Güvenlik mi? Özgürlük mü?

Bir gün önce Sayın TBM Başkanı, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili açıklama yaparken; “Eski anayasa güvenlik esaslı, hazırlanacak olan anayasa ise özgürlükleri ön plana almaktadır” tarzında bir söylemde bulundular.

Doğrusu bu açıklama bende büyük bir şaşkınlık yarattı. Zira bugüne kadar çıkarılan anayasalarımızın tümündeki temel ilke halkımızın özgürlüğüne kavuşturulması esasına dayalıdır. O kadar ki, bu ilke sadece ulusumuz için söz konusu olmayıp, özgürlük mücadelesi veren bütün dünya milletleri için örnek alınmıştır.

Bu söylemle ilgili olarak şunları düşünmek gerekiyor. Güvencesi olmayan bir özgürlük olur mu? Ya da insanlar özgürlüklerine sahip olmadan kendilerini güvence altında görebilirler veya hissedebilirler mi?  

Konuyu buradan alarak taaa.. Kurtuluş Savaşımıza kadar taşımak gerekiyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının öncülüğünde ve önderliğinde Türk halkı niçin savaşmıştır. Düşman çizmeleri altından ezilmekten ve Sevr Antlaşması ile paylaşılan vatan topraklarını düşman istilasından kurtarmak için değil mi ? Şehitlerimiz canlarını bu uğurda vermediler mi?  

Cumhuriyetimizin ilanından sonra çıkarılan ve yapılan bir takım değişimlerle 90 yıla yakın süredir ülkemize ve milletimize hizmet eden anayasamızın temel ilkesi Türk Halkının özgürlüğüdür. Bu özgürlüğün korunabilmesi ve güvenceye altında tutulması, bu anayasayı çıkaranların tek hedefleri olmuştur.

Bundan sonra çıkarılacak olan anayasanın hedefleri de geçmişte düşünülenlerin aynıdır. Bu hedef asla değişmez ve sahip olduğu ilkelerden saptırılamaz. Çünkü Türk Halkının egemenlik ve bağımsızlığının korunması ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığının sürdürülmesi buna bağlıdır.

Sayın TBMM Başkanı’nın da bundan farklı düşünmediğine inanıyorum. Özgürlük ve Güvenlik, birbirlerini tamamlayan ve bütünleştiren kavramlardır. Biri olmadan diğerinden söz edilemez. Yeni yapılacak anayasanın bu temel felsefe çerçevesinde ele alınacağına ve sonuçlandırılacağına inanıyorum.

Devletçe alınan ve alınacak olan güvenlik önlemlerinin, aynı şekilde özgürlük düşünce ve ilkelerinin; devletin ve halkın yararlarına uygun bir sınırlandırma içinde olması gerektiği unutulmamalıdır. Çünkü her şeyin bir sınırı vardır; toplumsal düzen ve halkın huzuru başka türlü sağlanamaz. Devlet gücünün temsili ise yine ve ancak bu ölçüler içinde sağlanabilir.

Her Türk Vatandaşı, gerek ulusal birliğimizin gerekse toprak bütünlüğümüzün korunabilmesi için yukarda sözü edilen hususları dikkate almak zorundadır. Aksi halde, farklı amaçları ve beklentileri olan bazı kesimlerin kendilerini ham hayallere kaptırmalarına neden olunacak, bu ise ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmayacaktır.  

Yeni çıkarılacak anayasanın temel hedefleri bellidir. Yeni saptanacak hususların bu hedeflerin içinde olacağına hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Konuyla ilgili tartışma yaratıcı söylemlerde bulunulmaması için vatandaşlarımızın üzerine düşen sorumlulukların bilincinde olmaları, konuyla ilgili konuşmalarında kullanacakları sözcükleri dikkat ve özenle seçmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Yeni anayasamızın ülkemizin ve halkımızın hayrına olmasını temenni ediyorum.

Saygılarımla…

 

www.fikirplatformu.net                                                                                         www.antalyabugun.com                                                                           www.edebiyatdefteri.com                

Yayın Tarihi
27.05.2012
Bu makale 6324 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!