Galatasaray nefes aldırmadı

Büyükşehir basketbol ekibimizin, son haftalardaki hem performansına, hem de psikolojisine baktığımızda, geçtiğimiz hafta oynadıkları Galatasaray maçı için çok da umutlu olmadığımı belirtmiştim. Nitekim maçın gidişatı ve sonucu da benim neden umutlanmadığımı net olarak ortaya koydu. Sezonun başında silahları gizli olan takımımızı rakipler artık çözmüş durumda. Geriden gelerek maçı alma taktiği artık bizi sonuca götürmüyor. Takımın farklı taktiklere ihtiyacı var. Tabii bu taktikleri uygulamak için ise silah zenginliği lazım. Ne içeride rahatlıkla sayı üretebiliyoruz, ne de dışarıdan 3’lük bulabiliyoruz. Etkili adamlarımız tespit edilmiş ve iyi savunma ile etkisizleştirilmiş durumda. Dakikalar ilerlediğinde ise yorgunlukla birlikte stres devreye giriyor ve gereksiz top kayıpları takıma yeniden kan kaybettiriyor.
Fakat bütün bu sonuçlara rağmen tüm Büyükşehir sporcularını kutlamak gerekir. Çünkü sporcularda hırs var, kazanma isteği var, maçın sonuna kadar mücadele var. Onların bu özellikleri bize, ‘bizim burada ne işimiz var’ dedirtmedi. Ellerinden geleni sahaya yansıtmaya çalıştılar. Ama ellerinden gelmeyen durumlara da teknik ekip ve yönetim el atmalı, çünkü takıma dış şutları kullanabilen ve oyunu şekillendirebilen bir veya iki sporcu takviyesi şart gibi gözüküyor. Tabi bunun için de para lazım. Takımımızın ekonomik koşullarının çok iyi olmadığını biliyoruz. Buna pek de fazla diyecek bir şeyimiz yok. Fakat anlam veremediğim; madem ekonomik durumumuz iyi değil, bu kadar kontrolsüz davranıp ceza üstüne ceza almaya ne gerek var? Elde olanı cezaya değil de gerekli olan transferlere harcasaydık belki biz şimdi gelecek adına daha umutlu olurduk.

 EFES GELİYOR

 Bu hafta evimizde Efes’i ağırlayacağız. Basketbolun dev ismi ile bu kez Antalya’da oynayacağız. Sezonun başında ilk maçımızı Efes’le yaptık ve ilk galibiyetimizi de Efes’ten aldık. Bu galibiyetin alınmasını doğru bir taktik ve şansın da yanımızda olmasıyla açıklayabilirim. Bu galibiyetle umutlandık ve lige sarıldık. Efes takımının ekonomik olarak bizden kat be kat üstün olduğunu biliyoruz. Fakat biz yine tarihten biliyoruz ki; bazı savaşlar kazma kürekle, sayı olarak çok çok üstün ordulara karşı kazanılmıştır. Yani kazanmak için uygulanan şaşırtıcı taktikler, ekonomik olarak ve güç olarak üstün olan orduların devrilmesi sağlamıştır. Tabii ordunun başında bu sonucun oluşmasını sağlayan zeki ve donanımlı bir komutan olması şarttır. Umarım bizim komutan da bu vasıflara sahiptir.


 GÖNÜLLÜ MELEKLER

 Sporun bir yerlere gelebilmesi ve genç yeteneklerin bulunup desteklenmesi adına spor gönüllüsü meleklere ihtiyacımız var. Geçtiğimiz hafta Büyükşehir maçı arasında spor gönüllüsü bir melekle tanıştım. Ebru Tapan; küçüklüğünde futbol maçlarını babasıyla izlemeye gitmesinin dışında futbolla bir bağlantısı olmamasına rağmen şu an kendisine ihtiyacı olan bir futbol kulübünün yöneticiliğine soyunmuş. Yani bir anda küçüklüğünde izlediği branşın mutfağında bulmuş kendisini. Başta ‘yapabilir miyim’ diye düşünmüş, hatta bırakmayı da. Ama desteğe ihtiyacı olan imkânları olmayan çocukları görünce devam kararı almış. Öncelikle bu kararından dolayı tebrik ediyoruz kendisini. Ebru Tapan’ın yardım isteğini Muratpaşa Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Ali Fuat Uludağ da yanıtsız bırakmamış. Ali Fuat Uludağ’ın katkılarıyla, öncelikle sporcuların sağlık taramaları gerçekleştirilmiş. Bu konuda da Antalya Anadolu hastanesi destek teklifini kabul etmiş ve takım için yapılması gereken ön hazırlıklar da böylelikle tamamlanmış. Anadolu Hastanesi Genel Müdürü İrfan Erdoğan bununla da kalmayıp sporculara gıda ve malzeme konusunda da destek vereceklerinin sözünü vermiş. Ve sonuç olarak kalbi spor ve yardım için çarpan yüreklerin bir araya gelmesiyle minik yüreklere umut doğmuş.
 Üç isim bir araya gelmiş ve yaklaşık 30 sporcuya umut ışığı doğmuş ve spor yapmaları desteklenmiş. Bunun gibi gönüllü birçok kişi elini taşın altına koysa ve yardıma ihtiyacı olan spor branşlarına maddi olmasa bile manevi destek verse, spor adına çok yol kat etmiş oluruz. Spor kulüplerinin maddiden çok manevi desteğe ihtiyacı olduğunun şahidi birisi olarak, herkesi spor adına gönüllü melekler olmaya çağırıyorum. Sizin uzatacağınız el ile ve elinizden gelebilecek imkânların yaratılması ile birçok sporcuyu kazanabiliriz. Unutmayın bir Hidayet Türkoğlu durup dururken yetişmedi. Destek verilmeseydi, bu gün göğsümüzü gururla kabartacak dünya çapında bir sporcu olabiliri miydi? Herkesin de spora bu bakış açısıyla yaklaşması gerekiyor. Yeter ki kanatlarınız olmamasına rağmen melek olma görevini üstlenin.

 

Yayın Tarihi
21.01.2011
Bu makale 10450 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!