İşaretler?

Baharın geldiğinin işareti değil midir açan çiçekler?

Tıpkı susayan bir toprağın çatlamasının, suya açlığının işareti olduğu gibi. Acıkan bir bebeğin ağlaması, sevgiye aç çocuğun hırçınlığı, aşığın suskunluğu…

Konuşmak şart mıdır iletişim için?

Onlar anlatır.

Çünkü “O” anlatır…

Benzer şekilde işaretler ile iletişim kurar bizimle. Elbette görene, duyana, hissedene…

Görmek isteyene…

Duymaya can atana…

Hissetmek için yanıp tutuşana…

Biz ne denli anlayabilirsek artık.

Yada anlamaya ne kadar hevesliysek.

Bizim seçimimizdir bakmak yada hissederek görmek, anlamak…

O vakit fark ettiğimiz işaretlerin kıymeti ne ola ki?

Bir şeyin kıymetini ne, kim belirler?

Örneğin Yunus…

Adı bile yakarken geçtiğinde yüreğini, onu bir derya deniz olarak gören bir kişi için Yunus’un değeri ne de büyüktür.

Ya aynı Yunus’u sadece ünlü bir Türk düşünürü olarak gören biri için Yunus’un değeri ne kadar olabilir ki?

O halde Yunus kim? Hangisi Yunus? Derya deniz olan mı? Yoksa sadece ünlü bir düşünür olan mı?

Yunus’un ve hepimizin değeri kendinde zaten saklı. Ancak başka gözlerden bakıldığında herkesin herkese ve her şeye verdiği değer kendi gözleri, kendi ruhu ve yüreği kadar değil mi?

O halde biz sadece bizi gören ve hisseden gözler, yürekler kadar mıyız?

Değiliz elbet…

Kıymetimiz bilinmiyor diye dövünüp durmamız sadece egomuza verilmiş muhteşem bir malzeme olsa gerek. O bu oyuna bayılıyor.

Bakan gözler kadar değiliz…

Tıpkı “O”ndan gelen işaretler gibi.

Bu işaretler her Can’da farklı kıymet buluyor. Biri için sadece basit bir tesadüf. Bir diğeri için ne muhteşem bir hediye.

Tesadüf ne demek ki, bu kusursuzca yaratılmış kainatta…

Güneşin her gün görevini yapması mı? Ya yıldızların ve ayın? Yağmurun, karın? Ya bir doğumun, uykunun, uyanışın?...

Tesadüf denilen şey, bakan gözlerin gördüğüne, donuk bir yüreğin hakkını verememesi, özünden uzaklaşmış, egosuna boyun eğmiş bir ruhun, kolaycı yorumu olsa gerek.

Adına ömür dediğimiz rüyanın içinde, ikinci bir rüyaya dalmak demek…

Bazen canımızı acıtsa da, gönderenin hatırına sevmeli…

Neden bize geldiği üzerine düşünülmeli,

İşaretlerin…

Yayın Tarihi
09.03.2017
Bu makale 1312 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sevgili editorum... Yüreğinize sağlık... Çok teşekkür ederim. Bilirim ki derya deniz o????

Burcu demirel 09.03.2017

Sevgili hocam; ne güzel bir sevgi yazısı. Sevgiye susamış... Tabii ki Yunus derya-deniz. Yoksa aşık olur muydu Tanrı'ya o işareti almasa... Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum/ Geştediben denizler Hızır'layın gezer oldum/ Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta/ Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum/ Gözüm seni görmek için elim sana ermek için/ Bu gün canım yolda kodum yarın seni bulmak için/ Bu gün canım yolda koyam yarın ivazın veresin/ Arz eyleme uçmağını hiç arzum yok uçmak için.../ Kaleminize, yüreğinize sağlık... Not: Profesörlük ünvanınız için kutlarım

Erdoğan Kahya 09.03.2017

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!