SUBAŞININ BAKIŞI

Hangisi Doğru?

Uçağımız nasıl düştü, hala netleşmiş değil! Nasıl düştü ya da düşürüldü durumun tespiti uzun da sürebilir. Ama sorun, yetkililerin konuşmasında…

Başbakan gerek Uludere’de gerekse Uçağımızın düşmesinden sonra Genel Kurmayın açıklama yapmasını bekledi. Genel Kurmayın açıklamalarından sonra o konuşmaları doğru veri kabul edip iç ve dış kamuoyuna sert açıklamalar yaptı. İçerde kendi uçaklarımız kendi yurttaşlarımızın ölümüne neden olurken gerekli duyarlılığın gösterilmemesi, onlar Kürt oldukları için mi sorusunu gündeme getirdi ve doğrusu ‘Kürt sorununun’ çözümünde önemli adımlar atmış hükümetin birçok çabasını sildi.

Suriye’nin uçağımızı düşürmesi ise bir sır perdesine büründü… Üst üste gelen çelişkili açıklamalar içeride ve dışarıda yetkililerimizin sözlerine pek de güvenilemeyeceğini gösterdi… Ne olur peşinen konuşmasak? Bunlar çok hayati konular… İçeride de dışarıda da savaşı körükleyebilecek olaylar… Neden daha dikkatli ve sorumluluk içinde değerlendirilmez?

Gerek Uludere’de gerekse uçağımızın düşme olayında ölen yurttaşlarımız ve pilotlarımız var… Olayın sorumluları var… Hatalı davrananlar var ama onlar konuşulmuyor bile!

Başbakanın Genel Kurmayın açıklamalarından sonra doğru veri kabul edip konuşması doğal sayılabilir ama doğru olmadığı anlaşıldıktan sonra düzeltmelerin olmaması sorumluların ortaya çıkarılmaması hiç doğal değil!

  CEM EVİ İSTEĞİ

 Alevi Milletvekili Hüseyin Aygün Mecliste Cem evi istedi! Bizde birçok kamu ya da özel kuruluşlarda Mescit yapımına da hayli direnç olmuştu! Epeydir bu sorun aşılmış bireylerin dini vecibelerini yerine getirmek istekleri daha saygılı karşılanır olmuştur.

Mecliste Cem evi isteği kabul edilse bir odanın üzerine Cem evi yazılsa ibadet için giden olur mu bilmem ama Alevi yurttaşlar mutlu olur! Kendi inançlarına gösterilen saygı, onlarda birinci sınıf vatandaş olduğu duygusunu yaratır. Kendilerini öteki hissetmezler!

Çeşitli Evrensel hak ve özgürlük bildiri ve sözleşmelerine imza koyan Türkiye bunları uygulamakta hep çekingen davranmıştır ve bunun faturası ağır olmuştur. Toplumda birlik bütünlük yerine aksine ötekiler oluşmasına neden olmuştur. Bireyler Devletine ve Devletin adaletine güvenmiyorsa huzuru yakalamak kolay değildir. Yurttaşların etnik kökeni, düşünce ve inançları ne olursa olsun Devlet, yurttaşına eşit yaklaşmak zorundadır. O zaman Devlete saygı ve güven duyulur.

Alevilik İslam içindedir, ibadetgahı, Camidir dedik hatta birçok Alevi köyüne cami yapıldı sonuç? Hiçbir şey değişmedi…  Alevilerin bir kısmı ibadetini camide yapıyor… Büyük bir kısmı da inancını Cem ibadeti ve semah şeklinde Cem evlerinde yaşıyor…

İnsan Hakları Sözleşmesine göre herkes;  ibadetgahını seçmek ve inancını özgürce yaşamak hakkına sahiptir. Devlet toplumu dizayn etme alışkanlığından vazgeçmelidir. Bundan sonuç alınamayacağı acı tecrübelerle öğrenilmiştir. 

Alevilik din midir? Değil midir? Tartışması Alevilerin kendi içinde tartışıp da çözemeyeceği bir husus bana göre… Çünkü bir kısmı din, diğer büyük bir çoğunluğu da İslam’ın bir yolu gibi görmekte… Devletin bu inançlara müdahalesi sadece çatışma yaratır… Herkes inancını özgürce yaşamak hakkına sahiptir Diyanetin tarifleri sorunu dünde bu gün de çözmemiştir…

Yayın Tarihi
18.07.2012
Bu makale 9079 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!