyi gazeteciler, özellikle de gelişmekte olan demokrasilerde her zaman reformun, değişimin ve ilerlemenin uç noktasında yer alıyorlar.”

Günlük dil, politik söylem, popüler anlatım, kısa mesaj bütün dünyanın sorunu… O nedenledir ki Frank Furedi haykırıyor: “Nereye gitti bu entelektüeller?” Gazeteciliğin bir yönü de “entelektüel olmayı” gerektirmesidir. Soruyu, “Nereye gitti bu gerçek gazeteciler?” diye sorarsak, maksadı aşmış olmayız.

Entelektüeller olmadan reformu, değişmeyi, ilerlemenin uç noktalarındaki tartışmaları nasıl sürdürürüz? Kısa mesajla iletişim kurabileceğimizi, ama düşünce geliştiremeyeceğimizi söyleyen Orhan Pamuk' un haklılığını ya da haksızlığını nasıl sorgularız? Yeni kavramları ve düşünceleri nasıl geliştiririz? Ya da Amapour'un altını çizdiği, “Yükselen milliyetçiliğin gazeteciliği ve gazeteleri politize etmesi de endişe verici. Ve hayatımızı neye adamaya karar verirseniz verin etrafınızda olup bitenlerin politik tarafı hepimizi cezbedecek. Özellikle de haberlerin, gerçeklerin siyasallaşması. Bu son derece tehlikeli bir şey, zira tarafsız haber ve bilgi gerçekten neler olup bittiğini öğrenmenin tek yoludur” gerçekliğine bağlılığımızı nasıl sürdürebiliriz?
Değişmez görev alanı

İyi gazeteciliğin değişmez görev alanı belli: Söylediklerimiz ve yazdıklarımız önyargıları, yerleşik doğruları, kalıp düşünceleri, kör inançları, ezberleri zorlamalı. Özgür zihnin önündeki engelleri aşmayı kolaylaştırmalı.
İsviçreli yazar ve televizyon yapımcısı Alain Botton da “Haberlerin en asıl vaadi, cehaleti kısmen ortadan kaldırabilecek, ön yargıları giderebilecek ve gerek bireylerin gerekse ulusların zeka seviyesini yükseltebilecek olmasıdır” diyor ve ekliyor: “Zaman zaman bazı çevrelerce haberler bunun tam zıddını yapmakla, yani bizi adamakıllı aptala çevirmekle suçlanır.” 

Hakan Güldağ da İsveçli gazetecinin genellemesini aktardıktan sonra, kendi yargısını açıklıyor: “Türkiye'de haberciliğin, bilgilendirerek toplumun seviyesini yukarı çekme vaadi, en azından şu sıralarda bir boş vaat olarak kalmış gibi gelmiyor mu size de?”
Soruya, hepimiz kendi adımıza yanıt vermeliyiz. Yanıtımızı verirken, Hint atasözünü de anımsamalıyız: “İşaret parmağımızla başkalarını suçlarken, üç parmağımızın kendimize dönük” olduğu gerçeğini unutmadan yapmalıyız sorgulamayı. Amapour'un dediği gibi, “Başkaları ile aynı fikirde olmamaktan hiçbir zaman korkmamalı, bunu kendimize her zaman hatırlatmalıyız!” da.

FT ve diğerlerinin piyasası

Financial Times'ın Nikkei'ye 1.3 milyar dolara satılması üzerine Haber Türk gazetesindeki yazıda, bu operasyon “Yatırımcının yüzünü yeniden habere çeviren önemli bir etken” olarak değerlendirildi. Financial Times'ın satış değerini artıran etkenin de “Gazete tirajının yüzde 70'ini sağlayan, üyelik sistemine dayalı internet sitesi” olduğu belirtildi, “kaliteli içeriğin yatırımcının ilgisini çekmeyi sürdürdüğünün en önemli göstergesi” olarak yorumlandı. Eater, Curbed ve Recode gibi siteleri işleten Vox Media'nın CEO'su Jim Bankoff' a göre “Sektörde ciddi bozulma yaşanmasına karşın tüketicinin kaliteli haber talebi hiç azalmadı. Aynı haberleri kopyalayarak veren internet sitelerinin içinde güvenilir ve kaliteli içerik sunan medyanın önemi daha çok ortaya çıktı.”

Dönüşüm ve değişmelerin ikili karakterini zihinlerde canlı tutmak gerekiyor: İnsanlar için yarar ürettikleri kadar, zarar da üretebilirler. Önemli olan bizlerin yeni oluşumlarda kendimize biçtiğimiz rolün niteliğidir. Açık ya da gizli tutumlarımızla kimlerden yana tavır aldığımızı tarih not eder... Söylediklerimizle yaptıklarımız arasındaki çelişkileri bir yerde karşımıza mutlaka çıkar.

Düşüncelerini yazıyla anlatan bir insan olarak en büyük korkum, bilmeden de olsa izlemem gereken çizginin dışında düşmektir. Hayatın hakikatinin ne dediğine bakmadan, çağrıları ve değerleri kendi öz gerçeğine odaklanmış olanların tuzağına düşmektir.
Kendi öznel değerlendirmeme göre, iyi gazeteci ayrıntı bilgisiyle habere değer katan; sadece haber veren değil, ciddiye alan okuyucusunun işini kolaylaştırabilen gazetecidir. Bunu yapmayanların kendilerini nasıl gördükleri ve sundukları önemli değil, tarihin onlar için ne diyecekleri önemlidir. 

Kuşkusuz bunların tamamı medyaya dair evrensel yargılar… Bu genel doğrulardan belki de çok daha önemli bir sorunu ve bugünkü Türk basınının. Can alıcı soru şu: “Haber ve habercilik Türkiye’deki medya patronunun temel kaygısı mıdır?..”
Bu konuyu da bir başka yazımızda tartışalım...

Yayın Tarihi
13.08.2015
Bu makale 1324 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!