Iskalamak olmaz!..

Kış sporları ülkemizde nedense gelişmemiştir. Osmanlı İmparatorluğunda 9 ay kış altında diye vergi bile alınmayan Erzurum’da ilk kez kış sporları için büyük bir organizasyon yapıldı. Üstelik uluslar arası ve de bugüne kadar Universiade organizasyonu içinde en çok katılım gerçekleştirildi. Başarı sadece katılım çokluğunda değil, Türkiye’nin ilk kez kış sporları düzenlediği bu organizasyonda, bugüne kadar sadece TV'lerden izlediğimiz ve ülkemizde bilinmeyen sporlar için de tesisler kuruldu. 58 ülkeden 3000 e yakın sporcunun katıldığı Dünya Üniversiteler Kış Oyunları, ülkemiz spor tarihinde bir ilk oldu.

Böyle büyük katılımlı organizasyonun, gurur verici bir açılış töreni vardı. Mustafa Erdoğan’ın organizatörlüğünde gerçekleşen bu muhteşem açılış ne yazık ki, ancak ertesi günü Türk kamu oyunda duyulabildi. Açılışı TRTTÜRK kanalından naklen izledim. TRT’nin anakanalı TRT 1 de ise gösterilmedi. TRT üzerinden 80 yabancı kanalda gösterildiği söylense de, ben hiçbir yabancı kanalda rastlamadım. Daha sonra baktığımda diğer yabancı medyada o görkemli açılış ve sosyal program hakkında haberler yok gibi. Açılış ve kapanış törenlerinin 12 milyon TL ye ihale edildiğini okudum. Açılıştaki, dahiyane sunumun, kullanılan kültürel mirasın, görsel şölene dönüştürülmesinin ve emeğin değerinin ne olacağını bilemem ama böyle yüksek bütçeli bir organizasyon içinde tanıtımın ıskalandığını görüyoruz. Üstelik böyle bir fırsatı ilk kez elde etmişken, ortaya çıkan görsel şöleni, dünya ile paylaşamamak tam bir ıskalamadır. Emekler heba olmamıştır ama bir fırsat kaçırılmıştır. Şimdi dönüp bu kaçırılan fırsatı nasıl devreye sokup gereken faydayı yakalarız ona bakmak gerekir. Bu organizasyon kuşkusuz gelecek organizasyonlara referans olacaktır ama devam eden oyunların güncelliği içinde, açılışın sunumunu dünya ile paylaşmalıyız. Bu ülkemizin tanıtımı için bulumaz bir fırsattır. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Bakanlığını beklemeden, eminim bu konuyu ele alacaktır.

Neden bu açılıştaki sunumu önemsediğimi belirteyim; Şubat ayı sonunda İstanbul’a dünyanın en ünlü bir sirki Cirque Du Soleil geliyor. Bu sirkin sadece adı sirk, insanlar gösteri yapıyorlar. Yılbaşı gecesi ARTE kanalında muhteşem gösterilerini izledim. Mustafa Erdoğan’ın Erzurum’da yaptığı gösteri bana Cirque Du Soleil’i ve Sayın Yekta Kara’nın  geçmişte sunduğu Lirik Tarih Gösterisini hatırlattı.

 Kullanılan ışık, maket,simgeler, müzik gösterilerde ortak materyallerdir ama fark sunumdaki kültürel öğelerin birbiriyle uyumlu geçişleri ve anlam bütünlüğüdür. Sayın Yekta Kara’nın Lirik Tarih Gösterisi ile başlayan kültür zenginliğimizin farklı bir tarzda sahnelenmesi, Mustafa Erdoğan’ın Erzurum’daki sunumuyla farklı bir boyuta ulaştı. Devlet Opera ve Bale sanatçılarının ve yerel halk sanatçılarının Anadolu Ateşi kadrolarına verdiği destek sayesinde dev bir kadro oluşturulmuş.

Yüksek bütçesi ile dikkat çeken bu kültürel sunumun, sadece bir referans olarak kalmaması için harekete geçmek gerekir. Iskalamak, yapılanı yok saymak olur. Yoksa bir hafta soğukta atıyla çirit talimleri yapıp gösteriye katılan ve sonunda 500 TL alan, 76 yaşındaki Baki Bayraktutan isimli ciritci dedenin dediği gibi “hakkı helal olmaz”… 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
02.02.2011
Bu makale 11774 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!