SUBAŞININ BAKIŞI

İlginç insanlarız!

Prof. Şükrü Hanioğlu,vatanseverlik milliyetçilik midir?” başlıklı yazısında, benim iki haftadır yazdığım konuya, güzel ve bilimsel derinlik getirmiş. Tarihsel sürecin de bilmediklerimi de öğrenmiş oldum...  O konuya üçüncü kez girip sıkıcı olmak istemedim ve sosyal medyada, gelen soruları cevaplamaya koyuldum… Sonrada yazmaya karar verdim. Yazışmalar özel mesaj olmadığı için sakınca görmedim. İlginç insanlarız vesselam…

Kadın cinayetleri ve şiddet gerçekten iç karartıyor artık… Ben de Facebook’a; “liderlerin hiç değilse bu konuda fikir birliği içinde mesajlar vermesini ve bu hafta ısrarla sürdürmesini” dileyen bir mesaj yazdım. Kadın haftasında anlamlı da olurdu gerçekten.

Çok sayıda yorum geldi ve gazeteci Ali; bir parti ismi vererek “adaymışsınız doğru mu” diye soruyordu, gazeteciliğini de yapıyordu bir taraftan… Ben de; “söylenir doğaldır” tarzında bir şeyler yazdım. Facebook arkadaşlarımdan hoş yorumlar geliyordu

Ramazan isimli olanından; “kim ne yapsın seni Hasan başkan Allah aşkına” diye mesaj gelmez mi?

Önce niye öyle dedi acaba yaşımdan dolayı ise bu gün siyaset yapanlarla yaş farkımız yok. Yıllardır siyaset dışında emekli mi sayılıyoruz acaba diye düşündüm! Yoksa hizmetlerimden rahatsız biri mi? O da çok doğal olduğuna göre en iyisi kendime uygun bir cevap vereyim; “Ben de öyle diyorum Ramazan ama anlatamıyorum” dedim

Cevap geldi Ramazan’dan aynen şöyle; “Antalya B.B.Başkanlığını 10 yıl boyunca başarıyla yerine getirdin senden sonra sadece Akaydın’ın varlığı hissedildi hizmetlerin çok değerli başkanım”

Başta canım sıkılmadı desem olmaz. İkinci yorum hoşuma gitti… Girdim Ramazan’ın sayfasına, Konyalı bir siyasetçi, partisinde önemli görevlerde bulunmuş… Eşime döndüm “çok ilginç insanlarız!” anlattım,  güldü… Keramet senin cevapta… Seninle belki de atışmak istemiş ama izin vermemişsin” dedi…

Çok iyi yorumlamıştı gerçekten belki de beklemediği cevabı almak iyi gelmişti ona! Başlığı ilginç insanlarız diye atmıştım ama belki de gerginiz

Sonrasında İhsan adlı arkadaş birkaç kez ısrarla benim aktif siyasete girmem gerektiğini, yazıyordu ki bir diğer arkadaş aynı fikirde değildi. “Akıl hocalığı” yapmam gerektiği konusunda o da ısrarla diğer genç arkadaşı iknaya çalışıyordu Cabir! Kendisinin öyle yaptığını ve siyasetin gençlere emanet edilmesi gerektiğini söylüyordu… Bunu cevapsız bırakmak istiyordum ama Cabir’in uzun açıklamaları ve temel aldığı örnekler, bana doğru görünmeyince cevapsız bırakamadım… Şöyle yazdım; “Siyasette deneyimi olan yararlı olabileceğine inanan herkes siyaset yapabilir. Akıl hocası diye bir kurum yoktur siyasette. Sevgili İhsan çok zor olan siyasete girmem için bana ihtiyaç olduğundan emin olmam ve yeniden yaşamımda bir makas değişimini göze almam gerekir. Hepsi o!” diye cevapladım.

Akıl vermenin o kadar meraklısı varken akıl hocalığını kabul edemezdim! Ama doğru bildiğimi ve düşündüğümü de açıklamayı genelde amaç edinmişimdir. Kuşkusuz kendi doğrularımız her zaman gerçekten doğru da olmayabilir ama fikirlerin açıklanabilmesi ve yarattığı tartışma ortamı gerçek doğruların ortaya çıkmasında yarar sağlayabilir.

 Sosyal medya, ilginç gerçekten, aktif siyasete yeniden girecek olursam herhalde sosyal medyadaki binlerce arkadaşın görüşünü almak isterdim…

Yayın Tarihi
11.03.2013
Bu makale 8615 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!