Haftanın getirdikleri

Bu hafta yaşadığım bir olay, bana 1970’lerin başında İngiltere’de yaşadığım benzer bir olayı hatırlattı.

Hafta başında, kırmızı ışıkta durduğum bir kavşakta yeşil ışıkla beraber, hareket eden önümdeki araba’nın peşinden karşı yola girmek üzereydim ki, önümdeki araba’nın aniden durması ile kaçınılmaz kaza oluşuverdi. Önümdeki arabanın şoförü özürler dileyerek arabadan indi ve hatanın kendisinde olmadığını, önüne aniden bir yaya’nın fırladığını, o nedenle durmak zorunda kaldığını söyledi. O DA ASLINDA HATALI OLDUĞUNUN FARKINDA İDİ Ama ne yazık ki, kolaycı ve çağın gerisinde kalmış trafik kanunlarımız gerçek kusurluyu tespit edemeyecek kadar adaletten uzaktı Bilenler tahmin etmiştir, bizim trafik kanunumuz “ne nedenle olursa olsun arkadan vuran hatalıdır” gibi bir hilkat garibesi maddeye sahiptir. Sonuçta hatalı ben oldum!!!

Tespit ve tutanak için olay yerine gelen Trafik Polisine; “kavşaktan geçerken, en sol şeritte ve önü boş olduğu halde(çünkü ben önümdeki arabanın bahsettiği yayayı da görmemiştim) , aniden duran bir arabaya çarpmamanın ancak şans olabileceğini; bu durumda nasıl hatalı olabildiğimi anlamakta güçlük çektiğimi; şayet hatalı olarak karşıdan karşıya geçen ve bu olaya neden olan bir yaya varsa, asıl suçun o yayada olduğunu ve yayanın cezalandırılması gerektiğini” boş yere anlatıp kendimce tatmin olmaya çalışıyordum ki, rahatsızlığımı daha da arttıran cevaplarla karşılaştım “Yayayı bulup 60.- YTL ceza kesebiliriz ama sonuçta bu kazanın suçlusu yine sizsiniz, önünüzdeki arabayla aranızda fren mesafesi bırakmanız gerekirdi”. Ne kadar yüzeysel ve ezbere bir bakış !!! Kırmızı ışıkta duruyorsanız aranızdaki fren mesafesi ne olabilir??? Daha yeni hareket etmişseniz ve henüz üç metre gitmeden önünüzdeki araba aniden duru vermişse, aranızdaki fren mesafesi ne olabilir??? Mesafe yeterli olsa bile, Refleks olarak böyle beklenmedik bir duruma hazırlıklı olmanız mümkün müdür???

1970’lerin başında İngiltere’de yüksek öğrenim görürken, bir taraftan çalışıyordum. Kazandıklarımla kendime yaşlıca bir araba almıştım. Her neyse! Bir gün Londra’da yine böyle ışıklı bir kavşağa, sağa dönmek üzere yaklaşırken, karşıya geçiş için kırmızı ancak, sağa dönüş için yeşil ışık yandığını görüp, hızımı kesmeden devam etmiştim. Önümde aynı şeritte seyreden ve sağa döneceğini düşündüğüm bir araba yanlış şeritte olduğunu ve karşıya geçiş için kırmızı yandığını son anda fark edip aniden duruverince, yine kurtaramayarak bu arabaya arkadan çarpmıştım. O tarihlerde dahi, bizim bu günkü trafik yasalarımızdan daha adil yasalara sahip olan İngiltere’de, sağa dönüş şeridine girip yeşil yandığı halde aniden duran sürücü 100% kusurlu bulunmuş ve ben sigorta muafiyetimi kaybetmeden arabamı tamir ettirebilmiştim.

Bütün bu stres ve haksızlığa uğramışlık duyguları içinde aklıma gelenlere, ben bile gülümsedim. Bunlardan bir tanesi aslında hepimizi düşündürmeli; art niyetli bir sürücü bu çağdışı kuralı kendi lehine ve kötüye kullanabilir. Hele arabası eski ise, en olmadık yerlerde yapacağı ani duruşlarla, arkadan gelen arabanın kendisine çarpmasını sağlayıp, anlaşacağı bir tamirciyle birkaç olay sonrasında arabasını dahi yenileyebilir. Aslında, basın mensubu gözüyle aklıma gelip beni gülümseten, bu olayı bir polis arabasına uygulama düşüncesi oldu. “Arabama arkadan çarptıktan sonra ne yaparlardı acaba?” sorusu, kafamı kurcalıyor!!! Bir gün ülkemizde de, kolaycı ve yasakçı kanunlar ve kurallar yerine, demokrasinin gereği olan mantıklı, eğitici ve adil bir düzenin hakim olduğunu görebilmek umuduyla!!! Sağlıcakla kalın.