Gazetecilik ve Soru Sorma Adabı!

 

Her zaman yazar ve her ortamda söylerim gazeteciliğin çok farklı bir meslek olduğunu. Sahte polislik, sahte mühendislik ya da sahte doktorluk yaparsan hapsi boylarsın. Gazeteci olursun hiçbir hukuki zorunluluğun olmaz. Gazete patronunu tanıyorsan, biraz da elin kalem tutuyorsa artık gazetecisindir. Önce birkaç ay köşe yazarsın, sonra bu işi artık kotardığın düşünüp toplantılara ve gündem haberlerine gitmek istersin. Herkes hakkında ileri geri yazar, üstüne üstlük buna da hakkın olduğunu düşünürsün. 

Alaylı olmak ayrı, okullu olmak daha ayrı bir derttir bizim meslekte. Alaylı olup gündemi değiştiren haberlere imza atarsın çekemezler, okullu olursun ‘ukala’ deyip ti’ye alırlar.

Bütün bunların yanında bir de basın toplantılarında ‘kendini gösterme’ hastalığı vardır. Toplantı düzenleyen kişi konuşmasını bitirir ve gazetecilerin konuyla ilgili soru sormalarını bekler. İşinin ehli muhabirler, eğer toplantının gündemi biraz zayıfsa, hemen toplantıyı düzenleyen kişinin ağzından günü kurtarabilecek haberi almaya çalışırlar ve ona göre soru sorarlar. Ama bir de sırf soru sormak izin soru soranlar vardır. Bunların ki hastalıktır ve tedavisi de yoktur. İşi bilen gazeteci ise soruyu uzun tutmaz, sorarken uzun uzun yorum yapmaz, sorduğu sorunun yanıtını kendisi vermez ve aklındaki cevabı onaylatmaya çalışmaz. Yani soru sormanın bile adabı vardır. Her aklına gelen soruyu soramazsın. Tamam bazen toplantıyı düzenleyen kişiye göre, bizim ‘salak soru’ diye tabir ettiğimiz taktik sorularla karşındakinin ağzındaki baklayı çıkarmasını sağlarsın. Olay budur..

+++++++++

 

 YILBAŞI GECESİNE GİYİLİR?

Baş döndürecek bir aşk hikayesi ve tanrıların yüzünü bile kızartacak bir tutku ile dolu bir yıl dileyenler, KIRMIZI giyerler.

Uyum ve huzur içinde geçecek mutlu bir yıl için BEYAZ giyin..

Başarı, refah ve zenginlik içinde geçecek bir yıl için SARI giyin...

Bir rock yıldızınınki gibi bir sağlık (dinamizm) isteyenler MAVİ giyin...

Özel ve profesyonel yaşamınızda bir İrlandalı Şansı ile dolu bir yıl için, YEŞİL giyin.

Romantik ilişkilerinizde bir yıl dolusu şans istiyorsanız PEMBE giyin.

Karanlık tarafınızın rüyalarının gerçek olması için SİYAH giyin... (Alıntı)

 

+++++++

ASLA BİLMEYENLE TARTIŞMA

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş.

" Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş.

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş:

"İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi."

- Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.

- Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.

- Asla bilmeyenle tartışma.

 

++++++++

 

HAFTANIN SÖZÜ

 

Para için her şeyi yapmaya hazırım, hatta çalışmaya bile.

 

++++++++

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

 

SALAK DEĞİLİZ, DELİYİZ!

Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.

Adam arabayı kenara zor yanaştırır.

Sonraki işlem malum...

Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.

Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.

Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.

Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.

Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;

-Ula salak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?

- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.

-Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder.

Adam hemen denileni yapar ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:

- Senin ne işin var tımarhanede?

Cevap müthiştir.

- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil!..

 

PADİŞAH FIKRASI

Memleketin birinde 3 kere camiye gitmeyeni idam ediyorlarmış. Usulen idam edilmeden önce 3 dileğini yerine getiriyorlarmış. Adamın biri 3 kere camiye gitmemiş ve tabii yakalanmış. İdam edilmeden önce sormuşlar;

– İlk dileğin ne?

– Vezirin karısıyla beraber olmak istiyorum! Vezir “olmaz” dese de padişah “mecbur” demiş ve adam vezirin karısıyla beraber olmuş.

İkinci dileği olarak padişahın karısıyla beraber olmayı seçmiş. Bu sefer padişah “hayır”dese de herkes itiraz edince mecbur kalmış.

– Son dileğin ne diye sormuşlar. Adam, bir vezire, bir padişaha bakmaya başlamış. Aradan 5 dakika geçtikten sonra vezir bakmış ki niyet kötü namus elden gidecek;

– Ben bunu sanki camide gördüm gibi geldi, diyince padişah da tasdiklemiş;

– Ne gibisi! Yanımda kılıyordu ya.!

 

Yayın Tarihi
24.12.2014
Bu makale 2055 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!