Dünkü gazetelerin bazı
başlıklarına bir göz atalım.
Cumhuriyet, 22.09. ilk sayfası:
TOMA'ların Gezi Direnişçilerine kimyasal sıktığı belgelendi.
“ 'Tazyikli kimyasal'
Tomalardan 'gezi eylemcileri' üstüne sıkılan tazyikli
suyun içinde
basbayağı kimyasal olduğu saptanmış! Ç.Ü.Adli Tıp A.B.D. Raporuna
göre 'Oleoresin
Casicum' maddesi suda çözünmemiş. Aseton, metanol gibi çözücülerde
çözünüyormuş. Bu madde suyun üstünde kaldığı için tomalarla, halkın üstüne kimyasallı
su değil, doğrudan kimyasal
sıkılıyormuş!..”
“Ölüme neden olabilir.”
denilmiş..Söz konusu kimyasal, gözlerde yanma, kas
kasılması, nefes darlığı, apne nöbeti gibi
çeşitli semptomlara yol açıyormuş. Şiddetine
ve süresine göre ciltte yanma, çok ağrılı
kızarıklıklara neden olan kimyasalın “ bazı
olgularda ölüme bile neden olduğu..” belirtilmiş.
Tahlili yaptıran M.Vekili Ümit Özgümüş,” Gezi eylemcilerinin neden
epilepsi
gibi bir kriz geçirdiği” anlaşıldı
demiş....
Atasözünü,” ele verir talkımı, kendi yutar salkımı!” anımsayın.
Suriye'de
barış meleği kesilenler, içeride kendi
halkına zulmediyor. Bunu anlatmak için destan
yazmaya gerek kalmış mı? ( Talkan-talkın koruk, Div.
Lüg. Türk, s:99, 215)
Aramızdaki bir yabancıya kulak verelim. (Cumh. 22.9. 1.ve 16 sayfa)
“Batılı Türkiye istiyoruz!”
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Nebil
Maaruf “Yeni bir Arap ülkesi değil, batılı bir Türkiye istediklerini.”
söylemiş. Leyla Tavşanoğlu ile uzun bir söyleşi yapmış.
Ara başlıklar söylediklerinin sadece özetidir..:
“ Bize batılı Türkiye lazım.”
“ İsrail Türkiye ilişkileri bozulunca Türkiye'nin barış sürecinden
uzaklaştığı
gibi bir görüntü ortaya çıktı. Belki ABD de
böyle bir durumun ortaya çıkmasını istemiştir.”
“ Büyük Patron ABD. ABD'nin Araplarla ilişkileri onları dinleyip
emir vermeye
dayalıdır. Bütün dünyada bu siyaset
geçerlidir. O zaman da tabii ki büyük patron
karar alıcı oluyor.”
“Hamas, Erdoğan'a Gazze'yi ziyaret etmesi için
baskı yaptı. Çünkü Hamas
dışarıdan daha çok üst düzey yetkili davet
ederek, Gazze'de kendi konumuna
meşruiyet kazandırmak istiyor.”
“ Ortadoğu haritası yeniden çiziliyor.”
“ Müslüman müslümanı öldürünce bölünüyoruz.” demiş. Söyleşinin
tümünü
okumak kuşkusuz gereklidir. Aramızdaki yabancının sözleri bilindik
olsa da çarpıcıdır.
Uyarıcıdır! Müslüman Kardeşler yandaşlığına
soyunmuş birilerinin, şeriat devleti sap-
lantısı olan birilerinin, bu uyarıları
anlaması zordur. Bıraksalar Suriye'nin kuzeyinden
girip güneyinden çıkacağını umuyor!
' Arap parası ile Araplarla savaşacak!'
mış. Geçenlerde Cumhuriyet'in başlığı idi.
Paralı bazı Arap ülkeleri ABD'ye önermişler bunu. Parası bizden
demişler. ABD
hayır dememiş, düşüneceğiz demiş!
Bizi yönetenlere ne oluyor?
Savaş, savaş diye önde koşturuyorlar. Rakı yerine ayran önermişlerdi.
Ayranları yok içmeye...
Sözcü'nün, 22.09. başlığı, bir uçtan bir uca:
“ Açılım peşinde koşuyorlar, gerçekleri
görmüyorlar, Tayyip paket yapıyor, PKK
yığınak yapıyor. Erdoğan 'Açılım paketini
30 Eylül'de açıklayacağım' diyor ama PKK da
boş durmuyor. 3 bin PKK'lı şehirlere
dağıldı.”
Yoruma
gerek var mı? Dağdaki pire, yatağa yorgana dağılmıştır!
“Polise atılan roketten, istihbarat zaafı çıktı.” demiş ara başlıkta.
Polis ergenekoncu,
eski, yeni darbeci, emekli asker ararken,
gizli tanık ayarlarken; sıçanlar evi basmış!
Gazete
başlıkları, Türkiye'nin hal ve gidişini yorumsuz anlatıyor!
Anlayabilenlere
aşk olsun! Azrail bile üç kere 'geldim' diye yoklarmış!
Sağlıcakla kalın..