Başlıktan
gocunduğunuzu görür gibi oluyorum.
Ben
başka düşünüyor, iklime uygun buluyorum.
Burgular
Washington’dan salınır, İmralı’ya ulaşır, kapalı kapılar ardına taşınır.
Toplum
değil, o bilir.
Başlık
yeşil kuşağa uygun. Yeni neslin anlayacağı dille, şeytan üçgeni.
Bir
hastamız var, başkanlık nöbetlerinde kıvranıyor. Doktor aranıyor. Bırakalım
doktoru, son zamanlarda ünü yayılmış yatıra götürelim.
İmralı’da
bir idol yaratılıyor. Ayaklar İmralı’yı eskitiyor. Anlaşılan en güçlü eren o.
dokunduğu çalıya çaput bağlanır.
Dilimizde
bir söz söylenir…
-
şeyh
uçmaz, müritler uçurur.
Konu
dışarda pişirilir, onun ağzından servis yapılır.
Yetmedi,
bilici söylemiş, seçici seçmiş akil adamları. Atıl sanmayın, akil. Bütçeden pay
alacaklar, parmak kaldıracaklar.
Hedef
başkanlık sistemi. Yolunu açacak yeni bir anayasa. En büyük destek kasa. Bütçe
açığı ne tasa?
Yeni
anayasa parola.
İçinde
TC (Türkiye Cumhuriyeti) olmayacak.
Devlet
devlet olarak kalırsa adı ne olacak?
Tek
seçici onu da düşünmüş, akil adamların ağzıyla topluma duyurulacak, savunması kolay olacak.
Ben
değil, onlar öyle istedi.
Şeytan
üçgeninde, söylemler aynı, hesaplar ayrı.
Eksikleri,
kimse kimseye güvenmiyor.
Eskilerde
bir çocuk oyunu vardı. “Çatal matal, kaç çatal.” Oyunun şekli, biri eğilir yere
bakar, biri onun sırtına çıkar göğe bakar. Elini havaya kaldırır, açık tuttuğu
parmakların sayısını sorar. Bilmezse yatmaya devam eder, bilirse üste çıkar.
Çatal
matal, kaç çatal oyununda ABD üste. Alttaki kaç çatal olduğunu bir türlü
bilemez. Alttaki kalmaya devam eder.
Biliyor
musunuz, ABD ne yapıyormuş? Yumruk kaldırıyormuş. ABD oyunu böyle
sürdürüyormuş.
Meseleyi
anlayanlar operasyonla tutuklanır.
Oyuna
devam.
ABD
at değiştirmiyor, ad değiştiriyor.
Bir
zaman oyalansınlar diye açılım ortaya atılır. Açılım açı sözcüğünden üretilmiş.
Açı önce geometride üçgende karşımıza çıkar. Toplum üçgenin içinde, petroit
füzeleri ile yaşıyor.
Dışta
o. komşularımıza saldırmamız için bizi kışkırtıyor.
Ortadoğu'da
cehennemin kapısının açılmasını istiyor.
Tarih
tekerrür etmemeli desek, ediyor edecek.
Bu
millet içe ve dışa karşı bir kurtuluş savaşı daha verecek.
Büyüklük
ayrı, saldırganlık ayrı.
Önceki
onur, sonraki vurur.
Onu
dünya 1945’de Hiroşima’dan tanır.
Türkiye
1948’de Marşal’la.
Çatışmalar,
savaşlar bitmez,
Kağıt
kalem yazmaya yetmez,
Milli
irade çırak çıkmış,
Oyun
ince insan farketmez.
Not:
“çırak çıkmak”
Köycede gelin olan kızlar için
söylenir.