Eskişehir- Antalya hattına birkaç katkı

Antalya’daki medya mahallesinin duayen ağabeylerinden Oğuzhan Özenci dünkü yazısında yazdı. Belediyenin yeni bürokratlarından bir gurup, geçtiğimiz günlerde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne gidip araştırma ve incelemelerde bulunmuşlar. Oğuzhan ağabey diyor ki; “Bana anlatılanlardan anladığım Eskişehir Belediyesi’nin bir ruhu olduğu… Bu güzelliklerle dolu ruhu, Antalyalılar da yakalamak istiyor.”

Bu görüşlerine, ben de bildiklerimle katkı yapmak istiyorum. Çünkü ne de olsa doğma büyüme Eskişehirliyim. Üstelik bütün eğitim yaşamım da bu kentte geçti. Dolayısıyla, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen hocayı da, bu vesileyle tanıma imkânına kavuştum. Eskişehir Belediyesi’ndeki ruhu anlayabilmek için, Yılmaz hocayı biraz daha yakından tanımak gerekir diye düşünüyorum.

Yılmaz hoca, doğma-büyüme Eskişehirlidir. Babası dönemin Eskişehir Valisi’nin makam şoförüdür. Kendisi de, liseyi bitirdikten sonra meslek yaşamına Eskişehir’de bulunan Sakarya Gazetesi’nde çalışarak başlar. Kısa sürede, gazetenin yazı işleri müdürü olur. Burada çalışırken, bir gün Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Başkanı olan Prof. Dr. Orhan Oğuz’la röportaja gider. O günlerde genç bir delikanlı olan Yılmaz Büyükerşen, yapılan röportaj ve görüşme sırasında, Orhan hocanın dikkatini çeker. Orhan hoca, Yılmaz hocaya gazeteciliği bırakmadan gece bölümünde Akademi’de okumasını önerir. Ve Yılmaz hocanın üniversite macerası bu öneriyle başlar. Akademiye devam ederken bir yandan gazetecilik yapar, bir yandan fotoğraf çeker, bir yandan karikatür yapar, bunlar yetmez, yerel tiyatro gurupları kurarak tiyatro gösterileri düzenler. Akademiyi 4 yılda tamamladıktan sonra, aynı Akademi’de Orhan hocanın isteği ile asistan olarak kalır ve uzun yıllar Orhan hocanın asistanlığını yapar. Doçent olunca da, Akademi Başkan Yardımcısı olarak görevlendirilir. Yanlış hatırlamıyorsam, Orhan hocanın Marmara Üniversitesi’nin kuruluşunda görevlendirilmesi üzerine Yılmaz hoca Akademi Başkanlığı’na atanmıştır. Ardından 1982 yılında Anadolu Üniversitesi’nin kurulması ile Rektörlüğe getirilen Prof. Dr. Büyükerşen’in, Eskişehir’in 2. üniversitesi olan Osmangazi Üniversitesi’nin Eskişehir’e kazandırılmasında da büyük katkıları oldu. Üç büyük kentin dışında 2. devlet üniversitesi olan tek kenttir Eskişehir…

Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü sırasında pek çok sefer Milletvekilliği ve Bakanlık teklif edildi. “Eskişehir’e yapacağım hizmetler bitmedi” diyerek kabul etmedi. 1999 yılında rektörlük görevi tamamlanınca, DSP adayı olarak Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi ve o günden bugüne 10 yıldır bu görevi sürdürüyor. Şimdi ise, 15.yılın ilk adımlarını atıyor Yılmaz hoca. Unutmadan eklemem gerekir. Ecevit’in vefatından sonra bir ara DSP Genel Başkanlığı’na da adı geçti. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, adı Cumhurbaşkanı olarak geçenler arasındaydı. Burada Yılmaz hocayı anlatırken, pek çok şeyi de atladığımı belirtmem gerekiyor. Yaptığı iyi işleri anlatmak için bu sayfa hem yeterli değil, hem de siz okurların sabrını zorlamak istemem. Eskişehir’in bugünkü önemini ve anlamını, benim gibi çocukluğu kışın çamur, yazın toz toprak olan yollarda geçenler bilir.
         Kentte yaptıklarına gelince, önce bilime önem verdi. Binlerce öğrencinin yaşadığı bir kent oluşturdu. Ki bu öğrencilerin pek çoğu, yaz tatillerin de bile Eskişehir’den ayrılmazlar. Mezun olup ayrılanlar da, tekrar Eskişehir’e gidebilmek için mutlaka bir vesile yaratırlar. –Pek çok arkadaşımın yaptığı gibi…-

Bilimle birlikte sanat ve kültüre inanılmaz bir önem ve destek verdi. -Belediye tiyatrosunun oyunları geçen yıla kadar 1 TL’ydi.- Senfoni Orkestrası, Şehir Operası ve kentin her tarafında karşınıza çıkan heykeller bunun en güzel kanıtlarıdır.

Yıllar yılı Sümerbank dokuma fabrikası nedeniyle, rengârenk boyaların aktığı Porsuk Çayı, hem kirliydi, hem de bataklık haline dönüşmüştü. Şimdi ise; motor botlarla, bir uçtan diğer uca kent içinde seyahat etmek mümkün. Şehir tramvayı ile kentin dört bir noktasına ulaşabilirsiniz. Üstelik aktarma yaptığınızda ekstra ücret ödemeden. Porsuk nehri kenarındaki yürüyüş yolları ve kafelerle, Avrupa’daki gıpta ile baktığımız kentlerin atmosferini yaşarsınız. Son olarak, Yılmaz hocanın yaptığı açık hava müzesi ve plajı ile dünya çapında örnek gösterilecek bir kenttir Eskişehir.

Gerçekten Oğuzhan ağabeyin de belirttiği gibi Eskişehir Belediyesi’nin bir ruhu vardır. Ama unutmamak gerekir ki; o ruh aslında, kentine sevdalı bir insan olan Yılmaz Büyükerşen’in ruhudur. Pek çok insanın aklını başından alacak teklifleri elinin tersi ile iten, yaşamının anlamını, kentine hizmet etmek olarak anlayan insanın ruhudur.

Yayın Tarihi
21.06.2009
Bu makale 9466 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!