Erkeklerin Borcu

 

Bir varsayıma göre bin beş yüzlü yılların sonları bin altı yüzlü yılların başlarında Osmanlı donanması ile Portekiz donanması arasında yaşanan savaşlardan birinde, Portekizliler esir ettikleri Osmanlı denizcilerini güney Amerika’ya götürürler. Bir süre sonra İngiliz donanması, Osmanlı denizcilerini, Portekizlilerden kurtarırlar ve tekrar Osmanlı topraklarına götürmek üzere yanlarına alırlar. Dönüş yolunda ikmal yapmak üzere bugünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin Carolina eyaletine uğrarlar. O yıllarda Burada daha önceden gelip yerleşmiş İngilizler yaşamaktadır. Gemi komutanına yeni kıtada mutlu olmadıklarını, İngiltere’ye dönmek istediklerini söylerler. İngiliz komutan üç yüz kadar Osmanlı Denizcisini Carolina’da bırakır ve yerlerine İngilizleri alarak yeni kıtadan ayrılır. Burada kaderleriyle baş başa kalan Osmanlı denizcileri için yeni bir hayat başlamıştır artık. Kızılderililerle kaynaşırlar, evlenirler ve artık oralı olurlar.  Başlarına gelen bu kadar talihsizlik üzerine kendilerine lanetli anlamına gelen “Melun” kelimesinden türeterek Meluncan derler. Bu kelimeyi internette aratarak Meluncanlarla ilgili daha detaylı bilgilere ulaşmak mümkün.

Zamanla asimile olan Osmanlı denizcilerinin yaşadıkları bölgede Türk olduklarına dair bir takım izler bulunmaktadır. Türk motiflerine çok benzeyen kilimleri, ABD de pek bilinmeyen bulgur tükettikleri, çok misafirperver oldukları ve görünüş olarak Türklere çok benzedikleri de biliniyor. Günde beş kez güneye dönerek egzersize benzer hareketler yaptıklarından ilk gelenlerin namaz kıldıklarını ancak zamanla dinlerini unuttuklarını anlıyoruz.

İşte Meluncanların kısa hikâyesi.

Daha önce duymayanlara kısaca anlatmış, bilenlere de hatırlatmış olduktan sonra gelelim benim varsayımıma: Sizlerin da fark ettiğiniz gibi başlarından çeşit çeşit olaylar geçen, türlü türlü badireler atlatan bu Osmanlı denizcilerinin yanında hiç Osmanlı kadını yok. Sadece erkeklerden oluşan bir topluluk. İnternetten araştırınca göreceksiniz Meluncanların Türk kökenli olabileceği ile ilgili varsayımın ortaya çıkışı bile bir rastlantı. O kadar asimile olmuşlar, o kadar benlikleri kaybolmuş ki içlerinden kimsenin Türklükle, Osmanlılıkla, Müslümanlıkla ilgisi kalmamış. Fakat biliyor ve görüyoruz ki yeni dünyaya göç eden birçok millet hala ne kadar Amerikalı olursa olsun köklerini, eski dünya ile bağlantılarını biliyorlar, koruyorlar ve aktarıyorar. Kültürlerini ve kimliklerini kaybetmiyorlar. Bizimkilerden farkları ise sadece kadınları ile birlikte göç etmiş olmaları.

Lafı uzatmaya gerek yok, bana kalırsa tüm varlığımızı kadınlara borçluyuz. Kadın yoksa kimlik yok, kültür yok, din yok…

Tüm kadınların dünya kadınlar günü kutlu olsun.

Yayın Tarihi
06.03.2019
Bu makale 2670 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!