Haftasonu Tenis Turnuvası Çilesi

Bu sene turnuvaların sayısının artması nedeniyle nefes alacak bile vaktimizin olmayacağı şimdiden görünüyor. Çünkü sporcuların Milli Takıma girebilmesi için puan alması, puanları toplayabilmesi için turnuvalara katılması gerekiyor. Bırakın sadece kendi turnuvası, mecburen üst yaş grubundaki turnuvalara da katılması gerekiyor. Tabi yine katılıp katılmamak sizin tercihiniz. Ama siz katılmaz, yaşıtlarınız katılırsa zaten kulvardan düşmüş oluyorsunuz. O zaman da Milli Takıma seçilmeyi unutun. Yani eskiden ‘tecrübe kazanmanız gerekiyor’ diye turnuvalara sporcuları ve velileri motive ederken şimdi puan kazanmanız gerekiyor diye motive ediyoruz.

Fakat bu hafta yapılan 12 yaş İzmir tenis Turnuvası hem velileri, hem sporcuları, hem de kulüp antrenörlerini şaşırtacak nitelikteydi. İzmir kulüplerinden birinde gerçekleşen turnuva, hava koşullarının hesaba katılmamasıyla beraber amacından sapma gösterdi. 2 kapalı korta sığdırılmaya çalışılan turnuvaya, ilk gün bu kortlarda spor okullarının da olduğunun söylenmesi gerekçesiyle, saat 12:00 gibi başlanılarak, gece saat 00:30 gibi maçların bitmesine sebebiyet verildi. Ve bir sonraki güne yaklaşık 30 maçın sarkması neticesinde de, zaten karar puanlı ve son set süper tie-break’li oynanan maçlar, hiç görmediğimiz şekilde ‘tek seti kazanan maçı alır’ şekline büründü. İsyan etsen, maçlar bitmeyecek. Kaç kilometre uzaktan bu turnuva için gelen birçok sporcu var. Bırakıp gitsen, diğer sporcular puan alırken sen alamadı olacaksın. Mecbur uyuldu yeni sisteme.

Bu gün bir futbol maçını 45 dakika, bir basketbol maçını ‘bir periyot yeter yenini galip sayarız’ diye oynatamıyorsak, o zaman teniste biz mi bir şeyleri göremiyoruz.

Yazışmalarda profesyonelleşiyoruz ve birçok kuralı aşamıyoruz. Ama asıl önemli olması ve kurallarının şaşmaması gereken sahada, her şeyi günün durumuna ayak uydurabiliyor muyuz?

Eğer kulüpler bu yükleri kaldıramayacaklarsa onlara zorla mı turnuva veriyoruz. Zorla vermiyorsak kulüplerden de gerekeni istemek hakkımız olmamalı mı?

İkinci gün oynanan tek setlik maçların ardından turnuva kapalı kortu olan başka kulüplere paylaştırıldı ve sistem normale döndü. Ama şimdi 2. gün tek sette maçı alan aldığıyla, kaybeden de kaybettiğiyle kaldı. Turnuva geneline bakarsak birçok maç son sete kaldı ve süper tie brekle bitti. Bu durumda gerçek kazanan, gerçek kaybeden ve puanı hak eden belirlenebilmiş mi oldu? Geleceğin Milli Takım adaylarının belirlenmesini etkileyen bu turnuvalarda bu durumda kim kazanmış oluyor?

OKULLARARASI TENİS TURNUVASI

Okullar bu hafta ve önümüzdeki hafta kortlarda boy gösterecek. Okul turnuvaları farklı bir keyif veriyor, hem bizlere hem de yıllardır kendileri adına turnuvalara katılan sporculara. Biz antrenörler için tenisin bu kadar yaygınlaşmış olması ve artık hemen hemen tüm okullardan takım oluşuyor olması mutluluk verici. Sporcuların da okulları adına bu mücadeleye dâhil olması tabii ki onları gururlandırıcı bir durum.

Bu sene ise bu turnuvanın neden Antalya Tenis İhtisas Kulübü yerine bir otelin işletmeye verdiği kortlarda gerçekleştiğini anlamış değilim. Kort sayısı olarak avantajlı olan ATİK mi kortlarını bu müsabakalara açmadı yoksa bir mekân değişikliği iyi gelir okullara diye mi düşünüldü?

Açıkçası okulların ATİK bünyesini tanıması ve tenise kendilerini daha yakın hissetmeleri adına bence bu turnuvaların yine de özel bir işletme bünyesinde değil, işi performans sporcusu yetiştirmek olan bir kuruluş çatısı altında olması daha yerinde bir karar olur. Bunun için yeni ATİK başkanı Orhan Oflaz mutlaka devreye girmelidir.

KUPA HEYECANI

Beklenen an geldi. Cumartesi saat 15:00’da Muratpaşa Belediyesi Bayan Hentbol Takımı, Spartak Kiev takımıyla yarı finale çıkma mücadelesinin ilk turunu gerçekleştirecek. Antalya’da bir ilk olan bu başarıya ortak olmak için tüm sporseverlerle Muratpaşa Süleyman Evcilmen Spor ve Sergi Sarayında buluşalım.