İki görüşmenin iki yorumu

Geçen hafta sonu Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı bir kahvaltıda dinledim. Antalya Milletvekili ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel ile de dün sohbet imkanı buldum.

 Elbette ikisi de özel sohbet değildi.
 
Akaydın, benim de içinde bulunduğum Dostlar Meclisi’nin Cumartesi günkü kahvaltısına konuk olmuştu.
 
Türel de dün Antalya’daki basın organlarını ziyaret etti, il yönetiminden partililerle.
 
Her ikisini çarpıştırdım, ortaya şu çıktı!
 
Hazır cevaplılık
 
Mustafa Akaydın ile Menderes Türel’de müthiş bir ustalaşma olmuş.
 
Siyasi ustalık.
 
Akaydın, hazır cevap vaziyetinde.
 
Ne sorarsanız sorun anında yanıtlıyor.
 
Bunu söylemem demiyor.
 
Hem de açık ve seçik.
 
Kimin kırılacağını düşünmeden, doğruluk noktasında.
 
Türel de aynı şekilde.
 
O da çok hazır cevap siyaseti yapıyor.
 
Ne sorarsanız yanıtlıyor.
 
Her ikisinde de korkusuzluk mevcut.
 
İkisi de tedirginlik taşımıyor.
 
Karşımdaki gazeteci aman dikkatli olayımı aşmışlar.
 
Söyledikleri her şeyi haklılık noktasında yorumluyorlar.
 
Örneğin Akaydın’a kahvaltıda bir Ak Partili arkadaşımız, “Neden Başbakan’ı karşılamıyorsunuz?” diye sordu.
 
Akaydın, hiç duraksamadan, “Altın Portakal Davetiyesi vermek için ilk seçildiğim yıl randevu istedim, randevu verilmedi, geri de dönülmedi. Cumhurbaşkanı, Bakanlar ile görüştüm, Başbakan’dan ses çıkmadı” yanıtını verdi.
 
Ve çok ince devam etti: “Ben Antalyalı’nın oyuyla seçildim, Antalyalı’nın onurunu taşıyorum, randevu dahi vermeye tenezzül etmeyenlere Antalyalı’nın onurunu çiğnetmem…”
 
Bu işte tecrübenin sesiydi.
 
Türel’e gelince, o bir çok konuda açıklık getirdi.
 
Bir defa Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı konusunda asla bir yarış içine girmeyeceğinin altını çizdi.
 
Ama aday olmam demedi.
 
Genel Merkez Yönetimi ve Başbakan ne karar verir ise aynen uyacağını ilave etti.
 
Çavuşoğlu- Türel Büyükşehir Yarışı noktasında da göndermesini hem Mevlüt Çavuşoğlu’na hem de muhalefete, aynı zamanda biz basın mensuplarına ustaca yaptı: “Biz Çavuşoğlu ile yarış içine girmeyiz. Bizi yarış içinde göstermeye çalışanlar (Muhalifleri ile basını kastediyor) sükut-u hayale uğrarlar…”
 
Bu göndermeyi yaptıktan sonra halka gerekli yükselmeyi yapıp, topu potaya koyuverdi: “Biz halka hizmet konusunda yarışırız. Makam ve mevki için değil. Kaldı ki biz makam ve mevkiyi birbirimize armağan edecek kadar doygunuz…”
 
Müthiş bir kıvraklık.
 
Türel ile Akaydın bir yarışa daha girerler mi bilemem ama eğer girerlerse müthiş bir yarış olacağı muhakkak.
 
Ben ikisinde de şunu gördüm: Antalya’ya hizmete bu defa daha hazırız…
 
Evet önemli olan da Antalya’ya hizmet değil midir?

Yayın Tarihi
27.03.2013
Bu makale 4237 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!