Hayat Bir Maratonmuş

İlk kilometrelerde veya ortalardaki planlarımız üzerine bir hayat (yarış) organize ettiğimiz doğrudur. Katı prensipler, kişilikten ödün vermeyen tavırlarla koruduğumuz ve geliştirdiğimiz yaşam biçimi ile değil maratonun sonuna kadar, sonsuza kadar koşabileceğimize inanırız.

Bir mezarlığa gitmemiz ya da hastanenin aciline gitmemiz önerildiği anlar, kafamızın karıştığı, zayıf düştüğümüz anlar olarak nitelenebilir. Var olan durumlara bakıp kendi halimize şükretmemiz ve maratona aynı enerji ile devam etmemiz beklenir.

Haddimi aşarak hayat dersi vermek niyetinde değilim ama acile gitmek kavramından hareketle konuya biraz da acilde ve hastanede yatan insanlar penceresinden bakacağım.

Malumunuz, yaklaşık 6 aydır hastanede ikamet ettiğim için gerek kendimin gerekse diğer hastaların yaşadıklarından birkaç satır paylaşacağım.

Derin bir nefes almak isteyip alamamak, tükürmen istendiğinde tükürememek, yutkunamamak, tuvalete gidememek, gidip gelememek, bir refakatçinin olmaması, olanların manevi tacizi ve en zoru ne olacağını bilememek… Özetle kendine yetememek, normali gerçekleştirememek, yani çaresizlik.

Hiç başınıza gelmez sandığınız şeyleri yaşamak ve maratonda koşamaz duruma gelmek.

Anlaşılamaz, anlatılmaz. Ancak yaşanır.

Koşarken yol kenarından verilen bir şişe su ile takviye almak gibi bazı günler de hayata takviye gibidir ve renk katar. Bu günlerden olan bir 14 Şubat’ a daha geldik.

Eskidenmiş o heyecanlar… var da ne oluyor… aşk bitti, artık zorunlukuk gibi… olsa bir dert, olmasa bir dert… olsaydı iyi olurdu… nereye gitsek telefon elden düşmüyor, öz çekim yap-paylaş başka numaramız yok… her yıl hediyenin bedeli artıyor ama paylaşım azalıyor… pahalı bir yerde yemek, iletişim yok, değişen bir şey de yok…

Yaşlar mı ilerledi yoksa yaşam mı değişti, bilinmez ama günle ilgili görüşler bu çerçevede.

Aynı dili konuşsak da zamanla aynı duyguları paylaşamadığımız kesin. Hatta ayni dili konuşamadığımız da…

Bazı şeyleri hayal etmek ve düşünmek onu yaşamaktan daha güzeldir. İlerleyen yaşlarda yalnızlık istense de maraton sürecinde en yıpratan duygulardan biridir.

Maratonun her kilometresinden keyif almayı öğrenmeliyiz. İlişkilerden yorgun düşsek bile heyecanları ve umutları tazeleyebiliriz.

Yitirmeden, yok etmeden, fırsatları kaçırmadan andan, anlardan keyif almak ne güzel olur.

Umutlu, keyifli ve sevgi dolu bir sevgililer günü olması ve maratona sinerji katması dileğiyle…

Yayın Tarihi
12.02.2018
Bu makale 3136 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!