Gezi’nin Yıldönümünde Antalya Emniyeti

Gezinin yıldönümünde tüm ülkede bu olayları anmak için etkinlikler ve anmalar düzenlendi.

İstanbul, Ankara ve başka kentlerde güvenlik güçleriyle, anmacılar arasında ibretlik çatışmalar yaşandı.

Başbakanın bilinçli bir şekilde toplumu geren açıklamaları tansiyonu artırıyor ve herkeste tedirginlik yaratıyor.

Türkiye olarak Gezi’nin yıldönümüne bu duygularla girdik.

Cumartesi günü Bahçe Kafe’de yani işyerimde Körfez Gazetesi’nin sahibi Rasim Gündüz ve birkaç gazeteci arkadaş oturmuş sohbet ederken saat dört sularında emniyet müdürümüz sayın Cemil Tonbul yanımıza geldiler.

Bahçe Kafe meydana yakın bir yerde olduğu için eyleme gidecekler de bazen bahçede oturur.

Görüntü çok hoştu; bir tarafta Antalya Emniyet Müdürümüz, bir tarafta eyleme gidecek olan insanlar.

İşte özlenen tablo bu diye düşündüm içimden.

Bir saate yakın oturup çay eşliğinde sohbet ettik.

Müdür Bey kalkıp gittikten sonra bizde birkaç arkadaşımızla beraber eyleme gittik.

Antalya’da muhalefetin bütün renkleri yürüyüşe katılmış, coşkulu bir kalabalık oluşmuştu.

Yürüyüşe katılanlar kendilerine yakışan bir şekilde yürüyüşlerini tamamlayıp meydana geldiler ve iki gün boyunca kurulan çadırlarda yattılar ve eylemlerini sürdürdüler.

Pazar günü akşamüstü bütün guruplar çadırlarını sökerek geldikleri gibi olaysız bir şekilde alandan ayrıldılar.

Bakın ne kadar basit yazıyorum; geldiler, gittiler, çadırlarını söktüler gibi.

İşte bu ortamın oluşmasında polisi uzak tutarak herhangi bir olay çıkmasına müsaade etmeyen Emniyet Müdürümüzün tavrı belirleyici olmuştur.

Oysa polis her yerdeydi, ne görevlerini aksatmışlar ne de insanların gözüne girecek şekilde konum almışlardı.

Sorumlu davranışından dolayı Müdürümüze kocaman bir teşekkür etmek istiyorum.

Amaçları sadece Gezi Olayları’nı protesto etmek ve Gezi’de ölenleri anmak olan eylemcileri de fevri davranış göstermedikleri için ayrıca kutluyorum.

İstanbul ve Ankara’da ise yine Başbakanın konuşmalarından etkilenmiş bambaşka bir polis teşkilatı vardı.

Yakaladıkları eylemcilere acımasızca şiddet uygulamaktan kaçınmadılar.

Şiddet artık o kadar acımasızcaydı ki eylemcileri polisin elinden başka polisler kurtarıyordu.

Demokratik ülkelerde insanlar tepkilerini doğru veya yanlış gösterirler buna engel olunamaz.

Şiddete başvurmadıkları sürece bu onların hakkıdır.

Ben yaptırmayacağım, engel olacağım tarzından yaklaşımlar demokrasiyle bağdaştırılamaz.

Gezinin yıldönümünde ölümlü bir olay olmaması en büyük tesellimizdir.

Bu ülke hepimizin ve bu ülkenin güzelliği farklı renkleriyle, düşünceleri ile güzelleşiyor.

İktidar buna hazımlı olacak.

Ne kadar baskı uygularsan o kadar şiddet karşında oluşacaktır.

Muratpaşa İlçesi Antalya’nın kalbi gibidir.

Eğlence sektörü, turizm, kafeler, restoranlar, meyhaneler her şey neredeyse büyük ölçüde bu ilçemizde.

Yani sorunların büyüğü de bu ilçemizdedir.

İşte bu ilçemizin bir emniyet müdürü var ki ona atom karınca desek yeridir.

Bazen bu adam hiç uyumaz mı diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Sorunları bizzat yerinde kendisi gidip, görüyor, devamlı dolaşıyor sorumluluk alanlarını.

Farklı sesleri dinliyor, herkese eşit davranıyor.

Nobran bir yönetici değil, güleryüzlü, sohbet ederken,  konuşurken bakışları, duruşu rahatsız edici değil.

Yanlış gördüklerimizi nasıl eleştiriyorsak, güzellikleri ve duyarlılıkları da övmesini bilmeliyiz.

Bu sebeple çalışan, üreten insanlara moral olsun diye bu tür yazılarda yazmalıyız ki yanlış yaptıklarında eleştirme hakkımızda olabilsin.

 

Yayın Tarihi
02.06.2014
Bu makale 6677 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!