Her gün değişen gündem ve turizm

Bu üç önemli gündem maddesi, bazı medya unsurlarınca da harmanlanarak birbirine karıştırılmakta, insanlar neye inanıp, neye itibar edeceğini bilemez bir ortama sürüklenmekte. Bir tarafta Ergenekon dava tutanağından seçilen akıl almaz iddialar, yorumcuları kuyudan taş çıkarmak zorunda bırakırken, diğer taraftan terör saldırısının hangi unsura yaftalanacağı hususunda, değişik kesimleri temsil eden medya unsurları anlaşamamakta.

Bir zamanlar, böyle bir saldırıdan top yekun PKK yı sorumlu tutan medyada oluşan bu ikilem, aslında gelecekte halkın kamplara ayrılma ihtimalini de güçlendiren üzücü bir gösterge. Şekli ne olursa olsun terörsel olayların bir daha girmemek üzere Türkiye’nin gündeminden çıkarılması Devletin ve onu yöneten hükümetlerin en önemli görevi. Bu nedenle, kapatma davasında Anayasa mahkemesinin gösterdiği özeni, hızlı ve sorumlu bir biçimde sonuca ulaşma iradesini, diğer Devlet unsurlarının da gösterip, Ergenekon davasını en kısa sürede sonuçlandırmaları ve melun terör saldırısının sorumlularını bir an önce ortaya çıkarmaları gerekir. Anayasa mahkemesi verdiği kararla Türkiye hakkındaki bazı önyargıları yıkmış ve ülkeyi rahatlatma yönünde çok önemli bir adım atmıştır. Şimdi bunu devam ettirme görevi hükümeti ve muhalefetiyle bizleri yönetmeye soyunanlara düşmektedir. Bu görevin bir diğer sorumlusu da Türk medyası olmalı, ülkeyi tekrar bir kaos ortamına sürükleyecek yaklaşımlardan kaçınmalıdır. Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili olarak, bir Avrupa parlamentosu yetkilisinin, “Türkiye ne zaman önüne bir duvar çıksa sakatlanma ve vakit kaybetme pahasına onu yıkmaya uğraşan görüntüsünden sıyrılıp, ilk defa duvarın etrafından dolaşabilmeyi becererek, farklı bir imaj yaratmıştır” sözleri, hepimizin üzerinde ciddiyetle düşünmesi gereken en önemli zaafımızı ne güzel anlatmış!!!

Evet dostlar, artık içine düştüğümüz ataletten top yekun silkinip, el ele ve sevgiyle mutlu bir geleceğe doğru yürüme zamanıdır. İşte Turizm de bu noktada önem taşımaktadır. Turizmi sadece rakamlar ve ticari unsurları ile ele almak büyük bir haksızlık. Turizm insanlar ve ülkeler arası yakınlaşmayı, tarih kültür sanat ve sosyal yaşam alışverişini, en elverişli ortamlarda ve en üst düzeyde sağlayan, en önemli araçtır. Bir tanesinin de üyesi olduğum birçok uluslar arası turizm örgütünün ön planda tuttukları tema başlıkları, turizmin bu özelliğini çok iyi vurgulamaktadır; Turizm Barıştır, Turizm Dostluktur. Ülkenin istikrarı, terörden arındırılması, toplumsal gerilimlerden uzaklaşılması, her sektör gibi Turizm sektörünü de güçlendirecek, bu sayede yurt içinde bölgeler arası, yurt dışından ülkemize ve ülkemizden yurt dışına seyahat edecek milyonlarca insanın; gittikleri bölgelerin insanları, kültürü ve sosyal yaşamı ile tanışmaları, insanlar arası anlayış ve sevgiyi pekiştirip, ön yargıları silecek, sevgi ve kardeşlik her yöne hakim olacaktır.

Dilerim, bu yaşadıklarımızdan doğru dersleri çıkarır, farklılıklarımızın aykırılık değil bir zenginlik olduğunu kavrar, hangi kökten, hangi ırktan, hangi inanıştan gelirsek gelelim, önce insan olduğumuz bilinci ile, birbirimize saygı ve sevgiyle sarılmayı öğreniriz. Bunu başardığımızda, Türkiye’nin önünde başka hiçbir engel tutunamaz ve değerli Ata’mızın “Yurtta sulh, Cihanda sulh” sözleri ile anlatmaya çalıştığı ve hepimizin özlediği güçlü Türkiye Cumhuriyeti, muasır medeniyetler arasındaki gerçek yerini alır. Dilerim öyle olur. Sevgiyle kalın.