Fazlası mide bulandırır!

Körfez Gazetesi dün sürmanşetten “MHP’li Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ile Hasan Gökce’nin de Ak Parti’ye geçeceği” haberini verdi.

Şöyle bir düşünülürse, Türkiye’deki bir çok belediye başkanı ve meclis üyesi, etik olacağını bilse hükümet partisine geçmek ister.

Geçer geçmesine de fazlası sizce huzursuzluk, rahatsızlık getirmez mi?

Hilafet gelecekse, belki

 

Türkiye Cumhuriyeti, yasalarla idare edilir, demokratik seçimle idare belirlenir.

Şimdi halk çeşitli partilerden başkan ve meclis üyesi seçmiş.

Eğer siz halkın iradesini yok sayıp da önünüze geleni Ak Parti’ye alırsanız, hem demokrasiye darbe vurmuş olursunuz, hem siyasete karşı güvensizliği körüklersiniz, hem de partinizi yol geçen hanı durumuna getirmiş olursunuz.

Ha eğer Cumhuriyet rejimini yıkıp, hilafeti getirecekseniz, sorun olmaz.

Demokrasi olmayacağı, tek kişi tarafından ülke idare edileceği için kim nereye geçmiş, o kadar önemsenmez. Halkın demokrasiye güveni kalmış, kalmamış fark etmez.

Ama demokrasiyi, cumhuriyeti seviyorsanız, koruyup kollamak da göreviniz olmalı.

 

Haklıdan haksızlığa

 

Yerel seçimler sonrası Büyükşehir’i kazanan Ak Parti, meclis aritmetiğinde zor duruma düştü.

Başkanlık koltuğunda Menderes Türel oturuyor, meclisin çoğunluğu muhalefetten.

Geçmek isteyen, Ak Parti’ye sırtını dayamak zorunluluğu hissedenler, kapınıza gelmiş ise çoğunluğu sağlamak için birkaç meclis üyesi transfer edilebilir ve halk arasında da çok büyük sıkıntı yaratmayabilir, Türel’in hizmet için daha rahat çalışması için transfere başvurması kabullenilebilinir.

Durum da böyle olmuştur ve Türel’in 2 CHP’li, 3 MHP’li Büyükşehir Meclis Üyesi Ak Parti’ye geçmiştir.

Parti kadrolarından belki itirazlar gelmiştir ama çok da eleştirilmemiştir.

Meclis çoğunluğu da Ak Parti’ye geçmiştir.

Bundan sonrası başka anlam taşır.

Geçen açısından halkın oyunu hiçe saymak suçlaması doğar, oy veren halk da biraz “Kullanıldığı” hissine kapılır.

Geçişlere izin verenler ise “Demokrasiyi istemiyorlar” şeklinde itham edilebilir.

Türel, ilk geçişlerle üstünlüğü sağlamıştır.

Bundan sonrası siyasetin dengelerini bozar.

Kötü niyet algılanır.

Çıkarcılık ön plana çıkar.

Geçenler de, geçmelerine izin verecek olanlar da hoş karşılanmaz.

Partilerin Antalya’daki teşkilatları halk arasında sorgulanır.

Parti değiştirecek olanın mevcut partisinin yönetimi, dirayetsiz duruma düşürülür.

Ve partilere karşı güven kalmaz.

Bu da gelecekte demokrasiye darbe teşkil edecektir.

Ak Parti açısından da “Yol geçen hanı” gibi algılama yaratılmış olur.

Partilerimiz demokrasimizin vazgeçilmezleridir.

Demokratik şekilde seçilenlerle çok oynamak, demokrasiyle oynamak ve güvensizleştirmek anlamına gelir.

Bu durumlara düşmekten kaçınmak, ülkemiz demokrasisinin geleceği açısından doğru bir davranış olur…

Yayın Tarihi
12.09.2014
Bu makale 7714 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Bir partiden seçim kazanarak, belediye meclis üyeliğine seçilen birisinin, sırf belediye başkanı sayısal üstünlük kazanacak diye, başka bir partiye geçmesini hoş göstermek, adete bunun meşru olduğunu empoze etmek, hiç de kabul edilecek bir durum değildir. Bu geçiş yapanlar bağımsız seçime girip kazansalardı, hiç bir sorun olmazdı. Ama kabul ediniz ki, oy verenlerin çok büyük bölümü isimlerini dahi bilmeden, partiye oy verdiler. O geçenler hakkında halk arasında ne kadar para aldıkları da konuşuluyor. Bu durum asla etik değildir. Bir seçim döneminde, bir partiden seçim kazanan bir kisinin, farklı bir partiye geçmesi yasalarla kesinlikle engellenmelidir. Fırıldak Kubileri unutmadık.

Aslı Yedigül 01.10.2014

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!