SUBAŞININ BAKIŞI

Eleştiriye Alışmalıyız

Siyaset yapmanın ne kadar zor ve çetrefil bir iş olduğunu bildiğim için siyaset yapanlara genelde belli bir hoşgörü ve anlayışla yaklaşırım. Siyasetçi evini ve rahatını siyaset uğruna neredeyse terk etmiştir.

Geçmişte, siyaset sistematik ve planlı bir biçimde kötülendiği için toplumdaki yerleşik algıya göre siyasetçinin karnesi de zayıftır…

Çoğu aydınımız ise siyaset dışından, siyaset yapmak kolay göründüğü için mükemmel icraatların tanımını yapmaktan ve yapılan işleri kötülemekten pek hoşlanır. Siyasetçi ise çoğu zaman mükemmelin olamayacağını görmüş mümkün olanlar arasından yol bulmaya çalışıyordur.

Tabi ki her alanda olduğu gibi siyaset alanında da bilerek ya da bilmeyerek hata yapan görevini kötüye kullananlar vardır kuşkusuz. Genelde ülkemizde siyasetçilere, kusurlu olsun ya da olmasın ağır bedeller ödetilmiş acımasız davranılmıştır! O nedenle genç nesil, aileleri tarafından siyasetten özellikle uzak tutulmaya çalışılmıştır…

Antalya’da son zamanlarda Ak Parti, CHP ve MHP peş peşe il yönetimi seçimlerini yaptılar il başkanlarını tanıdım. Üçü de 35 yaşları civarında genç ve aynı zamanda görevini iyi yapmaya çalışan siyasetçiler… Türkiye’de siyasette bir şeylerin değiştiğini görmek doğrusu hoşuma gidiyor.

 Kültürümüzde siyaset kurumunun Osmanlıdan bu yana baskı altında tutulması infaz ve idamların yaşanması, partilerde safların sıklaşması ve kamplaşmanın derinleşmesi sonucunu yaratmıştır… 

Partiler birbirlerinin hizmet yarışında rakipleri olduğunu henüz tam olarak kabullenmiş değil belki de! Geçmişin acı anıları derin yaralar oluşturmuş… Onun için derin devletle hesaplaşmak siyaseti özgürleştirmek bizim için hayati öneme sahipti! Bu hesaplaşma, insanımızın da insan onuruna yakışır biçimde yaşama hakkına sahip olmasının yolunu açacaktı. İktidarın derin devlet; çete; mafya türü örgütlenme modelleriyle yaptığı mücadele gerçekten bana göre desteklenmesi gereken en önemli başarısı olmuştur. Ekonomik alandaki istikrar da yeterince övgü almıştır.   

Önemli başarılardan sonra, insanımızın, insan onuru ile bağdaşır biçimde hak ve özgürlüklerine sahip olmasının yolunu açacak başta hukukumuzdaki düzenlemeler ile pratikte doğru adımların atılması toplumun beklentisidir… Bunda sabırlı olmak hatta katkı koymak ta görevdir… Ama yaşanan Uludere ve Kürtaj konularında hükümetin tutumunu eleştirmeden geçemedim! İnsan hakları kavramını geliştirmek bu konudaki eksiklerimizi gidermek zorundayız.

Barakalarda, hala hiçbir güvenliği olmayan karakollarda gencecik çocuklarımız ölüyorsa insanımıza yeterince değer vermediğimizdendir!

Ceza evlerimiz dolup taşmışsa, isyanlar oluyor ve yanarak ölüyorlarsa insan haklarına yeterince değer vermediğimizdendir.  

Kemal Kılıçtaroğlu “terör önlenemiyorsa sorumlusu siyaset kurumudur” derken haklıdır. Artık her şeyin sorumlusu siyaset kurumudur! Eskiden mazereti vardı! İster derin devlet diyelim isterse vesayet! Ama şimdi ne bunlar var ne de mazeret! Elbet bir çırpıda düzelmeyecek ama atılan adımlar umut vermeli!

Geçen gün bir toplantıda Ak Partili dostlar şaka yollu “bizi bombalıyorsun” dedi. Düşündüm gerçekten bombalıyor muyum diye? Son günlerde bu konularda eleştirim yoğunlaşmıştı gerçekten. Objektif gözlem yapmaya çalışanların eleştirileri yararlıdır diye düşünmüşümdür hep… Eleştiri kavganın yolunu keser!

Yayın Tarihi
26.06.2012
Bu makale 8805 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!