Hem üzüldük hem sevindik

Ramazan Ayı dolayısıyla Vole’ye verdiğimiz kısa arada Antalya epey haraketli günler geçirdi. Kimi haberlere üzüldük kimilerine de sevindik.  Sizler için küçük bir derleme yaptım, isterseniz bir göz gezdirin.

ACAR MİDE KANAMASI GEÇİRDİ

Gazetemizin köşe yazarlarından Hüseyin Erhan Acar, hafta içinde mide kanaması geçirdi. Hastaneye kaldırılan ve tedavisine devam edilen arkadaşımız halen evinde istirahat ediyor. Erhan Acar’a acil şifalar diliyoruz.

 

BİZİM ANTALYA’DA DEĞİŞİM

Bizim Antalya Gazetesi’nin imtiyaz hakkı, R.Ç. Çinar Reklamcılık ve Yayıncılık Ltd. Şti. adına M.Seda Çinar olarak değişti. Kısa bir süre daha “Bizim Antalya” ismi ile yayın hayatına devam edecek olan Bizim Antalya Gazetesi daha sonra, sürpriz bir isim ile Isparta, Burdur ve Antalya’da bölgesel olarak yayın hayatını sürdürecek.

 

İSMAİL KÖMÜR YOĞUN BAKIMDA

MHP Antalya İl Başkanlığı basın danışmanlığı görevini yürüten İsmail Kömür, bayram öncesi rahatsızlanarak Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmış ve yoğun bakımda tedavi görmüştü. Aldığımız son duyumlara göre, Kömür’ü rahatsızlığının tekrar nüksettiği ve hastaneye kaldırıldığı yönünde. Kömür’ün en yakın zamanda iyileşmesini ve tekrar aramıza katılmasını diliyoruz.

 

EMRE ŞAHİN ADANA’DA

2006 yılından bu yana Basın İlan Kurumu Antalya Şube Müdürlüğü’nde görevli olan Emre Şahin arkadaşımız 15 Temmuz itibariyle Adana Şube Müdürlüğüne tayin oldu. Şahin’e yeni görev yerinde başarılar diliyoruz.

MÜJDAT NİŞANLANDI

Bir dönem Sabah Gazetesinde muhabirlik yapan ve ardından Medya PR şirketi kurarak kendi işini yapmaya başlayan Müjdat Göktaş, nişanlandı. Arkadaşımıza mutluluklar diliyoruz.


HABER SİTELERİ ARTIYOR

Antalya’da son dönemde gazetecilerin birçoğu ardarda internet sitesi kurmaya başladı. Bünyamin Tokmak ve Veysi Sağlam ikilisinin, ‘özgür ve özgün habercilik’ sloganıyla yola çıkarak kurduğu “antalyaajans.net”ten sonra, Mevlüt Yeni de “mymedya” adlı haber sitesini geniş bir kadroyla ve ünlü isimlerin katıldığı bir açılışla okurların beğenisine sundu. Son olarak Döşemealtı Belediyesi Basın Danışmanlığı görevini yürüten Veli Kökende  “haberdosemealti.com” ile tekrar basın camiasına geri döndü.

 

++++++++++++

BAŞARININ SIRRI

 

İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.

Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli. Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.

İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller' e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller' e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.

Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.

İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.

Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.

Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.

Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.

 

+++++++

 

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

 

DAVİD COOPERFİELD

Kız hayatında ilk defa bir partiye gidecekmiş, annesi o akşam kızına öğüt veriyormuş;

- ''Kızım bak sen bu partileri bilmezsin burada çapkın erkekler olur seninle yatmak için her şeyi yaparlar eğer böyle bir şey olursa ona çocuğumuzun adı ne olsun diye sor hemen telaşlanır ve senden uzaklaşır''.

Neyse kız partiye gitmiş biraz sonra bir genç kızı dansa kaldırmış, dans ederlerken genç kızı okşamaya sarkıntılık yapmaya başlamış. Kız hemen;

- ''çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş,

genç tırsmış ve gitmiş. Bir süre sonra başka bir genç gelmiş yine aynı sarkıntılıklar başlamış kız yine;

- ''Çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş.

genç yine panik bir şekilde kaçmış, biraz sonra bir genç daha gelmiş, dans etmeler falan derken yine aynı sarkıntılıklar başlamış, kız yine;

- ''çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş.        

ama değişen bir şey yok daha sonra dışarı çıkıp ıssız bir yer bulmuşlar kız yine;

- ''Çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş.

gençte yine bir şey yok biraz sonra genç kızın elbiselerini çıkarmış kız yine;

- ''Çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş.

gençte yine bir şey yok genç kızla sevişmeye başlamış kız;

- ''Çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş.

genç yine sessiz bir süre sonra genç işini bitirmiş kız yine;

- ''Çocuğumuzun adı ne olsun'' demiş.

Genç kalkmış prezervatifi çıkarıp bir düğüm atmış;

- ''Buradan çıkabilirse David Cooperfield olsun'' demiş.

 

ÇIPLAKLAR KAMPI

Temel annesi ve babası seyahate gider. Fakat otelde boş yer yoktur. Otelci onlara ileride bulunan çıplaklar kampını tavsiye eder. Başka çareleri olmayınca oraya giderler.

Birazdan Temel koşa koşa gelir ve annesine sorar;

- ''Anne neden bazı kadınların göğüsleri büyük bazılarının küçük?''. Annesi cevap verir;

- ''Oğlum büyük göğüslüler aptaldır küçük göğüslüler akılıdır ondan''.

Temel gider ve birazdan koşarak gelir;

- ''Anne neden bazı erkeklerin organı büyük bazılarının küçüktür?''.

- ''Oğlum organı büyük olanlar akılıdır, küçük olanlar aptaldır''. Temel biraz düşünür ve annesine cevap verir;

- ''Biraz önce babamı aptal bir kadınla oynarken gördüm ve git gide akıllanıyordu''.

 

Yayın Tarihi
07.08.2014
Bu makale 7013 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!